Giriş
(11)

Sizce Suçlu Kim?

deneme
Merhaba Duyuru Ahalisi,Üzerinde anlaşmazlık yaşanan Bir konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Aşağıdaki durumda kim neden suçlu sizce?Tarif etmeye başlayayım durumu;4 katlı bir binada, Aynı evde yaşayan 2 kişilik bir aile + 3 kişilik bir aile, yani toplamda 5 kişilik iki aile var. Bir de bu
Merhaba Duyuru Ahalisi,

Üzerinde anlaşmazlık yaşanan Bir konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Aşağıdaki durumda kim neden suçlu sizce?

Tarif etmeye başlayayım durumu;

4 katlı bir binada, Aynı evde yaşayan 2 kişilik bir aile + 3 kişilik bir aile, yani toplamda 5 kişilik iki aile var. Bir de bu aile ile bağlantılı 4 kişilik bir başka aile var.
Bu 3 aileyi sırasıya 1. aile (2 kişilik aile), 2. aile (3 kişilik aile) ve 3. aile (4 kişilik aile) olarak adlandıracağım. Ailelerdeki herkes yakın akraba.

Chapter 1
Farklı bir binada yaşayan 3. ailenin dünya görüşü biraz değişik, ailenin erkeği dünyanın düz olduğuna inanıyor, aşı karşıtı, her türlü komplo teorisi eklentisi yüklü. Doğal olarak koronaya inanmıyor, maske takmayı reddediyor. 1. Ailenin erkeği ise daha önceki uyarılarında yaşadıklarından ötürü ailevi sorunlara neden olacağını bildiği için bu arkadaşın eve hastalık sokacağını bilse de ses etmiyor, karışmıyor, ve zamanı geldiğinde bu 3. aile üyesi hastalığa yakalanıyor, diğer iki ailedeki herkes de temaslı oldukları için korona tehlikesini yaşıyor, ekstra olarak 1. ailenin başka şehirde yaşayan anne babası da bu dönemde 1. aile ile temaslı oldukları, aynı zamanda yaşlı ve hasta oldukları için bu kişi nedeniyle yüksek risk altında kalıyor.

Chapter 2
Hal böyle olunca 1. aile eve hastalığı sokan 3. aileden yardım istiyor, test yaptırmalarını rica ediyor durumu kesin olarak anlayabilmek ve duruma göre kendilerine de test yaptırabilmek adına, yine doğal olarak 3. aile test yaptırmayı reddediyor, buruna sokulan test kitini yine komplo teorileri ile kullanmayı reddediyorlar, 1. aile durduk yere uğraş didin kendilerine bir şekilde test yaptırıyor ve sonuç negatif çıkıyor, ortalık sakinleşiyor. Bu arada 2. aileden bir kişi de 3. ailedeki kişinin ihmali nedeniyle bu hastalığı kapıyor, o test yaptırıyor, pozitif çıkıyor. Kişi tamamen odasına kapatılıyor, kimseyle görüştürülmüyor.

Chapter 3
Tüm bu yaşananlardan sonra 1. aile üyeleri yaşadıkları yeri paylaştıkları 2. aileye bir süre boyunca 3. aile üyelerinin kesinlikle eve alınmaması gerektiğini altını çizerek önemle rica ediyor. 21 Ekim’de hastalığı kapan 3. ailenin bir çocuğu ise, 3 Kasım tarihinde 1. ve 2. ailenin ortak yaşadığı eve 2. aile üyesi tarafından gizlice getiriliyor, çocuk bütün gün evde takılıyor kucak dolusu sevgiyle, olaylar burada yeniden canlanıyor, 2. aile olayın üzerinden 10 gün geçmesinin yeterli olduğu ve yanlış bir şey yapmadığı savıyla 1. aile üyesini dinlemeyi reddediyor, bu olaydan sonra 1. aile iki hafta boyunca tamamen karantinaya alıyor kendisini, ayrıca 2. aileye daha önce bu konudaki hassasiyetlerini dile getirdiğini, 3. aile test yaptırmayı reddettiği için kimin hangi hastalığı ne zaman kaptığının ve iyileşip iyileşmediğinin belli olmadığını, eğer yanlış bir şey yapılmadığını düşünüyorsa neden bunu gizlice yapmaya çalıştıklarını soruyor anlatıyor ama bir çare olmuyor.

Chapter 4
Bu konuda 1. ailenin rahatsızlığını önemsemeyen 2. aile üyesi asla pişman olmadığını ve 3. ailenin koronalı evinden bu çocuğu yine olsa yine getireceğini söylüyor, bu durumda 1. aile taşınmaya karar veriyor.

Chapter 5
Bu kararın ardından 1. aile olmadan 4 katlı evde yaşayamayacak olan 2. ailenin olaydan sorumlu kişisi ağlayıp sızlamaya başlıyor, 3 Kasım’dan bugüne dek sürüyor tartışma ancak 1. aile kesin kararlı taşınmaya, 2. aile zor durumda kalmasın diye evi terk ediyorlar taşınana dek. 2. aile sorumlu kişisi ise önce 1. aile üyelerine küsüyor, konuşmak istemiyor, sonra bizi böyle bırakarak yanlış yapıyorsunuz, artık sizle ilişkimiz bozulacak, sevgisizsiniz, vicdanınız sızlamıyor mu muhabbetine giriyor. Durumun sorumluluğunu 1. aileye yıkıyor. Belaltı çalışmaya başlıyor, Ama kesinlikle geri adım atmıyor koronalı evden çocuk getirmek konusunda, ısrarla da arkasında duruyor.

Şimdi ben her ne kadar taraflı anlatmamak istediysem de yapamadım, kabak gibi ortada benim hangi tarafta olduğum. Siz daha objektif bakmaya çalışırsınız. Siz ne düşünüyorsunuz bu durumda,

1. aile taşınma kararına 2. ailenin umursamaz ve hesap vermez tavrı nedeniyle mecbur kaldığını, yine de kişisel bir tavır olmadığını, eskisi gibi geçinip gidebileceklerini ama güvende hissetmedikleri için birlikte yaşayamayacaklarını savunuyor. Evde güvende hissetmiyor.

2. aile ise 1. ailenin 2. aileye istediklerini yaptıramayınca onları üzmek için böyle bir şey yaptığını, 1. ailenin kendilerini yarı yolda bıraktığını savunuyor.

Sizce kim suçlu?

www.strawpoll.me
0
deneme
(06.12.20)
Herkes suçlu yıl olmuş 2020, halen daha kavim gibi bir arada yaşanıyorsa olacaklar budur. Türkiyede aile kutsaldır vs deniyor da başlarım kutsallığına. Çekirdek aileler ayrı ve mümkün olduğunca uzak yaşamalı.
Ayrıca komplo teorilerine inanan insan geri zekalıdır.
0
Hallegadola
(06.12.20)
Bir şey anlamadım.
Yine de: problemin içinden imkansızı çıkar, elinde kalan sonuçtur.. tezine göre düşünülerek fail ortaya çıkabilir.
0
Erva
(06.12.20)
Tamamını okudum. Kimse kimseyle yaşamak zorunda değil, sebepsizce de ayrılabilirlerdi. Suçlu olarak değil de birinci aile istediği gibi gidebilir, ikinci ailenin darılması anlamsız olarak söylenebilir.
0
havadakarada
(06.12.20)
sonucunda ölüm riski olan bir şey korona. bu konuda kibarlığa, empati kurmaya gerek yok.
Birileriyle küsmek, ölmekten iyidir. Ölmeyin.
0
michael_knight
(06.12.20)
1 nci aile oradan gitmeli, ilişkilerini de kesmeli, her aile bireyi mensup olduğu aileden (eş, çocuk) sorumludur. eğer zarar geliyor ise durmanın anlamı yok.
0
selam
(06.12.20)
suçlu 1. aile desek vaz mı geçeceksiniz? hiçbir şey canınızdan, sağlığınızdan kıymetli değil. küserlerse de kendileri bilir.

ayrıca bu zamanda başka bir aile ile nasıl yaşanır bilmiyorum. ben kendi ailemin ya da eşimin ailesinin evinde bir kaç günlüğüne kalırken bile kötü oluyorum, ömür geçer mi öyle? bu işten kurtulmak için de fırsat olmuş ne güzel.
0
hadsafhada
(06.12.20)
I. aile evden -hatta mümkünse semtten de uzaklaşıp- kendi yoluna baksın. II. ve III. aile ile iletişimini azaltarak kessin.
I. aile olmadan II. aile orada niye yaşayamıyor orada onu da anlamış değilim.
0
battal gemalmaz
(06.12.20)
Maalesef artık söylediklerine katılıyorum. @Hallegadola
3. Aile mutlu mesut devam ediyor hayatına @Tangoalfa
Haklısınız buradan çıkan sonuç şunun için, 2. Ailenin sorumlu kişisi bu olayı insanlara anlatsak herkes bana hak verir çünkü yeterince bekledim gibi bir laf etti. Ben de bu yüzden burada paylaştım @hadsafhada
Evin kirasını tek başlarına ödeyemiyorlar. @battal gemalmaz
+1 @havadakarada @michael_knight @selam
Problemin içinden imkansızı çıkartmak işini tam anlamadım ben de @erva
0
🌸deneme
(06.12.20)
1. aile 2. ailenin duygu sömürüsüne kanar ve taşınmayı 1 gün bile geciktirirse hata yapar. Günün sonunda kendilerine saygısızlık ettiğini anlar. Kusura bakmasın şu laf edildiyse "Bu konuda 1. ailenin rahatsızlığını önemsemeyen 2. aile üyesi asla pişman olmadığını ve 3. ailenin koronalı evinden bu çocuğu yine olsa yine getireceğini söylüyor, bu durumda 1. aile taşınmaya karar veriyor." hadi bye demekten başka bir şey yapılmaz. Ben 3. ailenin dünya görüşüne iyi kötü saygı duyup 5 tane izbandut gibi herifle evine dalıp zorla test yapmıyorsam, sen de benim görüşüme saygı duyacaksın. Benim rahatsız olduğumu bile bile benden saklayacaksın. Yok yeaaa. Sonra suçlu ben olacağım. Ha benim de 2. aileye (hep nedense kendimi 1. aile olarak sayıyorum nedense) saygı duymam lazım. Bana açık açık söyledikten sonra isterse 3. aileyle çiğ köfte partisi yapsın. AMA ben bu olaydan sonra gidip taşınıyorsam ağlamaya hakkı yok.

Uyuz oluyorum bu kafaya, herkes benim ihtiyaç-inanç-yaşamıma saygı duysun. Ama ben başkalarına duymayayım. Sonra efendi şekilde benim yediğim halt yüzünden bu kişi benle iletişimi koparsın ben yine mağdur olayım. Yüzsüzlük bu. Tavsiyem taşınmayı geçtim iletişimi kessin. Ben lisans hayatımda bir arkadaşa evimi açıp benzer yüzsüzlüklerle karşılaştım. Aman dışarıda kalmasın diye sesimi etmedim. Bir noktada ben zor duruma düştüm o yine kılını kıpırdatmadı. Sonra suratına söyleyince yine o mağduru oynadı. Drama queenlerden uzak dursun 1. aile. Kendilerine saygıları olsun. Eş dost bulunur, ama kendine saygısızlık yaptığını fark edince yıllarca geçmiyor o acı içinden. Uzaklaşsınlar

Pandemi döneminde en büyük suçlu 3. aile, sonra 2. aile. 1. ailenin bir günahı yok senin anlattığın şekilde. Koca koca ülkeler kapanıyor, ekonomilerin canına okunuyor. Bi bu sürü mensubu insanlar zaten en doğrusunu biliyorlar. Biliyorsun, bari canını korumak isteyen insanın canına kastetme. Nice gencecik insanlar öldü bu illet yüzünden.
0
ManikD
(06.12.20)
Duygusal davranmayıp mantıklı olanı yapmak lazım. Üzülen üzülsün zaten parazit gibi yaşamışlar bir süre.

İkinci aile dediğiniz bir büyük nesil (anneanne babaanne dede vs) ise belki kiralarına yardım etmeye çalışırdım o ayrı ama yine de aynı evden gitmek lazım.
0
nhk ni youkosu
(06.12.20)
Hallegadola haklı. OLay tamamen dipdibe komünist halinde yaşamaktan kaynaklanıyor. Kimin suçlu olduğu önemli değil, kendinizi kurtarın derim.
0
roket adam
(06.12.20)
(3)

Drone Bey ne yapıyorsunuz?

prizmatik
vızır vızır uçmuyorlar artık.Sahi ne oldu bu dronelara modası mı gecti, yasaklandı mı?tarım ilaçları mı zehirledi ?
vızır vızır uçmuyorlar artık.
Sahi ne oldu bu dronelara modası mı gecti, yasaklandı mı?
tarım ilaçları mı zehirledi ?
0
prizmatik
(05.12.20)
Izin alarak ucmak cok kolay degil. Izin alma sureci uzun ve sancili. SHGM izin verse dahi mulki idare amirligi izni onayamayabiliyor. Izinsiz ucmanin da cok buyuk cezalari var, bu sebeple kimse sehir icinde ucus yapmaya cesaret edemiyor. Yapan da gozunu karartmis oluyor zaten.

web.shgm.gov.tr
0
bollocks44
(05.12.20)
Kolay değil eskisi gibi. Askeri önemi de bu savaşlarla birlikte fazlalaştı.
0
Erva
(05.12.20)
resmi olarak yasaklanmadı ama öyle bi prosedür yazdılar ki yasaklamadan beter ettiler. kol gibi de ceza yazıyorlar.
0
roket adam
(06.12.20)
(3)

podcast kayit ama nasil?

rentts
2 kisi podcast kaydi yapalim istiyoruz tabi ikimiz de kendi evimizde olacagiz. nasil yapabiliriz bunu teknik olarak?
2 kisi podcast kaydi yapalim istiyoruz tabi ikimiz de kendi evimizde olacagiz. nasil yapabiliriz bunu teknik olarak?
0
rentts
(05.12.20)
skype, discord.
mixxx üzerinden kayıt yapılbilir. veya stereo mix üzerinden kayıt alabilen herhangi bir kayıt yazılımı.
0
sutlu nescafe
(05.12.20)
Discord, zoom ya da benzeri bir uygulama üzerinden konuşacaksınız. aynı anda iki taraf da profesyonel bir mikrofon ile kendi ses kaydını alacak. sonra ses kayıtlarını birleştireceksiniz. direkt skype ya da zoom kaydını paylaşırsanız kalitesi leş gibi oluyor. pro yöntemi bu bunun.
0
roket adam
(06.12.20)
Kayıt yapmadan önce kurguyu kim yapacak ise boş bir odada bir saate yakın ses kaydı alsın, pencere açık olsun. Nedeni iki kişi konuşurken arkada, alttan dış ortam sesi gelsin ki, doğal akışı bozmasın. İkiniz de Zoom ya da Sky üzerinden görüşün, kulaklık Skype, Zoom kurulu cihaza, mikrofon da sesi kaydedecek cihaza takılı olsun. Sonra kurguyu kim yapacaksa ses dosyalarını Audacity üzerinden birleştirip kurgulasın.
0
mahsus mahal
(06.12.20)
(3)

Mil veren kartlardan en avantajlısı hangisi?

ananiyimioguz
Kredi kartimi cok kullandigimi fark ettim. Eş dost da benden kullanip bana nakit para yolluyor falan. Ayda 10bin harcıyorum genelde.Totalde biriken puanima bakiyorum yi sonunda 20tl ya var ya yok şaka gibi.Mil veren bir kart kullanayim dedim. Hem sanirim benzin veya baska alisverislerde de kullanili
Kredi kartimi cok kullandigimi fark ettim. Eş dost da benden kullanip bana nakit para yolluyor falan. Ayda 10bin harcıyorum genelde.

Totalde biriken puanima bakiyorum yi sonunda 20tl ya var ya yok şaka gibi.

Mil veren bir kart kullanayim dedim. Hem sanirim benzin veya baska alisverislerde de kullaniliyor?

Simdilik ucak mili olarak dusunursek, harcamalarimin karsiligini mil olarak
en iyi hangi karttan alabilirim?

Hesabimin oldugu bankalar avantaj saglar mi bilmiyorum ama genelde is bankasını kullaniyorum 8 senedir. 1-2 yildir da yapi kredi maastan ötürü.
0
ananiyimioguz
(05.12.20)
Miles Smiles Garanti kullanıyorum son 10 yıldır falan, sadece alışveriş değil aynı zamanda uçuyorsan bilet falan alıyorsan ve genelde thy kullanıyorsan en avantajlısı o. Ama sırf alışveriş ise mil olayına değmiyor maalesef.
0
roket adam
(05.12.20)
ya uçuyorsan hem statün yükselince daha çok mil kazanıyorsun, hem de thy biletlerinde çok avantajlı oluyor (bir yurtdışı bilete bir yurtiçi bilet bedava almak bile mümkün bazen), ama sırf alışverişle zor. buradan hesaplayabilirsin harcamana göre, 3750 mile bir adet tek kişi yurtiçi uçuş alabiliyorsun oradan hesapla www.milesandsmilesgaranti.com
0
roket adam
(05.12.20)
bende qnb var internetten alışverişe çok fazla mil veriyor, 10000 tl lik int alışverişi yapsan yanılmıyorsam en az 7-8 bin belki 10 bin mil bile verebilir. çeşitli kampanyalar oluyor zaten.

şimdi baktım izmir-londra mesela istanbul aktarmalı 15 bin milmiş. 12 bin var bende şuan, kartı 1 senedir kullanıyorum birisi yurtdışı yine izmir-londra diğeri de izmir- istanbul olmak üzere 2 kere hediye bilet kullandırttı bana 1 yılda. 2 ay daha kullansam bi yurtdışı bileti daha çıkacak.

bence süper olay.
0
garavel
(05.12.20)
(5)

Ev İnterneti

kral lear
Yakın zamanda eve internet bağlatma mevzusuyla haşır neşir olmuş birileri var mı?Şu an f/p olarak en başarılı hangisi? Uzak durulması gereken hangisi?Modem/kurulum ücreti oluyor mu hepsinde?
Yakın zamanda eve internet bağlatma mevzusuyla haşır neşir olmuş birileri var mı?
Şu an f/p olarak en başarılı hangisi? Uzak durulması gereken hangisi?
Modem/kurulum ücreti oluyor mu hepsinde?
0
kral lear
(05.12.20)
evde kuzgun besle, sobanın dumanı ile internete bağlan ama türk telekoma bulaşma.
0
istege bagli sigortasiz
(05.12.20)
Türksat Kablo 1 numero. Altyapı varsa yardırabella
0
giovanne
(05.12.20)
9 yıldır Superonline fiber kullanıyorum. Bir kere bile pişman etmedi.
0
himmet dayi
(05.12.20)
Uzak durulması gereken ttnet +1

Turknet f/p olarak en iyi gibi geliyor bana.
0
jamiro
(05.12.20)
yakındaki komşularına sor, hangisinden memnunlarsa onu al. lokasyona göre çok değişiyor internet olayı. ben mesela türk netten çok memnunum, 3 senedir falan kullanıyorum acayip uygun fiyatlı ve hızlı. ama çoğu kişi şikayetçi. dedim gibi ben olsam komşulara sorarım.
0
roket adam
(05.12.20)
(2)

kredi kartı sorusu

loser blueser
5.000 tl limitli kartla 10.000 tl'lik bir şey satın almak istersem karta 10.000-TL ödeme yaparak sorunsuz bir şekilde alışveriş yapabiliyor muyum?ürünü iade edersem iade karta + bakiye olarak mı yansıyacak sadece yoksa yatırdığım parayı hesaba geri aktarmam mümkün olur mu?
5.000 tl limitli kartla 10.000 tl'lik bir şey satın almak istersem karta 10.000-TL ödeme yaparak sorunsuz bir şekilde alışveriş yapabiliyor muyum?

ürünü iade edersem iade karta + bakiye olarak mı yansıyacak sadece yoksa yatırdığım parayı hesaba geri aktarmam mümkün olur mu?
0
loser blueser
(04.12.20)
bankadan bankaya değişiyor. kimi banka gayet güzel bir şekilde kabul ederken, kimi banka limit aşım cezası kesiyor (çok saçma evet ama öyle)

bankanız eğer sanal banka kartı oluşturmanıza izin veriyorsa, parayı direkt hesabınıza yatırıp sanal banka kartı ile de yapabilirsiniz işlemi
0
dilemma of subscribtionability
(04.12.20)
karttan karta bile değişiyor bu dediğin olay. bankayı arayıp sorman lazım.
0
roket adam
(04.12.20)
(11)

Yazılımcılar çıkan hataları nasıl yönetiyorsunuz ?

marionette
Merhaba, full-stack yazılımcıyım. Birçok farklı altyapıdaki ürünün geliştirmesinde back-end, front-end hatta tasarımcı olarak rol aldım, hala da çalışıyorum. Sıfırdan da geliştirilse, hazır kütüphane de kullanılsa mutlaka gün geliyor bir senaryoda üründe hata çıkıyor. Çıkan hatalar kolayca tamir edi
Merhaba, full-stack yazılımcıyım. Birçok farklı altyapıdaki ürünün geliştirmesinde back-end, front-end hatta tasarımcı olarak rol aldım, hala da çalışıyorum. Sıfırdan da geliştirilse, hazır kütüphane de kullanılsa mutlaka gün geliyor bir senaryoda üründe hata çıkıyor. Çıkan hatalar kolayca tamir edilip hayati bir önem taşımasa da müşteri/kullanıcı gözünde prestij kaybı yaşanabiliyor.

Bir yanım artık bu işin hatasız yapılamayacağı, insan faktörünün illa ki bir şeyi düşünmemeyi veya fazla düşünerek başka probleme yol açmaya sebep olacağına ikna oldu. Bir yanım da her seferinde nasıl hatasız yapabiliriz diye çözüm arıyor. 6 senelik tecrübem bana bu işin doğasının bu olduğunu kabul ettirmeye yakın.

Hatasız bir yazılım geliştirme sürecinde bulunmuş biri var mı? Varsa nasıl? Genel olarak hızlıca kullanıma açtığımız için mi hatalar yaşanıyor? Kullanılmadan geliştirilip kullanılmaya başlayınca hataları çıkar bu sefer diye de düşünüyorum.

Kafam biraz karışık, siz ne düşünüyorsunuz?
0
marionette
(03.12.20)
biz yazılım derslerinde kodları ve algoritmları A4'e yazardık. sınavda da hoca A4'lere puan verirdi. bir hata yaptın kod çalışmıyor diyelim. sıfır geçmiş olsun.

şimdi elimizde 1000 yazılımcı var ise gerçek dünyada bunların belki 50 tanesi sıfır hata ile kod yazabilecek sabır bilgi ve donanıma sahiptir.

gerçek hayatta programı run edelim hataları düzeltelim çoğu insan tarafından daha anlaşılır bir metot olarak kalıyor.

yani 1000 yazılımcıyı bu şekilde yönetebiliyorsun. bir hata çıktı istifanı ver desen adam bulamazsın.

diğer mühendislik branşlarında da 3-5 böyle özel sektör.
0
duyurukullanıcısı
(03.12.20)
hatasız bir yazılım mümkün değil elbette ama minimuma indirmek için gerçek ortama geçmeden önce test etmen, ettirmen gerekiyor.

ondan da öte kod yazarken tdd'yi deneyebilirsin..
0
aziz dostum jack
(03.12.20)
(bkz: devsecops) denilen nane bu sebepten dolayı ortaya çıktı tam olarak. %100 hatasız ve güvenli kod mümkün değil ama buna yaklaşman mümkün. Şu videoda 12:20'den itibaren anlatıyor kısaca: www.youtube.com

Bu arada ben sadece güvenlik olarak baz almışım, üründeki genel bug'lar için farklı yöntemler tabii ki vardır. Güvenli - güvensiz kod olayı çok daha büyük bir problem bug'lardansa. Çünkü bug hemen ortaya çıkıyor, ama güvensiz bir kod 3-4 sene sonra bile operasyonu alt üst edebilir. Asıl endişen bu olması lazım.
0
roket adam
(03.12.20)
büyük ürünlerde hata çıkmaması mümkün değil. Ancak hataları production'a çıkmadan önce çözmek gerekir. dolayısıyla iş başlamadan önce kapsamlı bir analizi yazılmalı, tüm süreç bu analize uygun şekilde kodlanmadı. sonrasında test case'ler hazırlanmalı ve bir tester( yazan kişi test etmemeli) tüm bu case'leri test etmeli. Sonrasında ürün productiona hazır oluyor temelde.
0
ayin yazari
(03.12.20)
oncelikle unit test yazmak onemli. cunku yazilimda cikan hatalarin cok buyuk kismi unit testler tarafindan tespit edilebilecek hatalar.

daha sonra integration testler onemli. cunku diger buyuk hata kumesi de integration testlerle tespit edilbilir.

tabi bu testlerin cok sık calismasi lazim o nedenle de ci/cd prosesleri cok onemli. testler lokalde calistigi gibi ayni zamanda integrasyon sirasinda farkli platformlarda da test edilmeli. ornegin git push yapar yapmaz bir docker container icinde test edilebilir. bunun icin bircok arac var ornegin travis, jenkins vs.

ci/cd prosesleri otomotize edilmeli ki. bunun icin cesitli codepipeline yontemleri var. ornegin aws code pipeline ya da github actions pipeline icin kullanilabilir.

ayrica code coverage tool kullanilmali ki testler tarafindan denetlenmemis hicbir kod satiri kalmasin.

code review ve test case review farkli deneyimlerdeki ve uzmanliktaki gelistiriciler tarafindan cok disiplinli yapilmali.

kodlar mumkun oldugunca stateless yazilmali. icinde state barindiran her kod hata olasiligini katlanarak arttirir. bircok alette state sifirlamak icin bir kapat/ac yapmamizin temel nedeni budur. o nedenle mumkun oldugunca stateless functional kod yazmak bizi rahatlatir.

tespit edilmesi en zor hatalar asenkron calisan kod bloklarinda olur. cunku bu kod bloklari arasinda bir bagimlilik var ise asenkron calisan kod bloklarindan birinde gerceklesen islem zamani gecikmesi digerlerini etkileyebilir. bu hatalar cok problemli hatalardir cunku "hersey" ayni olsa bile "bazen" bu hatalar gerceklesir. network hizinda dalgalanma veya islemci sicakligindaki degisim bile bu tarz hatalara neden olabilir.

tum bunlar sayesinde elbette sifir hata saglanmaz, cunku bir projede bircok farkli kutuphane, framework kullaniliyor ve bunlardaki hatalar da sizi etkileyebilir. ya da bunlarla olan entegrasyon sizi etkileyebilir ama cok buyuk oranda hatalari dusurmus olursunuz.
0
emrahday
(03.12.20)
Hatasız kod olmaz +1.

Öte yandan ben testlerin kod kalitesini artırabileceğini düşünmüyorum. Kodunuzun ne kadar kaliteli olduğunu ölçebilir ya da hangi hataların varolduğunu gösterebilir, ama yeni hata çıkmasını engellemez. Test yapmak kodunuzun daha az bug üretmesini sağlamaz yani, sadece varolanları tespit etmenizi sağlar.

Kilo vermek istiyorsanız spor yapmanız ve az yemeniz lazım, tartılmak sadece sonucu gösterir, tartılarak kilo verilmez vs. Bunun gibi.

Neyse, bence hatayı minimuma indirmenin yolu kod karmaşıklığını minimuma indirmektir. Ne kadar güzel/sade bir mimariniz olur, ne kadar loosely coupled kod yazarsanız bug çıkma olasılığı o kadar düşer, çünkü bug'lar genelde developer'ın karmaşıklığın içinde kaybolmasından kaynaklanıyor benim gördüğüm.

Ha yine kodun kritik/karmaşık yerleri vardır, oraya unit test yazarsınız, her zaman çalıştığından emin olmak için e2e kurarsınız düzenli çalışır falan. Onlar ayrı. Ama "yeni bug" çıkma rate'ini düşürmek için mimarinizi ve mindset'inizi değiştirmeniz lazım.

Arada dikkatsizlikten de olabilir ama agile yapıyorsanız, günde 2-3 deploy çıkabiliyorsanız o hatalar zaten minik olur, çok bir şeyi bozmadan görüp düzeltebilirsiniz. Ayrıca external tester yerine developer'ın kodun düzgün çalışmasından sorumlu olduğu bir setting'in developer'ı daha iyi kod yazmaya teşvik ettiğini düşünüyorum.
0
plutongezegendegilmi
(03.12.20)
Ben de bu test süreçleri ve aşırı analiz planlama ile hantallaşma yerine en hızlı şekilde yayına alıp kullanıcıların da bu sürekli gelişim döngüsünde rol almasının mümkün olmasını hayal ediyorum. Bazı yazılımlar hatalı bir işlem yapınca bunu çok smooth bi şekilde bug reporta dönüştüren akışlar yapıyorlar. Hayalim kullanıcının da hem feature isteği hem bug rapor olarak nefret ederek değil de karşılıklı feedback olarak çalışabileceği bir yapı. Hatta belki bu tip tester-kullanıcılara fiyat avantajı vs tanınması. Çünkü 'tester' rolündeki insanların bulduğu hatalar sadece ekibi yıldırıp moral bozmaya sebep oluyor bazen. :D
0
🌸marionette
(03.12.20)
hatasız kod olmaz, "ilk çıkardığınız üründen utanmıyorsanız yanlış yapıyorsunuz" demiş steve jobs

hatasız kod için sürekli aynı işi aynı platformda öğrenme süreci olmayacak şekilde yapıyor olmalısınız.

ekibinizin hataları nerede yaptığını analiz edip buna göre bazı optimizasyonlar yapılabilir. mesela en sık yapılan == yerine = koymak gibi typolar. uygulanabiliyorsa MISRA C gibi kurallar tanımlayıp ekibi bu kurallara uymaya ve alışkanlık haline getirmeye zorlayabilirsiniz.
0
orpheus
(03.12.20)
@plutongezegendegilmi yazdiklarinin bircoguna katiliyorum ama sadece "test hata engellemez" dusuncesine katilimiyorum.

cunku yazilan automatik test kodlari ayni zamanda kodu yazarken gelistiriciye yol gosterici olur. ornegin yazdiginiz ve potansiyel olarak bug olsturacak kod ilk planda kodu yazdiginiz anda test edilebilir ve size bir geri bildirim yapacaktir. yani tum testlerden gecmeyen bir kodu zaten "git push" yapmayacaksiniz.

hadi yaptiniz, bu durumda da CI aksiyonu devreye girecek ve tum testleri calistiracak. bu sefer de sizin bu degisim yaptiginiz versiyon ana versiyon ile birlestirilemeyecek.

hadi bundan da gecti, bu sefer de CI/CD araci devreye girecek ve testlerden gecmeyen versiyonun production a alinmasina izin vermeyecektir.

yani potansiyel bug her seferinde potansiyel olarak kalmaya devam edecek. testler duzgun yazidiysa her adimda test duvarina carpacaktir. testler yazilmasa her satir kod degisikliginde urunun tamaminin test edilmesi imkansizdir, ama testler yazildiginda her degisiklik sonunda bir yer bozuldu mu diye bir geri donus alinabilir.

ayrica bir karmasayi da aciklayayim test ile kastedilen test kodlari. yoksa bir insan tarafindan yapilan manual test yapmak gecmiste kalan bir yontem.

ekleme: asagida @plutongezegendegilmi aciklamasina katiliyorum. kaliteli kod ve temiz kod yaklasimlari her zaman yazilan testten once gelir. yazilan kod kalite prensiplerine uymadiginda hersey sarpa saracaktir, test yazilsa da nafile. bu nedenle burada boyle bir duzeltme yapmak istedim.
0
emrahday
(03.12.20)
care tdd :) turkiye'de e-ticarette ilk 5'te olan bir firmanin altyapisini yeniden yazdik, en onemli kisim olan sepette, canlida 1 tane bug cikmadi, 1 tane bile. inanmasi guc. tabii ki eksiklikler vardi, sonraki versiyonlarda tamamlandi. tdd sayesinde sisteme yeni ozellikler katmakta cok kolaylasti cunku testler sayesinde her kodun dokumantasyonu var ve herkes her yere kolayca girebiliyor.
0
tahtakafa
(03.12.20)
@emrahday, hocam biliyorum bahsettiğiniz konuları ama kastettiğim farklı bir şey.

Şimdi diyelim yeni bir X feature'ı geliştiriyorum, bunu geliştirirken de varolan bir A fonksiyonunu değiştirmem gerekti. Bu A fonksiyonu, Y,Z,T gibi bir sürü diğer feature'u da etkiliyor olsun.

A fonksiyonunu değiştirdiğim için testler patlayacak, testleri de değiştirmem lazım. Üstüne sadece yeni geliştirdiğim X'i değil, Y,Z,T feature'larının da nasıl çalıştığını ve yeni testlerin sadece X'i değil, Y,Z ve T'yi de kontrol ettiğinden emin olmam lazım.

Bu şekilde kod yazmak hem development'ı yavaşlatıyor, hem de bir developer'ın bilmesi gereken business miktarını çok artırıyor. Yeterince büyük bir projede geliştirme yapmak zamanla imkansız hale geliyor bu yüzden.

Peki alternatif nedir? A yazıldıktan sonra onu çok zorunda kalmadıkça değiştirmemek. Onun yerine bir B fonksiyonu yazıp, A'yı extend etmek. Bunu yaparsam sadece B'ye test yazıp geçebilirim. Bunu yapmıyorsam, önceden A'ya yazılan testler anlamsız hale geliyor, çünkü kod değişti. Her değişiklikle birlikte bir sürü başka testi değiştirmem gerekiyorsa bu da maliyeti inanılmaz artırıyor ve mimaride bir sorun var demek oluyor. SOLID'in O'su bundan bahsediyor aslında.

Yani demek istediğim test yazmayın değil. Ama mimari düzgün değilse, iyi kod yazılmıyorsa test anlamsız bir hale geliyor. Sadece test olması kodun iyi olduğunu garanti etmiyor. Test yazarak yeni çıkan 100 bug'ın 80'ini yakalayabiliyorsun, güzel, ama elde 20 bug var. Mimari düzgün olsa 10 bug çıkacaktı, overall'da daha iyi durumda olacaktık. Demek istediğim şey bu.
0
plutongezegendegilmi
(03.12.20)
(9)

ing bank neden/ne hakla bu belgeyi istiyor olabilir?

theseachange
ing bankta belli bir miktar paramız vardı ve pandemi başladığı dönemde bankadan çekip dövizde değerlendirmiştik. elde ettiğimiz kar ile bankaya geri yatırmak istedik ancak ing bank karı nasıl elde ettiğimizle ilgili kanıtlayıcı bir belge olmadan parayı almayacağını belirtti (sanki trilyonlar yani..
ing bankta belli bir miktar paramız vardı ve pandemi başladığı dönemde bankadan çekip dövizde değerlendirmiştik. elde ettiğimiz kar ile bankaya geri yatırmak istedik ancak ing bank karı nasıl elde ettiğimizle ilgili kanıtlayıcı bir belge olmadan parayı almayacağını belirtti (sanki trilyonlar yani.. anaparanın üzerine 80k falan eklendi max :D) ki telefonla arayıp çektiğiniz paranızı geri getirin şu kadar faizle yatıralım falan diye çektiler bizi oraya. ama telefonda böyle böyle dediniz dediğimde "hmmm.. demişizdir yav." gibi laçka bi tepkiyle karşılaştık. aşırı sinirlendim gittim ing'nin teklif ettiği faiz oranından daha yüksek orana sorgusuz sualsiz iş bankasına yatırdım.

yine de aklıma karpuz kabuğu düştü. ing'nin böyle bir belge talep ederken altında ne gibi bir dayanağı olabilir?
0
theseachange
(03.12.20)
Aslında hakkı var da. Aman size söyleyenin isguzarligi.
0
allah yazdiysa bozsun
(03.12.20)
uluslararası bankalarda kara para aklama prosedürleri oluyor olabilir, muhtemelen öyle bir duruma takılmıştır sizin olay.
0
roket adam
(03.12.20)
hakkı neden olsun ki,? ben de merak ettim şimdi
0
co2s2
(03.12.20)
genel olacak ama yurtdışından swift ile hesabınıza para geldiğinde de bunun neye istinaden geldiğini bankanıza beyan etmeniz gerekmekte. devlet baba her şeyin kayıt altında olmasını istiyor. yersen ;)
0
silah taciri
(03.12.20)
kar elde ettikten sonra bütün dövizi TLye çevirdim komple ama, yani bankaya elimde full TL ile gittim. kadın bana diyor ki döviz bürosundan aldığın fişleri getir :D:D bilmiyorum hiç profesyonelce gelmedi bana bu tavırları.
0
🌸theseachange
(03.12.20)
hocam Avrupa'da hep oyle, sen atiyorum belli bir miktar ustu nakitle gelir hesabina yatirirsan sorarlar adama bu parayi nerden buldun diye? Oyle cok buyuk nakite de gerek yok. Atiyorum bankanin musterisisin, adam bakiyor senin maasin ne kadar, ayin hangi gunu ne kadar para girisi oluyor hesabina vs. Ornegin adam 2000 euro maas ailiyor her ayin belli gununde nakit ya da bankadan yattriyor diyelim. Bu adam maasina ek olarak 1000 euro daha yatirirsa sorarlar nazikce. Alisilmadik bir durum oldugunda aninda soruyorlar sana bu neyin parasi diye. Yasalar geregi haklari var sanirim, maliye ile isbirligi icerisinde banka. Banka transferi o kadar sikinti degil bak, alan belli veren belli ha gene sorgulayabilirler ama nakit sikintidir her zaman. Avrupa ile otomatik bilgi paylasimi diye bir sey var, Turkiye de imzaladi bundan sonra Turkiye'de de bu isler siki olacak anladigim kadariyla
0
neck_and_neck
(03.12.20)
illegal bahisçileri de bu yolla buluyorlar zaten.
0
Improbable
(03.12.20)
Türkiye'de soranı görmemiştim ama artık dikkat ediyor olabilirler.

Bir örnek vermeye geldim, İngiltere'de okurken ben Lloyds bankasına hesap açıp Türkiye'den para transfer etmiştim. Sadece sözel olarak sordular kimden nereden geliyor diye. Fakat başka bir arkadaşım HSBC'ye hesap açtırmak istedi, babası neden/nereden/nasıl para gönderecek, o parayı nereden kazanıyor vb. yüz tane soru sordular uzun süre hesap bile açamadı. Bankaların kendine göre aml(anti money laundering) ve kyc (know your customer) süreçleri olabiliyor. Ama şu var, Türkiye'de de devlet/maliye/masak vb. seneye inceleyip bu 80k nereden gelmiş yav diyip sizi çağırıp sorabilir diye biliyorum. O yüzden döviz alış satışlarında falan da cidden kağıt vb. bir doküman tutmak iyi olabilir. (ha millet ev satıyor, gösterdiği değer farklı aldığı para farklı neler oluyor tabii ama kime inceleme denk gelir bilemiyoruz)
0
nhk ni youkosu
(03.12.20)
MASAK kuralları ile ilgili sanırım. Belli bir meblağın üstünde nakit girişi olursa sormaları gerekiyor diye hatırlıyorum ama net değil, hatırladığım bu
0
cowboy
(03.12.20)
(12)

Size Netflix, amazon, apple tv+ ?

samiabi19
Hangilerini kulaniyorsunuz ?Apple e abone olmak degermi ?Apple in bu piyasaya girdini bilmiyordum.
Hangilerini kulaniyorsunuz ?
Apple e abone olmak degermi ?
Apple in bu piyasaya girdini bilmiyordum.
0
samiabi19
(03.12.20)
değmez
0
emfuzi
(03.12.20)
Netflix ile Amazon.

Netflix'de karşıma çıkanı izleme rahatlığı var. Durup dururken haydi bunu izleyim dediğim çoktu.

Amazon'da ise şimdilik Downton Abbey dizisini izliyorum. Filmlere çok denk gelmedim.
0
put it in your appropriate place
(03.12.20)
Degmez. Xiaomi mi box + netflix + tv+
0
mor oje
(03.12.20)
Hiç biri. Çok zaman aldığı için netflix'i kapattım.

Ama bu platformlardan birini kullanacak olsam yine netflix'i seçerdim. Piyasa işi yerine daha çok sanat filmleri için Mubi alternatif olabilir.
0
scudman1
(03.12.20)
Mubi ve prime var. Prime'ı normalde de alışveriş için kullanıyorum zaten.
0
westblack
(03.12.20)
netflix ve amazon prime var; netflix iyidir
0
sweetoffice
(03.12.20)
netflix + amazon prime + blu tv, birini seçmem gerekse netflix.
0
roket adam
(03.12.20)
netflix+ amazon.
0
drako
(03.12.20)
Amazon x-files sevdiğim için baştan başladım zaten 30 günlük bedava denemesi var içeri girip bi bakın, pek film yok fakat izlemek istediğim başka diziler de oldu

Bide Mubi
0
freebird5406_2
(03.12.20)
westblack +1
izlence için bir tek mubi'ye para veriyorum. amazon'u bu ara çok alışveriş yaptığım için aldım, prime video'dan da carnival row'u izliyorum şimdilik. boys yeni sezon çıkarsa ona da bakıcam.

prime video'nun bile özel içerikleri apple tv'den iyi bu arada, netflix>prime>apple bence.
0
Jux
(03.12.20)
Hala torrent kullanıyorum valla
0
peki madem
(03.12.20)
Netflix'i 3-4 kişi kullanıyoruz on lira ödüyorum. İlgimi çeken yeni dizileri bir günde falan bitiriyorum onun dışında pek kullanmıyorum. Son bir aydır Bir Başkadır'la birlikte romantik iki film izledim o kadar.

Amazon'u kargo için aldım, yoksa video servisine 8 tl vermem. Parks and Rec, The Office falan var ama izledik bitirdik onları zaten.

Mubi'de sanat filmleri var, arkadaşla öğrenci üyeliğini ortaklaşa kullandık bedava. NBC'nin ilk filmlerini izlememiştim onları izledim. Adını bile duymadığım Türk oyuncuların, yönetmenlerin filmlerini izleme fırsatı buldum. Ama kafa dağıtmalık şeyler yok bu platformda.
0
black holes in the sky
(03.12.20)
(9)

Web site adsense kazançları

optimistbakunin
Selam. Bugün birisi 250bintl 300bin 50 60bin gibi kazançlarin oldugunu söylüyor. Ben abartı dedim ama var oyle diyor. Nadir dedim falan ama. Bu işin aslı astarı nedir ne civarlarda kazanclar
Selam. Bugün birisi 250bintl 300bin 50 60bin gibi kazançlarin oldugunu söylüyor. Ben abartı dedim ama var oyle diyor. Nadir dedim falan ama. Bu işin aslı astarı nedir ne civarlarda kazanclar
0
optimistbakunin
(03.12.20)
türkçe içerikle çok zor. yabancı içerikle belki mümkün olabilir. niş siteler dediğimiz sitelerle belki mümkün olabilir. tık başı yüksek olan kelimeler, sektörler bulunmaya çalışılır. örneğin "Luxury Yacht Rental" tık başı yüksek olabilir. sadece bu gibi kelimelere özel site kurulup ya da tek bir site üzerinden tık başı yüksek kelimelere içerik üretilebilir. çok fazla efor sarfetmeniz ve banlanmamanız lazım. adsensi bırakalı yıllar oluyor. insanlar banlana banlana emekleri boşa gidince buna bel bağlayıp site kurmaktan çoktan vazgeçti.
0
hayal fazlasi
(03.12.20)
Tamamen sitenin icerigine ve populerligine / trafigine bagli. Yilda 20tl kazanan da var milyon dolarlar da.
0
robokot
(03.12.20)
Aylık mı 250-300 bin lira. Çok zor abi. Olmaz diyemem. ama çok çok zor.
Şöyle düşünün . Ülkenin en mehşur Youtuberları okadar kazanıyor.
0
ycaycayca
(03.12.20)
O kadar kazanan siteler programatik networküne dahil olur ve adsense yerine o ürünleri kullanır. Teoride cevap evet olsa da pratikte adsenseden o kadar kazanılmıyor bu durumda.
0
jz
(03.12.20)
Ingilizce ve para getirmeye musait icerik, gunde 400-500 bin ziyaretci aylik 250-300 bin lira kazanir. Boyle bir site yapmak / icerik uretmek kolay degil tabii. Icerigin ozelligi, reklamcilarinin verdigi para falan onemli. Mesal bu bir finans sitesi falansa bu dedigimin 3-4 kati bile olabilir. Para getirmeyecek ozelligi olmayan nislerde 3-4 kati az olabilir.

Turkce icerik icin durum nedir bilmiyorum.
0
robokot
(03.12.20)
eğer o seviyelerde kazanıyorsan google adsense ile çalışmazsın zaten. adsense'a göre daha çok kazandıran özel reklamlara yer vermeye başlarsın. ekşi sözlük'ün yaptığı gibi.


500k trafik + agresif olmayan adsense reklamlarıyla min 3 bin tl görürsün. biraz agresif yaparsan iki katına da çıkar.

ekşi sözlük'ün 100k trafiği var. ordan hesapla artık (tabii ortalama bir değer çıksın diye söylüyorum yoksa daha bir sürü değerlendirme kriteri var)
0
aziz dostum jack
(03.12.20)
var, cok daha fazlasını kazananlarda var. bir arkadasim kendi isini birakip sirket kurdu, en son 10 calisani vardi, aylik kazancini sen dusun
0
sweetoffice
(03.12.20)
eşim 3 sene kadar bir dijital reklam ajansında çalıştı, konuşulan paralar az bile diyebilirim. ciddi ciddi saçma sapan siteler (yemek tarifleri siteleri gibi) 100 binler üzerinde aylık para kazandığını bizzat gördüm. Mümkün yani yeterli trafiğin varsa.
0
roket adam
(03.12.20)
@hayat hocam alakasız bir sey yazmissiniz. Benim sorumla ne ilgisi var
0
🌸optimistbakunin
(04.12.20)
(4)

Cisco ccna sertifikası

ceann deas
İş ilanlarında sürekli karşıma çıkıyordu araştırdığımda ilgimi çekti profosyonel olarak ilgilenmek istiyorum. Hem ileride iş ararken de bir artı katacağını düşünüyorum. Ama anlamadığım bir şey var sanırım bu konuda geçerli bir sertifika almak için 255 dolar gibi bir para ödememiz gerekiyormuş. Udemy
İş ilanlarında sürekli karşıma çıkıyordu araştırdığımda ilgimi çekti profosyonel olarak ilgilenmek istiyorum. Hem ileride iş ararken de bir artı katacağını düşünüyorum. Ama anlamadığım bir şey var sanırım bu konuda geçerli bir sertifika almak için 255 dolar gibi bir para ödememiz gerekiyormuş. Udemy eğitimlerinde falan sertifika veriyorlar ama o da basit geçersiz bir şeymiş. Sınav için 255 dolar vermeye değer mi gerçekten?
0
ceann deas
(02.12.20)
Network ile uzaktan yakından ilgili bir iş yapacaksan bu işin üniversitesi ccna'den başlıyor. O yüzden evet değecektir. Udemy'deki sertifikaların bir önemi yok şu an
0
roket adam
(02.12.20)
Udemydeki kurslar sınava hazırlar. Devamında önemli olan onu alabilmek. Network işi yapılacaksa ccna bunun temel basamaklarından biri olarak kabul ediliyor.
0
eloharp
(03.12.20)
Tek başına ccna pek yeterli gelmeyecektir bu arada. O sadece ilk aşama.
0
kisa
(03.12.20)
roket adam + 1

network alanındaki herşey ccna ile başlıyor, ccnp, ccie diye devamı var, her biri ücretinize en az 5k ekler.
0
benaslinda
(03.12.20)
(11)

yılbaşında birleştirilmiş sokağa çıkma yasağı

hooiken
merhaba,29-30-31 ve sonrası için sizce böyle bir yasak gelir mi? ne düşünüyorsunuz?
merhaba,

29-30-31 ve sonrası için sizce böyle bir yasak gelir mi? ne düşünüyorsunuz?
0
hooiken
(02.12.20)
31 ve 01'i haftasonuna bağlarlar bence.
0
onemoremile
(02.12.20)
yılbaşı kutlamalarını askıya alın lafını söyledi zaten. 31 aralık ve haftasonunu bağlarlar bencede
0
sutlu nescafe
(02.12.20)
1-2-3 olur bence. sadece cumayı yasaklarlar. 31inde zaten 9dan sonra yasak olacaktır. böylece yılbaşında toplanmayı da engellerler. yılbaşını kutlayacam diye milletin evinde 3 gun geçirilmez.
0
amuzende
(02.12.20)
kimse kahin değil tabi ama öncesinde bir seyahat yasağı bekliyor musunuz? çok önemli bir seyahati bir hafta öne çekmeyi düşünüyorum şu durumda çünkü.
0
🌸hooiken
(02.12.20)
Seyahat yasağı ve sokağa çıkma yasağı denklemde birbirini götürüyor bence. Yani yılbaşı gecesi bir çevirmeye girdin diyelim, yasağın adı, içeriği ne olursa olsun ceza yememek için göstereceğin izin belgesi aynı sonuçta.
0
onemoremile
(02.12.20)
@onemoremile: yok yok aslında demek istediğim şu, 29-30-31-1'ini kapsayan zorunlu bir seyahatimiz var ve gittiğimizde de sokağa çıkmak zorundayız. 31 ve 1 çıkamayacaksak, boşuna otele para vermenin anlamı yok, seyahati öne çekerim.

o yüzden sormak istemiştim fikirlerinizi :)
0
🌸hooiken
(02.12.20)
sokağa çıkmak zorundaysanız izin belgesi alıp çıkabilirsiniz zaten. bu durumda yine yazdığım yere geliyor, izin olduktan sonra yasağın cinsi çok önemli değil.

nasıl bir zorunluluk burası önemli.
0
onemoremile
(02.12.20)
@onemoremile: keyfi zorunluluk esasen biraz. benim için zorunlu :)))

kapadokya'da, anlamı çok önemli bir seyahat. çıkıp gezmemiz gerekecek. bunun için de izin belgesi vermezler bence.

21 aralık haftasına çekmek mantıklı gibi gözüküyor bu seyahati.
0
🌸hooiken
(02.12.20)
Kesin gelecek gibi geliyor.
0
roket adam
(02.12.20)
ben itirafımı aldım :)

o yüzden evet 1 hafta öncesi mantıklı.
0
onemoremile
(02.12.20)
31 gece 9dan sonra 4ü zabah 5 e kadar kitlerler.
0
mikahakkinen
(02.12.20)
(5)

Karantinada çocukların kilosunu koruma

aerolaconic
arkadaşlar merhaba, 9 yaşında bir kızım var. şimdilik 1.35 boyunda ve 38 kilo. obez ya da şişman sayılmasa da yaşıtlarına göre iri ve kilolu bir çocuk. bunun dışında bahçeli bir evde oturmamıza rağmen dışarı çıkmayı, koşturmayı, atlayıp zıplamayı, kısaca hareket etmeyi pek sevmeyen bir çocuk. hatta
arkadaşlar merhaba, 9 yaşında bir kızım var. şimdilik 1.35 boyunda ve 38 kilo. obez ya da şişman sayılmasa da yaşıtlarına göre iri ve kilolu bir çocuk. bunun dışında bahçeli bir evde oturmamıza rağmen dışarı çıkmayı, koşturmayı, atlayıp zıplamayı, kısaca hareket etmeyi pek sevmeyen bir çocuk. hatta üç yıldır taekwondoya gitmesine rağmen sırf canı yanacak diye ayaklarını açma veya yükseğe tekme atma gibi atraksiyonlardan uzağız; hiç işimiz olmuyor. beslenmesini akşamları her ne kadar kontrol etmeye çalışsak da gündüz dedesi ve anneanesinin bakımında olduğundan koyduğumuz çoğu yasak delinip geçilmekte. büyüklere yaptığımız rica, tavsiye, yalvarma yakarma hatta hakaret etmelerin hiçbir beş para etmedi. bu durum hareketsizliği ile de birleşince ileriki zamanlar için endişeleniyorum. daha şimdiden bu kemer altı ile kasık arasındaki bölge kendini fazlasıyla belli ediyor.

malumunuz gerek covid için kendi aldığımız tedbirler gerekse arkasından gelen yasaklar nedeni ile az da olsa işe yarayan idmanlara ara vermek zorunda kaldık. kenar mahalle ortamının verdiği imkanlarla akşamüstleri yasakları delip kendimizce ufak tefek idman yapıyorduk ama bu sefer de online dersleri akşama koydular. gece 8.30 a kadar dersi sürüyor.

biraz uzun oldu ama özetle kızımın kilosunu en azından koruyabilmek adına ne yapabilir ne yaptırabilirim. dediğim gibi bahçeli bir evim var. apartman da yaşayanlara göre avantajlı sayılırım. fikri ya da bilgisi olanlar varsa lütfen yazsın. teşekkürler.
0
aerolaconic
(02.12.20)
Bahçeli eviniz varsa yapabilecekleriniz o kadar çok ki. Yani ancak o kadar çok olabilir.

Konuya cevap gelmemesinin sebebi bence internette çok kaynak olması değil, çelişkileriniz;

Bacak açma, yükseğe tekmeyle işi olmuyor diyorsunuz.

Bahçemiz var diyorsunuz ama kenar mahalle ortamının el verdiği ölçüde diyerek memnunsuzluğunuz var.

Akşam bişeyler yapıyoduk ama ders koydular diuorsunuz.

Arayana bahane çok ama başta siz de şartlanmışsınız gibi.

Tavsiyem onu sıkmayacak kısa hiit antrenmanları. Alttaki videodakine benzer:

En başta zaten 2 dakika dayanabilir, sonra her günnüstüne 10'ar saniye daha koyup antrenmanı progresif şekilde zatmanız yağ yakımı için çok önemli.

youtu.be
0
onemoremile
(02.12.20)
Kilo alma/vermeye etki eden en büyük şey spor değil beslenmedir. Çocuk da sporu sevmiyormuş zaten. Bence boşuna spora zorlamayın. Hem etkisi az hem de çocuğu daha çok yemeye sevk eder. Spor yaptıkça acıkacak ama sağlıklı besine erişimi yok anane dede yüzünden.

Online olarak bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz. (Uzun zamandır takip ettiğim ve önerebileceğim diyetisyenler var.) Artık ananıza babanıza da korkutma yoluyla filan laf geçireceksiniz bi şekilde. "Çocuğun sağlığı tehlikede" vs.

Ayrıca spor/beslenme/kilo konusunda çocuğa psikolojik olarak baskı yapıyormuşsunuz gibi bir izlenim edindim. Ben kilolu bir çocuk değil ama kilolu bir ergendim. Çevre baskısının beni daha çok yemeye ittiğini hatırlıyorum.
0
inawen
(02.12.20)
Belki sorun bendedir bilmiyorum ama asıl sıkıntım çocuğumun bunları yapmak istememesi. Gündüz evde değilim bu nedenle bahçenin avantajını kullanamıyorum. Dersleri bittikten sonra zaten hiç kipirdamak istemiyor. Ama videoya bakayım. Umarım işimize yarar.
0
🌸aerolaconic
(02.12.20)
@inawen spor konusunda değil ama PC başından ayırma konusunda zorluyorum diyebilirim. Belki o da ters tepiyor olabilir. Sağlıklı beslenme konusunda haklısınız. Her gün uğraşıyorum ama henüz ilerleme yok. Tamam öyle yaparız deyip markete çikolata almaya gidiyorlar. Savunma hep yahu alt tarafı 1 TL lik çikolatadan ne olur.
0
🌸aerolaconic
(02.12.20)
Ben de beslenmeye odaklanın diyecektim. Abur cubura yükleniyorlarsa sabaha kadar da tekvando yapsa sorunun temeline inmiş olmuyorsunuz ki.
0
roket adam
(02.12.20)
(14)

İş Yeri Ümraniye'de Olan Birine Tavsiye

elektr10
Merhaba,İş yeri Ümraniye'de olacak olan birine kiralık ev için hangi semt/muhit daha uygun olur? Gerek işe yakınlığı (gidişi 30 dk yı geçmeyecek), gerekse toplu taşıma kolaylığı ve semtin düzgün olması açısından? Bir arkadaşım için soruyorum. Ben Anadolu tarafına yabancı olduğum için yardımcı olamad
Merhaba,

İş yeri Ümraniye'de olacak olan birine kiralık ev için hangi semt/muhit daha uygun olur? Gerek işe yakınlığı (gidişi 30 dk yı geçmeyecek), gerekse toplu taşıma kolaylığı ve semtin düzgün olması açısından? Bir arkadaşım için soruyorum. Ben Anadolu tarafına yabancı olduğum için yardımcı olamadım kendisine. Mesela Moda semti iyi ve doğru bir tercih midir?

Bütçesi 2500 - 3000 tl civarı olabilir. 1+1 veya 2+1 makuldür kendisi için.

Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
elektr10
(01.12.20)
Moda’da o fiyata ev bulamazsın ki:( Şerifaliye falan bakabilirsin
0
suicides underground
(01.12.20)
atakent, çakmak, şerifali
moda'da 2500 zor olabilir.
0
sutlu nescafe
(01.12.20)
@suicides underground @sutlu nesacafe

max 3000 olabilirmiş şimdi sordum o da mı olmaz Moda'da? :(
0
🌸elektr10
(01.12.20)
moda neden? ulaşım açısından da biraz ters kalıyor çünkü.
3000 bile zor olabilir. olanlar da bodrum, kot altı falan olabilir. bina yaşına hiç girmedim.
0
sutlu nescafe
(01.12.20)
Ümraniye'nin neresinde? Ayrıca Ümraniye sınırları içinde bir yer düşünmez misiniz? Moda Ümraniye arası gidiş trafik sebebiyle 1 saati geçebilir mesela.
0
berkan11
(01.12.20)
@sutlu nesacafe

moda tarafı hoşuna gidiyormuş ondan. :) yoksa kendisinin de anadolu tarafıyla ilgili bir bilgisi yok.

şerifali, atakent, çakmak taraflarına baksın o halde.
0
🌸elektr10
(01.12.20)
Doğu ataşehir

İşe yakın (arabayla 10-15 dk.)

Merkezlere ve aktarma noktalarına toplu taşıma
(Kadıköye, uzunçayıra vs. otobüs)
(Kadıköye, bostancıya, suadiyeye, beşiktaşa, taksime dolmuş)
(Kadıköye, üsküdara vs. minibüs)
bunlar kendi kullandıklarım, kendim kullanmadığım bir sürü daha şey geçiyor evimin önünden.

Semt düzgün (atakent, çakmak ve şerifali'den daha güzel)

güzel 1+1'ler 2000, 2250 civarına tutulur.

Moda'dan işine gitmesi yoğun saatlerde trafikle 1 saati bile bulabilir.
0
king lizard
(01.12.20)
araba varsa kozyatağı, şenesenevler çengelköy taraflarına bakabilir. Araba yoksa önce üsküdar daha sonra kavacık olabilir. Aslında toplu taşıma çengelköy tarafından da rahat.
0
istege bagli sigortasiz
(01.12.20)
Göztepe, Suadiye, Erenköy, Kozyatağı, Acıbadem, Koşuyolu, Altunizade semtlerinde olabilir.

Buralar hem nezih hem de ulaşım açısından Moda'ya kıyasla daha iyi yerler.
0
himmet dayi
(01.12.20)
Umraniye'nin neresinde olacak işyeri? Nasil gidip gelecek?

Bu ikisini bilirsek daha makul öneriler gelir.
0
pass
(01.12.20)
Ataşehir tarafına da bakabilirsin ama aidat dahil 2500-3000'e zor olabilir. Ben olsam denize yaklaşmaya çalışırım, ataşehir mantıklı o bakımdan. örnek mah tarafına bakabilirsin olmadı.
0
roket adam
(01.12.20)
Ümraniye’de nerede olduğuna bağlı.Ümraniye çok büyük ve üç bölüm gibi. Çok pahalı sitelerin olduğu yerler, orta sınıfın yaşadığı ve gece kondu bölgesi(birlik mahallesi) Bence en ideal yer Atakent. Ümraniye’nin daha nezih, parklara yakın ve kısmen daha yeşil bir kısmı.
0
desperatehousewife
(02.12.20)
@pass @desperatehousewife

Valla Akkom’un orası dedi ama neresi olduğuna dair hiçbir fikrim yok.
0
🌸elektr10
(03.12.20)
Akkom'un arası ise fazla uzaklaşmayıp o bölgede oturmasını ısrarla tavsiye ederim. Arabayla inanılmaz bir trafik oluyor o bölgede, modaya falan git gelde hayattan soğur.
0
roket adam
(03.12.20)
(7)

petrolümüz olsa

Tochinoshin
birey bazında nasıl zengin olurduk? herkes petrol sektöründe çalışırdı ve yüksek maaşlar mı alırdı? petrolü olan ülkelerde zengin olan kesim kim ve nasıl olmuşlar?
birey bazında nasıl zengin olurduk? herkes petrol sektöründe çalışırdı ve yüksek maaşlar mı alırdı? petrolü olan ülkelerde zengin olan kesim kim ve nasıl olmuşlar?
0
Tochinoshin
(01.12.20)
Bireysel zenginliği doğrudan petrol sahibi olmakla bağdaştıramayız.

Brezilya, Meksika, Rusya, Venezuella, Irak, Cezayir, Libya gibi ülkeler dünyanın en büyük petrol üretici ülkelerinden birkaçı. Petrol zengini deyince akla ilk olarak Arap ülkeleri geliyor halilye. Onların zenginliği de krallıklarından geliyor. Petrolün 'sahibi' onlar zaten.

Venezuella mesela, en büyük petrol üreticilerinden biri ama ambargolar nedeniyle ve siyasal diğer nedenlerle fakirlik çekiyorlar. Brezilya ve Meksika desen keza öyle.

Bizde petrol olsa "herkes petrol sektöründe mi çalışırdı?" diye bir durum olmaz. 84.7 milyon nüfusa sahip bir ülkeyiz. Petrol üretiminde bu kadar büyük bir işgücüne ihtiyaç olmazdı.
0
himmet dayi
(01.12.20)
otomotivden elektronikten hayvani vergiler çok düşük seviyelere gelirdi öncelikle. çünkü ülke şu an da kaynak yaratamadığı için bir çok gider kalemini vergiyle karşılıyor. öncelikle refah seviyemizde bir artış gerçekleşirdi. hem azalan vergilerle cebimizde para kalması hem de petrol satışından gelen dövizle ülke içinde para bolluğu başlardı. bugün lüks diye yapamadığımız bir çok şeyi yapardık. ülkenin ucundan ucuna karavanlar gezeninden tut farklı şehirlere yatırımlarda artardı. ülke içi paranın da hızlıca dolaşması demek ekstra zenginleşme ve şehirsel kalkınmayı da getirirdi peşinde.

işi normalde petrol olanlar harici ekstra o sektörde çalışan olmazdı. zengin ya da istihdam oradan gelmezdi. para bolluğu olunca ilk iş insanlar hobilerine yöneliyorlar. müzik işine gireninden marangozluğa çiçekçiliğe soyunana kadar her türlü iş gırla artardı. batsan dünyanın sonu değil, çok kazanamazsan sorun değil sonuçta hobi.

böyle böyle önce refah sonra zenginlik sonra da huzur gelirdi
0
avatar is back
(01.12.20)
ülkesine göre değişiyor. örneğin kuveyt'te petrol geliri bireysel zenginliğe yansımış, her birey devletin etinden sütünden faydalanıyor epeyce. norveç'te ülkenin zenginliğine yansımış, wealth fund ile bundan sonraki 20 nesli garanti altına almışlar. ama azerbaycan'da tek bi ailenin zenginliğine yansımış, gerisi fakirlikten kırılıyor. bizde de muhtemelen 3.sü olur.
0
roket adam
(01.12.20)
Zengin olmazdık. Şu anda milletin vergisini lüpletenler o zaman da petrol gelirlerini lüpletirlerdi. Her zaman diyorum bizim en büyük şansımız yeraltı enerjimziin olmaması. Bu sayede mevcut iktidarı seçimle gönderme imkanı var ama petrol ülkesi olsaydık sittin sene sökemezdin başa geleni. Herkes de pastadan pay almaya kalkacağı için durmadan darbeler, müdahaleler vs vs.
0
dougsampson
(01.12.20)
dünyada olan : özel firmalar, ülkelerin belli arazilerinde (deniz ya da kara) arama sondaj vs yapmak için lisans alırlar. (bildiğim kadarıyla bunun için para vermiyorlar) tabii önüne gelene de vermiyorlar. ciddi firmalara veriyorlar. sonrasında bu firmalar kendi ceplerinden para harcayarak sondaj yapıyor. çıkmazsa başka sondajlarla devam ediyorlar. ama yaptıkları sondaj sonucu petrol ya da doğalgaz bulurlarsa, o petrolün doğalgazın çıkartılması için altyapıyı hazırlıyorlar. çıkanın da bir kısmı devletin oluyor. böylelikle devlet zenginleşiyor. devlet zenginleşince daha az vergi alıyor, insanlara daha iyi imkanlar sunuyor, yardımlar ediyor vs vs vs.. böylelikle insanlar zenginleşiyor, hayat standartları yükseliyor.

bizde ise aramayı devlet yapıyor. üretimi de devlet yapacak. tüm para devlete kalacak. çok yüksek bir meblağ değil ama en azından memleketi düzlüğe çıkartacak kadar bir para. bizi zengin etmez ama komple iflas etmemizi engeller. bir yandan da enerji bağımsızlığı önemli bir şey.

co2s2, sektörün taaaa kalbinden bildirdi.
0
co2s2
(01.12.20)
bu tür kaynaklar üçüncü dünya ülkelerinde daha fazla fakirleşmeye ve insan hakkı ihlallerine neden olurken birinci dünya ülkelerinde daha fazla zenginleşmeye neden oluyorlar. pekiştirici etki deniyor buna.

ülkedeki petrolden elde edilen gelirin doğrudan veya dolaylı olarak halka dönebilmesi için ülkede sağlam bir hukuk sistemi olması gerekiyor. devletin nispeten yolsuzluktan arınmış olması gerekiyor, hesap verebilir ve şeffaf olması gerekiyor.

www.theguardian.com
0
nickini degistiren yazar
(01.12.20)
Türkiye'de petrol üretimi yapılıyor zaten Batman'da ancak rezervimiz yüksek değil. Eğer yüksek rezervlere sahip olup üretim yapıp ihraç etseydik petrol geliri GSYH'mizin patlamasına sebep olur dolayısıyla halkın refah seviyesi artardı. Mesela körfez ülkelerinde (BAE, Katar, Kuveyt) vergi yok ayrıca devlet halka para ödemesi yapıyor. Bugün Katar doğalgaz ve petrol geliri sebebiyle dünyanın en zengin ülkesi Ortalama bir Katarlı İngiliz kraliyet ailesi seviyesinde zenginliğe sahip. Benzer şekilde Norveç refahını petrol gelirine borçlu.
0
berkan11
(01.12.20)
(7)

Google Ads Scam Dolandırıldık

martini girl
Eşim kripto paralarla uğraşıyor bayağıdır. Dün gece bir yerden bir yere kripto paralarını aktarırken hep girdiği siteye giriyorum diye yanlışlıkla ilk sırada reklam olarak gözükenine tıklıyor. Tabi sitenin arayüzü aynı, işlem sırası neredeyse aynı. Hiçbir şeyden şüphelenmeden bir güzel şifresini gir
Eşim kripto paralarla uğraşıyor bayağıdır. Dün gece bir yerden bir yere kripto paralarını aktarırken hep girdiği siteye giriyorum diye yanlışlıkla ilk sırada reklam olarak gözükenine tıklıyor. Tabi sitenin arayüzü aynı, işlem sırası neredeyse aynı. Hiçbir şeyden şüphelenmeden bir güzel şifresini giriyor ve saniyesinde bütün kripto para çekiliyor. Giden paranın tutarını ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Baya güzel dolandırıldık yani bir butona tıklamaya baktı her şey.

Bu adamları google'a şikayet edeceğiz ama tabi ki geçti borun pazarı. Adamların kendi sitesinin üzerinde Ad olarak aynı arayüzle ilk sırada çıkmaları nasıl bir şeydir, google bunu nasıl anlayamaz kafayı yicem. Var mı önerebileceğiniz bir şey? (soğuk su içmek dışında)
0
martini girl
(30.11.20)
geçmiş olsun :/

malesef bu tarz sistemler kontrolden geçmeden direk onaylanıyor. Zaten site de kapatılana kadar işini tamamlamış olup kapatıp gidiyordur yeni bir isimle vs tekrar açılıyordur. O kadar büyük miktarları transfer ederken her şeyden şüphelenmek gerek :/

adblock vs kullanmak bu tarz şeylerden kurtulmak için belki yardımcı olabilir. hiç reklam görmemiş olsaydı bu hata olmayacaktı sanırım
0
ayin yazari
(30.11.20)
Aynen oyle yani hep adblockunu acan insan o sirada acmamis gercekten saka gibi. Tesekkurler
0
🌸martini girl
(30.11.20)
Geçmiş olsun. Yapacak bir şey yok maalesef şu aşamada.
0
roket adam
(30.11.20)
el ile şifre girerek büyük hatayı yapmış, şifreyi browser otomatik tamamlamaya bıraksaydı, site ne kadar benzerse benzesin otomatik doldurulmaz, şifrede aklında tutumayacağı kadar karışık olsaydı şifreyi browser ayarlarında alana kadar belki olaya uyanabilirdi.
0
Sir Anthony Hopkins
(30.11.20)
geçmiş olsun. Yıllardır var bu iş ve google nedense önüne geçemiyor.

Eşinizin hatası da siteye elle girmemek, ben sadece kripto değil banklara bile domaini elimle yazıp giriyorum. Ayrıca Hopkinsin dediği "autofill" de durumu çakıp otomatik doldurmazdı evet.

Ek olarak 2fa kesinlikle açık olsun. Bunun da üzerine mesela çoğu sitede "güvenli kelime" var, ben binance vb. bir sürü borsadan çekim isteği yaptığımda bir kelime gösteriyor bana.(önceden benim belirlediğim) ama sizin durumda bu da etkili olmazmış.(2.koruma yok)

not: hangi cüzdana para gitmiş onu not alın, mesela ethereum için etherscanda "scammer" diye işaretliyorlar belki o adam bir yere para yatırırsa belli oluyor. Ama borsaya yatırmadan elden veya decentralized borsadan satacak kadar da akıllıdır sanırım.
0
nhk ni youkosu
(30.11.20)
Aynen Ethereum. Söyleyeyim bir ama bence de salak değildir.
0
🌸martini girl
(30.11.20)
Kimi kime şikayet ediyorsun? Google dediğin aşağılık CIA/NSA fişleme servisine an itibariyle tepki yağıyor: Fransa'da çıkan halk ayaklanması, ağır polis şiddeti haberlerinin tamamını "in Turkey" diye bitirdikleri yani olayları Türkiye'de çıkmış gibi gösterdikleri için.

Ortaya çıkartılan rezilliğe gelen tepkilere cevap vermeye bile tenezzül etmediler. Senin başına gelene sevinirler.

Parolayı tarayıcıya kaydet diyen olmuş. Bunu yaparsan o parolayı hacker'a kendi ellerinle vermiş olursun.


Senin durumunda kalan ve mahkeme yoluyla çalınan miktarı iade alan bir yabancının haberini izlemiştim.
0
neotunc
(30.11.20)
(10)

Dubleks ve/veya çatı katı olan evlerin

ishak77
Kiralamaktan kaçınmamız gereken bir yönü var mı ? soğuk olur vs.
Kiralamaktan kaçınmamız gereken bir yönü var mı ? soğuk olur vs.
0
ishak77
(30.11.20)
cati kati yazin asiri sicak olabilir.
0
hot potato
(30.11.20)
yalıtım kötüyse yağmurlarda rutubet, su sızması, soğuk yazın aşırı sıcak olabilir. ısıtma soğutma maliyetlerinde artı elektrik ya da gaz faturası gelebilir.
0
phonex
(30.11.20)
Bina eskiyse çatıda mutlaka problem olur. Çatıda bir problem olursa bina geneli yardım etmek istemez, masraflar sana kalır.
0
roket adam
(30.11.20)
asansör yoksa işkence olur, hele elinde poşetler çantalar vs..
yazın sıcak, kışın soğuk olur, çatı akabilir.
dubleks olabilir belki, misafirlik harici pek kalmadım, ama onu da kışın ısıtmak zor olur diye düşünüyorum.
0
Improbable
(30.11.20)
ısıtma + soğutma + temizlik

en büyük sıkıntılar bunlar olur. kışın soğuk + yüksek doğal gaz tüketimi, yazın sıcak + yüksek klima kullanımı, elektrik tüketimi. ayrıca temizlik zor olur. gündelikçi gelecekse daha pahalı olur ve daha sık gelmesi gerekir.
0
reanarchy
(30.11.20)
ısıtma kesinlikle çok zor oluyor. ilk baş tutarken çok tatlı vs gelmişti bize ama bir yerden sonra üstümüzü değiştirmek için bile yukarı çıkmaya üşenir olmuştuk. gün içinde de sürekli bir şeyler almak için çıkmak zor geliyordu. temizlik de zaten zor. süpürgeyi, viledayı taşımak. bizim merdivende ışık yoktu geceleri flaşla çıkmak zorunda kalıyorduk.
0
Olric
(30.11.20)
1,5 yil oldu, seviyoruz. Sifir ev
-terasta yalitim problemi oldu. Alt kat salon tavani, mutfakta 2 yer, ust katta terasin basladigi duvarda kabarma gibi seyler yasadik. Sorun giderlerden kaynaklaniyormus. Karantina zamaniydi mecburen kendimiz izolasyon yaptik, bir once gelen ustadan daha guzel yaptik. Su an hic sorun yok.
Su izolasyon problemi olabiliyor yani.

- guney cephedeyiz, tum gun gunes aliyor. Kisin guzel cok soguk olmuyor ama yazin bildigin sauna. Panjurlar inik o yuzden yazin hep.

- temizlikte sorun olmuyor. Duzenli kadin gelmesine ragmen her gun süpürüyorum cunku kedi kumu yukarda ve kedimiz dagita dagita yapmayi seviyor. Sarjli supurge var sorun olmuyor inip cikmasi.

- usengeclik olmuyor aksine hareket oluyor bence

-catidaki her turlu bakim, onarim size ait.

- yasaklarda cok rahattik biz. Tum gun terasta acik havadaydik, sporumuzu bile orada yaptik, yemekleri orda yedik, mangal zaten cok buyuk arti bence:)

Ozetle, bakimi zor olabiliyor ama bence cok keyifli. Su an esim ust katta calisiyor, kendine ait ofis alani var. Bu donemde cok rahattik bu nedenle.
O kadar sorun yasamamiza ragmen keske demedik hic.
0
65 derece
(30.11.20)
genelde işçilik sıkıntısı oluyor. akıyor vs. aslında düzgün yapılmış olsa bir zararı olmaz.
0
lcha
(30.11.20)
yeni binada sikinti olmaz yalitimsiz ortamda en ust kat sikintili oluyor. ben de hoslaniyorum 65 derecenin bahsettigi gibi teras veya buyuk balkon mevzusu cok cok guzel
0
ala09
(30.11.20)
Oldukça keyifli bence ya. Hele İstanbul'da ve sakin bir yerde ise.

Biz başta temizliği zor olur vs. düşündük ama kartlardan biri pek kullanılmıyor temizliği de diğer tarafa göre daha seyrek oluyor.

Onun dışında üst kat daha sıcak, alt kat zemin olduğu ve ağaçların gölgesinde kaldığı için bir miktar serin oluyor. He yazın çok iyi ama kışın polarla çalışıyoruz ısıtmaya rağmen :)
0
chicha_v2
(30.11.20)
(4)

Kibirli insan hakkında

dostsuz dostoyevski
Arkadaşlar bir kuzenim var, allah affetsin yani kuzenim olmasa sanırım direk hayatımdan çıkartırdım ama kuzenim olduğu için yıllar boyunca hep alttan aldım. en son 2 gün önce bir oyun oynarken bana karşı bir hakarette bulundu. oynadığımız oyunu da daha önceden 1-2 kere oynamış birisiyim. yani hiçbir
Arkadaşlar bir kuzenim var, allah affetsin yani kuzenim olmasa sanırım direk hayatımdan çıkartırdım ama kuzenim olduğu için yıllar boyunca hep alttan aldım.

en son 2 gün önce bir oyun oynarken bana karşı bir hakarette bulundu. oynadığımız oyunu da daha önceden 1-2 kere oynamış birisiyim. yani hiçbir tecrübem yok. oyundaki terimleri falan da haliyle bilmiyorum. neyse önce hakaret etti, sonra ben insanlara oyun oynamayı öğretmekten oynayamıyorum falan diye kendini ön plana çıkarmaya başladı. en sonunda yıllardan beri hep alttan alan şahsım dayanamayıp, oyundan ve konuşmadan çıktım.
yıllardan beri aynı davranışı sergilediği için artık benim de sabrım kalmamıştı. bir insan hiç mi kendi hatasını görmez veya özür dilemez ya merak ediyorum. ulan hep mi biz beceriksiz oluruz da kendisi şahane olur bunu da anlamıyorum.

hem sevdiğim bir kuzenim olarak yıllardan beri alttan almaktan yorulmam hem de aramızın bozulması moralimi oldukça bozdu. sizce telefon açıp yine hiçbir şey olmamış gibi mi yapayım yoksa oluruna mı bırakmalıyım.
0
dostsuz dostoyevski
(30.11.20)
Oluruna bırakın. Çok mu önemli sizin için? Kin tutmayın, aranız iyi olsun, bayram seyranda görüşün yeter.
0
havadakarada
(30.11.20)
çıkar hayatından yahu. kuzen diye niye yıllar boyu alttan alıyorsun ki. küsme ama görüşme de. bu ne lan? bana yapsa kuzen falan dinlemem, anında mesafe koyarım araya.
0
himmet dayi
(30.11.20)
Ne kuzenler çıkardım hayatımdan. Bir tanesinden bile pişman olmadım. Bilakis akraba pişmanlıktır. Yollaaaa.
0
pass
(30.11.20)
aynen neden sırf kuzen diye sürekli böyle samimi olma ihtiyacı hissediyorsunuz ki.
0
roket adam
(30.11.20)
(9)

Aileden ayrı eve taşınmaya ikna etme sorunu :(

beyaztenlikiz
Merhaba. 27 yaşındayım. Son 1,5 yıldır ailemle aynı evde yaşıyorum. Liseden beri ailemden ayrı yaşıyorum. Lisede de başka şehirde yatılı kalmıştım. Onları çok seviyorum ama kendime ait bir evim olsun istiyorum. İşimi ve düzenimi oturttum. Sizce bu şımarıklık mı? Gereksiz bir istek mi? Sizce ailemi
Merhaba. 27 yaşındayım. Son 1,5 yıldır ailemle aynı evde yaşıyorum. Liseden beri ailemden ayrı yaşıyorum. Lisede de başka şehirde yatılı kalmıştım. Onları çok seviyorum ama kendime ait bir evim olsun istiyorum. İşimi ve düzenimi oturttum. Sizce bu şımarıklık mı? Gereksiz bir istek mi? Sizce ailemi nasıl ikna edebilirim? Ailem açıkçası maddi boyutunu düşünüyor ve kiraya çıkmamı istemiyorlar. Onları kırmak da istemiyorum. 6 aylığına ev tutup ev tuttum desem olur mu? Hem deneme süresi gibi olur diye düşünüyorum.
0
beyaztenlikiz
(29.11.20)
önce içinde net olman gerekir.
deneme süresi demişsin zira.
0
janderzel zartanyan
(29.11.20)
önce kendi içinde netleş +1
ekonomik özgürlüğü olan bir yetişkinsin. ailenin yanında yaşaman anormal. niye ikna etmen gerektiğini düşünüyorsun ki hem? tekrar ediyorum, ekonomik özgürlüğü olan bir yetişkinsin. aileyi sevmek ayrı bu ayrı.

edit: ailenden maddi destek almadığını, ayrı eve çıkınca da (zaman zaman zorlansan bile) almayacağını varsayarak yazdım.
0
pati
(29.11.20)
Ailen ayri eve karsi degil ki parayi dusunuyormus. Ikna etmelik bi durum yok ortada.
Maasini mi biliyorlar da boyle dusunuyorlar yoksa tahminen mi gecinemeyecegini dusunuyorlar?

Tahminense; gecinebilecegini, bi evin masraflarini farkinda oldugunu soyle, gerekirse kazandigin parayi da soyle ki rahat etsinler. Yok maasin yetmeyecek bi tutarsa zaten macera arama.
Yetiskin oldun ayri eve cikmalisin bana sacma geliyor. Saglikli evlerde gayet yetiskin hayati yasanabiliyor aileyle de.
0
Kittie
(29.11.20)
O kadar çok değişkeni olan bir konu ki bu. Mesela italya, ispanya, yunanistan genel olarak akdeniz kuşağında bizdeki gibi aileyle yaşayan çok genç var yetişkinlikte bile. Bunu niye anlattığımı aşağıda açıklayacağım.

Önce Ekonomik olarak düşünelim. 1500 TL kira 750 de fatura aidat falan versen, yılda 20-25bin lira harcamış olacaksın. 5 yılda (enflasyonu hariç tutarak söylüyorum) 100000 bin lira kiraya gidecek. Mesela 5 yıl bu parayı biriktirip, daha farklı da değerlendirmeyi düşünürdüm ben.

Yaşam tarzı olarak düşünelim. Türkiye'de birey olmak ile bireyselleşmek karıştırılıyor.
Ne demek bu? Memlekette genelde insanların ayrı eve çıkma motivasyonu "daha rahat etmek istiyorum" oluyor. Bu rahat etme kriteri de çeşitli. Kimi rahat rahat sigara içebilmek istiyor, kimisi ailesinden alkol aldığını saklıyor, kimisi sevgilisiyle rahat vakit geçirebilmek istiyor, kimisi istediği saatte de eve gidip gelebilmek için.


Oysa "birey" olabilmiş bir yetişkin ailesine bunları kabul ettirebilmiş olmalı. Yani motivasyonu "bireysel" yaşantısı ise bunları ailesinin yanında yaşarken de kabul ettirebilmeli insan.

Yani "birey" olmak için ayrı eve çıkıp, babadan gizli sigara içmeye devam ediyorsa bir insan, ya da annesine alkol aldığını söyleyemiyorsa, "kız arkadaşımda kalıyorum/erkek arkadaşımda kalıyorum" diyemiyorsa sadece adres değişikliği yapmış olur.

Yani temel motivasyonun bireysellikse bunu bir gözden geçirirdim ben:)

Öte yandan yalnız yaşamanın farklı avantajları var elbet. Ama ben yıllarca kira vermek yerine, hazır imkanım varken o kirayı biriktirip sonra kendi evimde yalnız yaşamayı da bir düşünürdüm.
0
anten
(29.11.20)
Şımarıklık değil, gayet doğal bir istek. Tek başına değil de bir arkadaşınla çıkmayı düşünebilirsin aileyi ikna etme konusunda. Hem daha güvenilir olur hem de masraflar ikiye bölünür.
0
alfred
(29.11.20)
onlardan tek kuruş istemeyeceğini farz ederek yazıyorum, git tut, "tuttum" de. sonra da daya döşe üç beş şeyle. kafanın rahatlığı paha biçilemez. bi yaştan sonra çekilmiyor hele araları çok da iyi değilse.

benimkiler de çok karşıydı, ben de ev tutup tuttum demiştim. babam pavyona düştüm demişim gibi dizlerini dövdüydü. iki ay sonra akrabalarına hava atıyodu "bizim gızın kendi evi var" diye. sonra aklım başıma geldi, lan dedim benim babamın bissürü evi var niye kira veriyorum enayi miyim dedim kavga dövüş bi tanesine çöktüm şimdi ordayım. bu da böyle bi anımdır.
0
birsürüsorumvarr
(29.11.20)
selam, ben 23 yaşında üniversiteden mezun olduktan sonra 4 sene boyunca aile yanında yaşayıp 80 bin lira biriktiren çocuk. öncelikle bu parayla ev mev alınmaz, hatta doğru düzgün bir araba bile zorlar. muhakkak borca girersin. o hayalleri geçelim.

ben köşede tuttuğum paranın bana sağladığı tek avantajı, eğer şu dakika işsiz kalırsam aileme koşmadan 1-1.5 sene aynı standartlarda yaşayabilmem olarak görüyorum. benim önerim mevcut ekonomik şartları da düşünürsek, köşede en azından 6 aylık kira + fatura+ yiyecek paran olmadan ayrı bir eve çıkmaman.

yukarda yazdığım şartı sağladıktan sonra mutlaka ayrı eve çık. her ne kadar bireyselliğini ailene kabul ettirsen bile, sonuçta içinde yaşadığın ve senle beraber yaşayanların olduğu bir evde senin koymadığın kurallar olacaktır. gecenin ikisinde bardan kızla/erkekle gülerek eve giremezsin mesela, öyle bir aile yok türkiyede sadasdad. veya uyku tutmadığı bir gece, 5'de yatağa girdiğinde oğlum/kızım bu saatte neden ayaktasın sorusuna muhakkak maruz kalırsın. birileriyle yaşarken, mutsuz, neşesiz olma hakkın da olmuyor. soruluyor neden böylesin diye.

ben bunlardan bunaldığım için, eve çıkmakla kalmadım, farklı şehirde iş bulup o şehre taşındım. sen de aynı durumda isen ve en önemlisi, köşede işsiz kaldığında koşa koşa ana babana dönmemeni sağlayacak bir miktar varsa, eve çıkmayı düşünmelisin.
0
nehara
(29.11.20)
sen dinleme finansal durumu bahane edenleri.
para biriktirsen ne olacak en güzel yılların gittikten sonra.

şu endişeyi taşıman bile aslında türk aile geleneğinin gençliğe sıfır değer veren bencil yaklaşımından kaynaklı. gizli psikolojik mobbing var ama o kadar içselleştiriliyorki artık, normali buymuş gibi. yani aman üzülürler aman vicdanımız sızlar vs. abi neden üzülsünler, ayaklarının üstünde duruyorsun diye gurur duymaları gerekmez mi?
ne zaman hayata tam olarak atılacaksın pardon? evdeki tesisat bozulduğunda ne yapacağını ne zaman öğrenecek, en lezzetli yemekler nasıl yapılır ne zaman deneyimleyeceksin? alış verişin iyisi nasıl yapılır, komşularla nasıl iyi geçnilir, bütçe planlaması nasıl olur vs ne zaman sadece kendin karar vererek deneyeceksin?

bir de şirket mülakatlarında gibi sorayım, kendini 5 yıl içinde nerede görüyorsun? anne babanın arka odasında mı? ya da "iyi" ihtimalle evlenmiş olmayı veya sevgilinle yaşamayı mı? tek başına yaşamayı deneyimlemeden üstelik..

deneme süresi falan değil, önce ev bul, eşyaları falan araştır, bütçe ayır. sonra da böyle böyle sonsuza kadar sizinle yaşayamam herhalde diyip çık. merasimlik bişey yok.
0
jimjim
(29.11.20)
Şımarıklık değil, gayet haklısın. Maddi boyutu sende sıkıntı yaratmıyorsa aynen devam. Aileyi buna ikna etmen de mümkün değil (yaşanmış hikaye). Ekonomik olarak kaldırabiliyorsan, deneme süresi, ev-iş arası mesafe, zart zurt bir sürü değişik şeyi bahane ederek yavaş yavaş düzenini diğer tarafta kuracaksın. Önce haftada 2-3 gün kalıp, sonra tamamen kalmaya başlarsın.

Aile yanında kalmak demek resmi olarak kendine ait bir hayatın olmaması, her ihtiyacının karşılanması ve çocuk gibi bakılman demek. Hayatta her şey para değil, hayatını yaşa. Bir şeyler ters giderse her zaman geri dönebilirsin sonuçta, kapatırsın evi eşyaları satarsın, olan 10-15 bin lirana olur. Bu arada eşyalı ev öneririm "deneme" kısmı için :)
0
roket adam
(29.11.20)
(58)

Eşim sürekli hasta ve işten kaçıyor

hkocaman
3 senelik evliyiz, çocuğumuz yok. Eşim evlendiğimizden beri sadece 1 ay bir yerde çalıştı kalan yaklaşık 35 ayda bütün gün televizyon karşısında yatıp yerli ve yabancı dizi izlemektedir. Bir çok defa bunu sorun edip tartışmaya açsam da bir şekilde olayları manipüle edip (ya tartışmayı bağırma çağırm
3 senelik evliyiz, çocuğumuz yok. Eşim evlendiğimizden beri sadece 1 ay bir yerde çalıştı kalan yaklaşık 35 ayda bütün gün televizyon karşısında yatıp yerli ve yabancı dizi izlemektedir. Bir çok defa bunu sorun edip tartışmaya açsam da bir şekilde olayları manipüle edip (ya tartışmayı bağırma çağırma seviyesine getiriyor, ya da olayla ilgisi olmamasına rağmen bir anda anne ve babamı kötüleyerek konuyu değiştirmektedir) Annem ve babam biraz daha eski kafa muhafazakar insan olsalar da, özlerinde gerçekten iyi insanlardır, annem geldiği zaman oturup da "kızım hadi şunu yap ben oturucam" diyen bir insan değildir. Kalkar kendi hazırlar herşeyi genelde. Zaten biz İstanbul'da onlar da Ankara'da olduğu için 365 günün sadece toplasan 10 günü beraberizdir. Yeni evli olduğumuz dönemde annem eşimin tembelliğini görünce (evde misafir varken sabah 11'de kalkıyordu veya uyandırılana kadar kalkmıyordu. Kendisi bütün gün evde yatmasına rağmen ben işten geldikten sonra yemeği bana pişirttirmeye çalışıyordu)bir iki kez laf soktu. Annemin laf sokması yanlıştı ama ben de eşim bir şekilde karşılık verir diye araya girmemiştim. Daha sonra bu yaptığım davranışın yanlış olduğunu düşünerek annemleri gelmeden telefonla uyarmaya başladım. Annemlerin olmadığı dönemde de çamaşır asıp dolaba dizmek harici hiçbir işi tek başına yapmıyor. Yemek kesinlikle yapmıyor. Bir kaç kere instagramdan gaza gelip yemek pişirmiştir o kadar. %95 yemek işi bende. Ya ben işten gelmiş yorgun argın bulaşık makinesine eşya dizip, bir yandan yemek yapmaya çalışırken, yatmaya devam etmekte olduğu kanepede uzanmış trendyoldan alışveriş yapıyor. Neredeyse her günümüz bu şekilde.
Hastalık kısmına gelecek olursak. Evlendiğimizden beri: örümcek korkusu, bağırsak solucanı korkusu, beyin felci korkusu, hpv korkusu, kanlı dışkı korkusu, geç adet korkusu, akciğer kanseri korkusu, ağız kanseri korkusu, diş eti siğili korkusu, dil siğili korkusu ve aklıma gelmeyen sayısız korkudan ötürü ev işlerini yapmamayı bahane ediyor. Suratında sürekli bir mutsuzluk var. Yeni mobilya alınacağı zaman çok mutlu oluyor. İKEA'ya gideleceği zaman yine mutlu oluyor. Kredi kartına para gönderince mutlu oluyor. Onun harici genelde ya doktora gitme planı kuruyor, ya da hastaneye mi gitsek diye bana soruyor. Artık bunaldığımı, psikolojik destek alması gerektiğini söylediğimde beni ciddiye almıyor. Yardımı reddediyor.
Ben tek başıma evi geçindirmekte çok zorlanıyorum. Standart kredi kartı taksidimiz 8.000 civarı, 3.000-3.500 civarı vergi veriyorum. 2.000 TL eşime gönderiyorum, 4.500TL civari da ev kirası veriyorum. Bu sabit giderleri karşılayacak parayı kazanamadığım aylarda eksiye düşüyorum (şu an oldukça eksideyim) ama buna rağmen harcamalarda kısıtlamaya gitmeye çalışmıyor. Benim yemek hazırlamadığım her gün aşağı yukarı öğlen ve akşam toplam 120TL'lik yemek söylüyoruz. Ben aileden zengin birisi olmadığım için extra çalışmadığım zamanlar parayı denkleştirmede çok zorlanıyorum. Bunu bir türlü ona anlatamıyorum ama. Ya nası desem, hani gel 50.000TL kredi çekelim mobilyaları yenileyelim desem ona, tamam hadi der heyecanlandır. Beni durdurmaya çalışmaz, anlatabiliyor muyum?
Evde sürekli bir drama ortamı var. İzlediği Türk dizileri gibi entrikalı konuşmalar, kavga çıkarıcı hareketler yapıyor. Konuyu yumuşatmaya çalışıyorum ama bir şekilde kavga çıkarmaya çalışıyor, sürekli olarak huzursuzluk var evde. Alttan almayıp, onunla sözlü çatıştığımda baskın geliyorum haklı olduğum için. Benim baskın gelmeme tahammül edemeyip karakterime laf ediyor, anneme babama laf ediyor, kariyerime laf ediyor, göt yalayarak para kazandığımı ima ediyor vs.
Kavga esnasında ben de az malın gözü gibi davranmıyorum. Onun bana söylediği bütün aşağlıyıcı cümleleri ben de ona ediyorum altta kalmamak için. Ben de onun tembelliğiyle, uyduruk üniversitesiyle aşağılıyorum. Çünkü başka kozum yok. Tutup da eşime şiddet gösterecek bir adam değilim. Tek yapabildiğim o bana sözle bel altı vurduğunda benim de ona sözle bel altı vurabilmem.
Sürekli kavga edilen bir ortamda büyümüş. Ben ise kavgasız bir ortamda büyüdüm (bu da çok sağlıklı değil çünkü hep babam alttan almış). Gerçekten evlilikte huzur arıyorum ama olmuyor bir türlü. Sanki ilişkimiz hiç düzelmeyecek gibi geliyor.
Daha geçen hafta ağzında bir tek kendisinin görebildiği ağız tümörünü diş hekimine gösterdik boşu boşuna 350TL para verdik. O hastalık biter bitmez sırtında bir ağrı başladı ve 4 gündür yatıyor kanepede ağlamaklı bir suratla. 9 kez bulaşık makinesi doldurdum, tezgahı sildim. Etrafı topladım yerleri süpürdüm. Bir yandan da işe gidip geliyorum. Az önce konuşmaya çalıştım ve beni ilgisizlikle suçladı. Onu yalnız bırakıyormuşum, hastalığını ciddiye almıyormuşum. Suçlu benmişim.

Daha önce 2 3 kez evi terkettim ama aynı akşam geri döndüm onun aramasından sonra. O da 1 2 kez terketti ama geri döndü aynı gün. Boşanmaktan da korkuyorum. Bizim ailemizde pek yoktur böyle boşanmak, etmek.

Ne olur yardım edin. Ne yapmalıyım? Onu seviyorum ve düzelmesini istiyorum ama olmuyor bir türlü.

EDIT: Misafir konusunda daha hassas davranıyor son 3 4 aydır. Kalkıyor, ilgileniyor, beraber yapıyoruz ve ağırlıyoruz. O konuda düzeldi yani. Anlatmamın sebebi ailemle niye ters düştüğünün kökeninden bahsetmek içindi. Ailemle de telefonda görüşüyor problemsiz bir şekilde. Onlar bize gelmeden önce geriliyor sadece.
0
hkocaman
(29.11.20)
Adama hem hizmet ediyorsun, hem karnını doyuruyorsun, hem geçimini sağlıyorsun, hem de sevişerek fiziksel ihtiyaçlarını gideriyorsun. Üstüne para verse bunlardan ikisini dahi ayni kişiye yaptıramaz. Valla bravo.

Sizin oralarda boşanma yoksa kalkıp sizin oralara gitme sen de. Bosan, tek başına yaşa.
0
elorelia
(29.11.20)
daha önceden farklı mıydı eşiniz?

hani bazı durumlarda konuşmak, psikolojik destek almak falan iyi gelir tamam da sizin anlattığınız olayların elle tutulur tarafı yok. hazır çocuk falan da yokken yollarınızı ayırın.
0
hadsafhada
(29.11.20)
siz erkek tarafı mısınız? metinden anlamakta zorlandım da.
0
theseachange
(29.11.20)
@elorelia metni yazan erkek
0
austra
(29.11.20)
Yanlış anlaşılma olmuş, ben erkeğim.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Sadece bu anlattıklarınıza göre (karşı tarafın da argümanları vardır muhtemelen): Boşanma korkunuzun üstüne çalışın ve aşın diyebileceğim. Bazı boşanmalar evlilik kadar kutlu bir olay. Bir hatanın bedelini hayat boyu ödemek ne kadar mantıksız. Bir yandan da nafakasız boşanmanın yollarını araştırın.

Bu ekonomik krizde gereksiz yapılan her alışveriş ziyan. Borç durumunu gerekçe göstererek, kullandığı kredi kartını kullanıma kapatıp borcunu yapılandırın. Asla kredi kartı vermeyin. Sadece nakit verin makul giderlerde kullanması için. Ev için gereken alışverişi kendiniz yapın. Yemek pişirmek istemediğiniz günlerde, kendiniz dışarda yiyip gelin. Kendisi napıyorsa yapsın. Onun bilmediği bir hesap açın, borçtan kalan parayı oraya aktarın.

Çocuk isterse ASLA yapmayın.
0
gayda
(29.11.20)
Boşan gitsin bu ne ya, hafakanlar bastı okurken. Ailemizde boşanmak yok vs ne demek ya.

Ayrıca şu birkaç şeyi bilirsek belki daha iyi yorum yapabiliriz; nasıl tanıştınız, ne kadar sevgili kaldınız, yaşlar kaç? Evlenmeden önce bu huylarıni gizliyor muydu, siz mi sezemediniz?
0
austra
(29.11.20)
Kimseye kolay kolay ayrılın, boşanın yazmıyorum bu sitede ama bence boşanın. Okurken ben sıkıldım. Bu arada aileniz her şeyin farkındadır. Boşanırsanız niye boşandınız diye sormaz kimse.
0
dissendium
(29.11.20)
'Onu seviyorum ve düzelmesini istiyorum ama olmuyor bir türlü.'

Düzelmeyecek. Olmayacak. Kavga etmekten drama yaratmaktan başka iletişim şekli bilmeyen insanlar, kendilerinde bir sorun da görmüyorlarsa, ölene kadar öyle devam ediyorlar.

Ayrıca şiddet her zaman fiziksel olmaz. Sizin ilişkiniz şiddet dolu.
0
otonomo
(29.11.20)
Arkadaşlar şunu tekrar belirteyim. Özünde iyi bir insan olduğunu biliyorum ve onu seviyorum. O sebeple boşanmayı düşünmek bile beni çok üzüyor ve korkutuyor. Ayrıca boşanırsak ne yapar ne eder? Ben onu çok sahiplenmiş durumdayım. Korumamdan çıkmasını göz almak bile ürkütüyor.

Başka bir yolu yok mu? Benzer deneyim yaşayanlar hep mi boşandı?
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Yani bilmiyorum çok tek taraflı anlatılmış gibi geldi ama gerçekten anlattığınız gibi ise böyle biriyle ilişki devam ettirmeye gerek yok. Sizi baya kullanıyor, böyle bir ilişkinin devam edebilmesi çok enteresan cidden. Bir de nafaka da ister şimdi ayrılsanız. İş falan aramıyor mu hiç?

Kendi başınıza huzurlu yaşarsınız hiç değilse.
0
playing star again
(29.11.20)
gayda +1000
karşı taraf acaba neler düşünüyordur diye kendime sordum.

yavaş yavaş gücünüzü çekin, bir bakın bakalım kendi haline neler yapabilecek. yemek yapmayın, bulaşık yıkamayın, temizlik yapmayın. sorumlulukları ona yükleyin.
bence tamamen bencil olun

nafaka vermeden, daha fazla zarar almadan boşanmanın yollarını arayın. ayrıca bu süreçte de kozunuz olsun, toplamaya çalışın.

bunca sene çok iyi dayanmışsınız.
şu anda kendinize kötülük ediyorsunuz, böyle de gitmez zaten. kim ne,der ne düşünür diye düşünmeyin, boşanmak bu durumda bayram demek olur gibi.

bol şans
0
MtKrt
(29.11.20)
@hkocoman

yazmadığım şeyler vardı ama dayanamadım.
siz boşanmak istediğinizi söyleseniz, o çok iyi bir insan dediğiniz kişi acaba nasıl bir canavara dönüşecek? nafaka için neler neler yapacak?

sizi tamamen kullanıyor, başka bir açıklaması yok, iyi niyetinizi sömürüyor.
hatta "oh bee kapağı iyi yere attık, evlendim kurtuldum" diye de düşünüyordur. belki de sağlam nafaka koparmak için böyle davranıyordur.
ama hiç bir şey göründüğü kadar masum değil, o kesin.
0
MtKrt
(29.11.20)
@MtKrt
benden 4 yaş küçük, ikimiz de 30lu yaşların başındayız. mezun olduğu bölüm işsizlik sıkıntısı çektiği için yaptığı görüşmeler olumlu sonuçlanmıyor. hem ülkenin hali de malum. görüşmelere gidiyor ama kimse işe almıyor.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
bence tedavi olasi lazim. diyorum ama bencil de geldi biraz.
annen annesine durumu anlatsin. kuzenimde böyleydi, is ciddiye binince birazcik duzeldi.
0
wishmaythşngs
(29.11.20)
“8 000 civarı, 3.000-3.500 civarı vergi veriyorum. 2.000 TL eşime gönderiyorum, 4.500TL civari da ev kirası veriyorum”
20.000tl aylık geliriniz varsa bence bir şekilde onu kendi işinize dahil edebilir ya da ona bir iş kurabilirsiniz. Bu yola gelecek mi bakalım?

Ben de daraldım bu arada okurken
0
her giriste sifresini unutan adam
(29.11.20)
Tembelliğin bu kadarına tahammül edemezdim ben ya... Para kazanmıyorsa ev işlerini üstlenmeli çünkü evlilik hayat ortaklığıdır. Belki depresyon geçiriyodur diycem ama baştan beri böyle diyosunuz, bu kadar uzun süremez ki...
Bence çift terapisi ayağına terapiye başlatın, belli ki sorun psikolojik. Olmuyorsa da lütfen çok yıpratmayın kendinizi, kimseye heba etmeyin ömrünüzü.
0
megalomaniac
(29.11.20)
Evlenmeden önce de hastalığa bu kadar takmış mıydı?
0
oyokbuyoknevar
(29.11.20)
boşanma ufukta gözükünce gerçekte kimle evli olduğunu göreceksin.

nafaka versen de farketmez, en acilinden boşan. nafaka seni rahatlatır bu durumda.

"korumamdan çıkması" sözü hiç hoş değil, bu arada. koca koca insanlarsınız.
0
stewie
(29.11.20)
@stewie
bensiz pek fazla ayakta durabileceğini sanmıyorum, o sebeple söyledim. belki yanılıyorumdur, ki umarım yanılıyorumdur.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
psikolojik olarak bir rahatsızlığı var gibi duruyor, belki majör depresyondur. bu kadar seviyorsanız, kesinlikle profesyonel yardım almasını sağlayın bir şekilde. terapi/ilaçlarla iyi olacaktır.
0
candide
(29.11.20)
Abi manyak mısın ne stigmasından korkuyorsun? Boşa gitsin. Babasının evinde yayar bir tarafını istediği kadar dizi izler. Böyle bir kadına bunca zaman iyi dayanmışsınız. Aklıma arkadaşım geldi. Benzer durum. Boşanırken her şeyini verdi, kurtuldu. Dünyanın en mutlu, en hafif insanı oluverdi. Sizi suyun altına çeken bir ağırlık var. Kesin kurtulun nefes alın. Birisi arkadaşın üstüne avukat atsın.
0
catch the arrow
(29.11.20)
Hocam yarın boşan rica ediyorum. Ya da çok seviyorsan, son kez şans ver kendisine net bi şekilde düzelmezse boşanacağını söyle, bikaç ay daha bak düzeldi düzeldi, düzelmedi yol ver gitsin. Böyle hayat geçmez.

Böyle olacağını bilsen evlenmezdin değil mi? Cevap burada gizli. Zararın neresinden dönülürse kardır.
0
sekerse tehlike
(29.11.20)
Eşiniz gayet ne yaptığının bilincinde. Büyük ihtimal eşinizin ailesi de durumun bilincinde. Sizin gibi evliliği olan çiftlerde bu işler böyle yürüyor. Kadın hiçbir şey yapmıyor, üstüne istedikleri olsun keyfi bozulmasın diye hastalıklar, bahaneler, kavgalar. Eşiniz kendi keyfini, rahatını düşünerek sizin hayatınızı mahvediyor. Siz onu sanırım yağmurda kalmış yavru kedi/köpek olarak görüyorsunuz. Napar siz olmasanız, kim bakar, bir eli bulaşıklara dokunsa aman ne olur elleri, deterjan koklasa ne hallere düşer, ailesinin evine gitse ne derler ona, sonuçta hayatınızın geri kalanını geçirmeyi planladığınız birisi diye düşünüyorsunuz ama düşünmeyin.

Siz şuan sadece kendinizi harcıyorsunuz, ilerde çocuğunuz olursa eşiniz değişmeyecek, çocuğun tüm sorumlulukları sizde olacak. Belki siz yıkayana kadar çocuğu yıkamayacak, çocuk elinden iş gelecek yaşa gelince ondan bile beklentiye girecek. Çocuğunuz olursa eşiniz ona da hayatı zehir eder.

Eğer siz eşinizin beklentilerini bilerek karşılaşamazsanız size de ailenize de hayatı dar eder. Kavga gürültü yine istediğini yaptırır. Yarın öbür gün işiniz bozulsa, haliyle eşinizin keyfi bozulacak valla evi terk eder, benim keyfim, rahatım senin yüzünden bozuldu diye. Her insanın evlilikten beklentisi farklı. Belki siz bu evlilikten pekte rahatsız değilsinizdir, sonuçta 3 yıldır böyleymiş ilişkiniz. Kimisi 3 ay böyle birine dayanmaz.
0
GoodMorningTeacher
(29.11.20)
@wishmaythşngs

ben annesine daha önce 1 ya da 2 kez telefonda açıklamaya çalıştım durumu. ama onun da elinden birşey gelmiyor denese de. onlar telefonda nasihat verince bu sefer onlara da bağırmaya başlıyor.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
@sekerse tehlike

evet evlenmezdim.

bu arada ben onu kesinlikle pışpışlamıyorum. yapması gerekeni yapmadığında soğuk davranıyorum. yapması gerektiğini hatırlatıyorum. defalarca söylüyorum. yeri geliyor ben tartışma açıyorum. ama yine dönüyor dolaşıyor en başa dönüyoruz, gelişme yok yani.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Bekara boşamak kolay ama hocam böyle devam etmez bu iş. Tüm yazılanları okudum, iyi ki bekarım dedim bir an. Bu nedir yahu böyle hayat geçmez.
0
electrobuzz
(29.11.20)
Yani makul düşünce, işsizliğin aile bütçesine katkıda bulunmaya mani olmayacağı. Eşit mal paylaşımı bu yüzden var ve olmalı. İlla nakit olmak zorunda değil ki katkı. Para kazanmanın zorluğunu takdir eden insan (zor para kazanmak) bu krizde alışverişe abanmaz hayat arkadaşının parasıyla. Deterjan için bile indirim kovalanacak dönem bu, içerdeyim diyorsunuz bi de. 20 gün evde yemek pişirse, +2400 lira katkı demek bu. Bu dönem çiftlerden birinin işsiz kaldığı aile az değil; evde kalan çocuklara bakıyor, yemek yapıyor cinsiyetten bağımsız. Bu masraflarda kesintiye gidiliyor gözlemlediğim bütçe elvermeyince.

Ama ideali tarif eden yaklaşımlar işe yaramaz sizin durumunuzda. Sorun elbette psikolojik, belki depresyonda, depresyon tedavi edilebilir bir şey. Ama hastalık takıntıları, ilgi açlığı filan daha köklü psikolojik sorunlar bunlar. Sizin göstereceğiniz hiçbir ilgi yetmez zaten. Sadece madden değil manen de parazit besliyorsunuz.

Ama zaten aradığınızı bulmuşsunuz bi yerde, bu konuda da belki özeleştiri yapmalısınız. “Provider” rolü üstlenmişsiniz, “korumamdan çıkmasını göze almak bile ürkütüyor” demeniz çok dikkatimi çekti. Siz bu rolü üstlenmişsiniz (bilinçli veya bilinçsiz onu siz bilirsiniz), şimdi baş edemiyorsunuz veren taraf olmakla. Ama böyle dinamikler kardeşlikte, arkadaşlıkta, hiçbir ilişkide çok kolay değişmiyor. Silme imkanı varsa, silip yeniden başlamak daha kolay.

Bir de tek taraflı anlattığınız kadarıyla söylüyorum, profil tanıdık bana. İş bulmasına da ümit bağlamayın. Şimdi bir birim alışveriş yapıyorsa, artar; şimdi tercih edilen markaların üstüne çıkılır; şimdi ev işlerinde destek olmuyorsa, temizlikçi tutulur; şimdi yemek yapılmıyorsa, iş bulunca zaten yapılmaz. Kendi maaşı yetmez, yine size girer. Ama iş bulursa nafakadan yırtarsınız çocuk olmayınca, o da olumlu.
0
gayda
(29.11.20)
@j r r tolkien hayrani

normalin ne olduğunu bilmiyorum. evde 3 güne bir sözlü tartışma olması normal mi? her dışarı çıktığımızda, avmde, sokakta anlaşamamamız normal mi? benim alttan mı almam gerekiyor? hep erkek mi alttan almalı huzur olması için? kadınların pms öncesi erkeğe kötü davranması normal mi mesela?

Anlatabiliyor muyum? Evlilikte ne normal ne normal değil ben de algılayamıyorum. O sebeple yardım istedim.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
@gayda

işe girerse tüm maaşıyla istediği masayı alacağını söyledi. eve katkı ya da borçlarıma yardım etme hususunda bir düşüncesi yok.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
36 ayın 35inde hiç çalışmamak ve bunu artık normalleştirmek. evde tüm gün oturup kocasının vereceği parayla yaşamak. anne babaya saygısızlık, elini bir taşın altına sokmamak ve kendisi haricinde herkesi suçlamak. boşan güzel abicim, boşan mutlu ol.
0
ismim ibrahim
(29.11.20)
Cocuk yapma sakin, eninde sonunda bosanirsiniz zaten, cocuga da sana da yazık.
0
kveldulv
(29.11.20)
Böyle bir profilin düzelme ihtimali % 1 bile değil.
Evlilik paylaşmak demek, tek taraflı bir sömürü düzeni değil.
Ne kadar erken kurtulursan o kadar iyidir.
0
alfred
(29.11.20)
kardeşim bence oturup konuşmanın zamanı gelmiş. ortada gerçekten psikolojik bir problem de olabilir. sürekli hastalık hissi, sürekli şikayet bunlar sağlıklı insanın istese bile sürekli yapabileceği ve sürdürebileceği şeyler değil. bence boşanma vs konusundan önce bi pro yardım alın derim. yani düşünsene insan çalışmak istemediği için her gün ağrım var diye yatabilir mi, hasta taklidi yapabilir mi? bana mantıklı gelmiyor. ha artık uğraşmak istemiyorsundur, onu da anlarım gayet mantıklı, o zaman da bence boşanmak mantıklı. özellikle kavgasız bir ortamda büyüyen sen için huzur en büyük hakkın bence, yazık günah.
0
roket adam
(29.11.20)
Boşa. Boşanın demiyorum bak, boşa.
0
pass
(29.11.20)
Pass +1 boşa.
Çocuk yapma, boşa.
İlk işin iyi bir avukat bulup kadına nafaka vermemenin yollarını ara ve boşa.

Ulan bize böyle adamlar rastlamaz ya. Ben sevgilime bu kadının yaptıklarını yapamam mesela. Anında boşanır.
0
Hallegadola
(29.11.20)
Siz her şeyi yüklenmişsiniz. Nasıl olsa beni seviyor, başkasını bulamaz, benden de boşanamaz diyor. O yüzden çok rahat davranıyor. İş bulamaması nedeniyle psikolojisi bozuk. Psikiyatriste götürün mutlaka. İşsizlikten kendinde hastalıklar buluyor ve size sarıyor. Daha da düzelmiyorsa konuşun ve boşanın. Ömür boyu çekilecek çile değil. Sakın çocuk yapmayın.
0
beyaztenlikiz
(29.11.20)
Okurken şiştim. Allah yardımcın olsun. Böyle kadın çekilmez. Evlilik terapisine gidin derim de alacağın cevaplar az çok belli. Çocuk yapma aman deyim. Otur ciddi şekilde konuş uyar, duygu sömürüsü yaparsa yeme, gerekirse de ayrıl dostum ne diyelim. 3 yıl böyle ise işkence görmüşün sen haberin yok.
0
Topalordek
(29.11.20)
İşte işsizlik büyük bir derttir, onu çeken bilir. Masaya istemsiz güldüm. İşsiz insanın derdi ilk maaşıyla masa almak olmaz ya. Hobi olarak çalışacak çalışırsa, siz yine aynı. Girip bakın sözlükte ilk maaşla yapılanlar başlığına.

Psikolojik destek oh ne ala filan da, sizin demenizle olmaz. Sizin ısrarınızla bi fayda zor yani, kendi iradesiyle çözüm araması lazım işe yaraması için. Ayrıca, otuzlu yaşlar diyorsunuz, geride yıllar var insanı o yaşa getiren demek. Böyle davranış motiflerini oluşturan yani. Öyle üç beş kere psikologla konuşayım da düzeleyim gibi bi şey yok.

Eninde sonunda boşanmaya sıcak bakacaksınız. Ama o zamana kadar yıpranacaksınız, bezince boşanacaksınız. Bu problemi faydaya dönüştürmek için bana makul gelen muhatabınız neyi niye yapıyordan ziyade kendi durumunuza odaklanmanız. Şikayet etsek de değiştirmek için böyle yetersiz kaldığımız durumlarda, aslında bi sekonder faydamız oluyor gözümüzden kaçan. Nasıl böyle bir evliliğe sürüklendiğinizi anlarsanız kendi zaaflarınızı anlarsınız gibi geliyor bana. O zaman da o şimdi seviyorum dediğiniz insan sizin zaaflarınızı nasıl istismar etmiş (bilmeyerek veya bilerek) görecek ve kaçınılmaz olarak tiksineceksiniz.

Çift terapisi de denenebilir, çünkü biz ne okuyorsak sizin gözleminiz. O yazsa böyle tek taraflı, eşim okuduğum okulu küçümsüyor dese sadece, diğer konulara değinmese, ona da hak verilirdi. Ama sadece yazdıklarınıza bakarsak, ben olsam kendime odaklanırdım nası böyle bi tufaya düştüm diye. Diğer ilişkilerinizi (arkadaşlık, aile, akraba, iş hepsi) bi tartmakla başlayın, memnun etmek için çok fazla feragatte bulunduğunuz bi durum var mı misal? Motif aramak lazım yani, benzer rollerde buldunuz mu kendinizi daha önce diye.
0
gayda
(29.11.20)
Bir cok kisi boşan yazmış. Biraz da kendimden bahsedeyim cunku ben de haksizsam bunlari duymak isterim. Pandemiden beri homeoffice calisiyorum. Evin bir tane odasini ofise çevirdik orada masam bilgisayarim vs var. Sabah 7'de kalkiyorum bazen 8-8.30a kadar calisiyorum. Surekli bilgisayar başında oldugum icin itici oldugumu soyluyor. Mesela bu kadar bilgisayar başında calismak bir kadin gozuyle itici mi? İlla spor salonuna mi gitmem gerekiyor itici olmamak icin? Ayni sekilde pandemiden beri haftada 2 kez internetten arkadaslarla bulusup wow oynuyoruz. Sadece Pazartesi ve Cuma her biri 3 er saat sürüyor. Bu zaman araliginda esim yalniz kaliyor, tvdeki dram dizilerini izliyor. Diger gunlerde ve Kalan zamanlarda esimle disari cikiyoruz kisa yuruyusler yapiyoruz. Avmlere gidiyoruz orada dolasiyoruz, alisveris yapiyoruz. Ama benim uzun mesai saatlerim onu boguyor olabilir mi? Ayni sekilse onun izlemek istedigi dizileri ben sıkıcı buluyorum. Son donem psikolojik dram dizilerini takip ediyor ben 10dk dayanamiyorum izlemeye. Mecburen yalniz birakiyorum. Arada beraber izledigimiz de oluyor tabi. Surekli yalniz degil yani.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
işin pc başında olmak itici olan bişey yok. kendi kafasında bir dünya var orada da seni oraya uygun görmüyor. muhtemelen çok fazla yerli dizi izliyor ve instagramda çok takılıyordur. oradaki pembe hayatlar gözünü boyamıştır. ne yaparsan yap düzelmez. boşanmak istemiyorsan da en sakin en sorunsuz günde karşına al ve boşanmak istediğini sakince söyle. sakın kavgalı günde söyleme. ciddi görün ve sorunları anlatma. sadece hayal ettiğim kişi sen değildin de geç. sorunu bu şekilde kendinde aramaya başlar. 100 saatte hatalarını anlatsan bişey değişmez. kilit 10 kelime yeter. hayal ettiğim kişi bu değildi ve artık sevmiyorum de.
0
avatar is back
(29.11.20)
şu an covid pozitifim, ağrım sızım ve acayip yorgunluk var ama bir gün bile yatıp dinlenemeden gecem gündüzüm birbirine karışmış bir şekilde 3.5 aylık bebeğe bakıyorum (benim de eşim doğumdan sonra evi terk etmişti, 1 ay evde yalnız kaldım). bugün ayrıca yemek yaptım, iki posta çamaşır yıkayıp astım/kuruladım (fırsat bulursam banyo yapacağım ve kuruyan çamaşırları toplayıp yerleştireceğim; bunları da bebeği uyutmaya çalışırken yazıyorum). evi devamlı toplama modundayım, eşimse içtiği su şişesini bile koltuğun altına yuvarlıyor (bugün evdeki çöpleri topladı, bulaşık makinasını doldurup boşalttı hakkını yemeyeyim şimdi). biraz önce eşimin (benim sürekli düzelttiğim ve onun devamlı dağıttığı) çamaşır çekmecesini düzenledim. eşim negatif çıkmasına rağmen benden daha fazla hasta mesela. neden bunları yazdım? eşim benim hakkımda duyuru açsa tıpkı senin yazdıklarını yazar ve buradaki herkes de boşansana der. halbuki hiç de öyle değil. bir de eşinin ağzından dinlemek gerek. duyurunda anlattığın kadın profilini okuyunca ne kadar kötü bir evlilik, ne kötü bir eş diyor insan ama iki tarafın anlattıkları o kadar farklı oluyor ki kimseye haklısın haksızsın diyemiyorum. eşin neler anlatırdı acaba?
0
deartheodosia
(29.11.20)
@deartheodosia

Benle ilgili sorulariniz varsa yanitlarim.

Esim corona pozitif olsa, ispat edemem ama yemin edebilirim, sadece ve sadece tuvaelete kalkar. Mutfaga gidip 1 bardak su almaz. Kanepeye yatip kivranir durur sadece.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
senle ilgili soruları senin değil eşinin yanıtlaması gerekiyor. sen de bizi anla, inanması güç bir durum. bizimki gibi evlenen kadına "gelin" denen bir memlekette kadının bu kadar yan gelip yatması ve senin de buna 3 yıldır yeter behh dememen hayli enteresan.

oyokbuyoknevar'ın sorusunu tekrarlamak istiyorum. evlenmeden önce nasıldı? kaç sene görüştünüz? hiç mi falso vermedi? bile isteye mi evlendiniz?

bu arada nafaka diyen arkadaşlar, siz de biliyorsunuz ki çocuk olmadan nafaka falan olmuyor ortada. hele 3 yılda asla. Karısını 40 yıl eve hapsedip sonra 20lik almak için kadını sokağa atanlar için bu nafaka olayı. acunun şeymaya verdiği de tamamen sus payıydı.
0
birsürüsorumvarr
(29.11.20)
sadece terapiyle duzelirse ok, onun disindaki tüm yollar benim icin ayrilmaya cikar.
atiyorum ailesine söyledin, kizinizi uyarin böyle böyle ben bosanacam basdemiyorum. ondan sonra düzelirse ben kullanildigimi düsünürüm.

bir de insan kardesi olsa dayanamaz nesini seviyorsun ki artik yani bikmadin mi?

bir de ekstra senaryo ekleyecegim, annenlerin paraya ihtiyaci olsun onlara para gondermis ol, tepkisi ne olacak.
0
durgunfoton
(29.11.20)
abi sen ne kadar iyi niyetli bir insansın ya. hala kendinde hata arıyorsun ve itici mi diyorsun.
hala o çok iyi bir insan diyorsun
kusura bakma ama sen eşek olursan semer vuran çok olur.
sürekli çalışmışsın ve kadınlarla ilişkin olmamış sanırım
yukardakilere katılıyorum. bir an önce nafaka ödemeden boşanmanın yollarını ara
0
dafuq
(29.11.20)
bence siz sevildiğinizi, değer gördüğünüzü hiç hissetmiyorsunuz ve yazılan profildeki bir insan zeka seviyesi ya çok düşük ya da alemin çakalı biri. benim de dikkatimi işe girerse alacağı masa çekti. bunda bile sizin gelirinizle karşılamadığı hayalden bahsediyor. her hareketiyle sizi yetersiz gören biri. kendini daha iyilere layık zannediyor ama bir eş olarak selamı bile haketmiyor bunca değersiz tavra.

deneyebilirsiniz bazı şeyleri. maddi kısıtlama gibi ya da sıkıştım arabayı satayım gibi bi şey atın internetten daha ucuz modellere bakın borçları ödemek için mesela.(gelirinize göre araba olduğunu varsaydım)
maddi ve manevi yanınızda hissetmediğiniz için yani basit şeyler atın olay çıkaracak mı yoksa çözüm mü düşünecek. sorumlulukla tanışması lazım. @durgunfoton "sonradan düzelse o saate kadar kullanıldığımı düşünürüm" demiş buna da hak verdim ama siz de ilişkiye çok bilinçli yaklaşım sergilemek değil duygusala bakmaya çalıştığınız için bence direkt boşanmadan bahsetmek yerine ufak tefek hesapta olmayan olaylara tepkisine iyice bakın. eşim dediğiniz insan avmde dolaşmak dışında da yanınızda olduğunu hissetmeniz gereken kişidir. standart evlilik yalnız olmaktansa eşiyle paylaşınca iyi olunan şeydir bence. yalnızlık çok daha iyiyse neden evlenilsin. ha bu değil ki her sorun cıktıgında boşan ama başından beri bir düşünün kaç kere eşime güveniyorum deyip paylaşım sergilediniz. "o halleder" dediğiniz ne var sandalye almak dışında?

geçmiş olsun.
0
ala09
(29.11.20)
“Aynı kaynım” bile değil, “aynı kedim”
0
dedi ve gitti
(30.11.20)
yukarda verilen cevapları okumadım. tüm yazdıklarınızı da okumadım gerci.
yalnız benim anladığım, eşinizde bazı ruhsal hastalıklar (muhtemelen okb ve depresyon) varmış gibi duruyor.
çünkü (sizin anlattığınıza göre) tavırları normal ve sürdürülebilir değil.
önce bir evlilik danışmanına, oradan da psikoloğa veya psikiyatra gidilip tedavi yoluna gitmek lazım.
0
prizmatik
(30.11.20)
üstteki cevapları okumadım ama eminim herkes birçok konuda zaten söylenmesi gerekenleri söylemiştir.

ben biraz daha psikolojik açıdan bakmak istiyorum.
zaten "babam hep alttan almış" cümlesi her şeyi anlatıyor, detaya gerek yok.
babanızla aynı kaderi yaşamakla ilgili bir sorununuz var.

bilinçaltında ya babanızı çok sevip, ona bir noktada belki acıma ya da şefkat duygusuyla yaklaşır ve onu yalnız bırakmamak için onunla aynı kaderi paylaşırsınız ya da babanızdan nefret edersiniz ve hayat sizi babanız olmaya zorlar.

ikisi de iki ayrı uç, iki ayrı denge ama iki aynı sonuç.
biri babayı yalnız bırakmamakla, biri babayı affedememekle ilgili.
sizinkinin ilk durum olduğunu düşünüyorum.
uzun lafın kısası, babanızla olan bağınızda bir fazla bağlanma ya da fazla empati olmuş, bunu düzeltmeniz lazım.
bu da terapiyle olur.

bu konularda annenizin de rolü vardır elbette.
eşiniz burada aslında bilinçdışından çağırdığınız, size babanızın yaşadıklarını yaşatacak, onunla kendinizi aynı hissetmenizi sağlayacak bir piyon gibi.
o yüzden boşanın demiyorum, zaten sizin ailenizdeki ilişki dengesi düzene girince ya eşiniz düzelir ya da kendiliğinden süreç işler ve boşanırsınız.

bu sorunu çözmezseniz boşanıp tekrar evlenseniz de kendinizi yine aynı döngüde bulursunuz çünkü bilinçaltınızdaki pattern bu.
terapiye gidin.

edit:
çift terapisinden bahsetmiyorum.
siz gitmelisiniz terapiye.
"sorun çıkartan ve hatalı/haksız olan o, ben neden gidiyorum?" diyebilirsiniz ama bunu yukarıda açıklamaya çalıştım.
bu aslında farkında olmadan sizin çağırdığınız bir şey.
bunu neden yaptığınızı bulup çözmeniz önemli, eşinizin ya da diğer dış etkenlerin bir önemi yok.
siz değişirseniz, onlar zaten değişir.
o yüzden hayatınıza neden böyle birini çektiğinize, aldığınıza dair kendinizle çalışmanız lazım ilk etapta.
0
blatta hiberna
(30.11.20)
dahiliye+psikiyatri
düzenli ilaç kullanımı
0
bir soru sorcam
(30.11.20)
Boşanın diyemem "bekara karı boşaması kolay gelir." derler .Eşinizin burnunun sürtülmesi gerekiyor. Sizin onu terketmeyeceği, hep yanında olacağınız aklında onun için bu özgüven.
0
komando kani var bende
(30.11.20)
@blatta hiberna

tartışma esnasında ona kendimi savunurken, "niye annene karşı babanı da savunmuyorsun" diyor. "Madem etik değerlerin, kuralların var. Annenle de yüzleşip babanı savunsana benzer durumlarda" benzeri şeyler söylüyor. Bu dediklerinizle paralel olabilir mi? Her tartışmamızı evlendiğimizden beri aileme indirgiyor.
0
🌸hkocaman
(30.11.20)
evet, paralel.
yani tabii bunları bilinçli olarak söylemiyordur.
belli ki bunu sizi bir anlamda pasif bulduğu ya da "beğenmediği" için kınama amaçlı falan söylüyor ve ne söylediğinin farkında değil.
ama söylediği şey doğru.

niye annenize karşı babanızı savunmuyorsunuz?
öncelikle zaten evin "çocuğu" olarak bu sizin göreviniz değil aslında.
aynı zamanda, çünkü muhtemelen babanız annenizle başa çıkamadığına göre, siz hiç çıkamazsınız diye düşünüyorsunuz.
o yüzden siz de babanızla aynı kaderi paylaşarak, onu yalnız bırakmamış oluyorsunuz.
bir nevi yoldaşlık gibi.

şimdi de siz başa çıkamayacağınız sorunlar yaratan, altından kalkamayacağınız şeyler yaşatan bir kadınla, ne kadar sessiz kalmıyor olsanız da günün sonunda her şeyi alttan alıp düzeninizi bozmadan yaşamaya devam ediyorsunuz.
boşanamazsınız çünkü babanız da boşanmamış zaten.

bir kırılma yaşayıp boşansanız, ikinci bulduğunuz eşiniz de bu sefer mesela işkolik olup eve gelmeyecek, siz bunun aynısını başka bir insanla yaşayacaksınız.
babanızdan öyle öğrenmişsiniz ve bu şekilde bir bağ kurmuşsunuz.

babasından dayak yiyen kadının kocasından da dayak yemesi gibi.
genel konuşuyorum tabii ama orada öğrenilmiş olan aile düzeninin, kültür etkisinin falan dışında, derinlerde bir yerde annenin kaderine ortak olma da vardır.
sizdeki de bunun gibi.
yani bilinçaltınızda, "madem kurtaramıyorum, bari yalnız bırakmayayım. baba bak, ben de aynı şeyi yaşıyorum, sen yalnız değilsin" demiş oluyorsunuz.
0
blatta hiberna
(30.11.20)
blatta hiberna+1

şema örüntüleriyle ilgili okumanızı öneririm naçizane.

kitaplar: hayatı yeniden keşfedin, mod terapi.
0
Phoebe
(30.11.20)
vallahi bazı acılardan kendimi gördüğüm icin cok yuregime dokundu bu duyuru.
bence eşiniz cok ciddi depresyonda. majör depresyon gibi duruyor.
yukarda yazılanlar bana biraz vicdansızca geliyor, cunku kadının bunların hiç birini bile isteye yaptıgını dusunmuyorum.

öte yandan sizin de yadıma ihtiyacınız var ve blatta'nın dediklerine cok katılıyorum. bu asırı verici rolu size guvende hissettiriyor.(kendimden biliyorum)
0
galandar kostumu
(04.12.20)
İster kadın tarafı olsun ister erkek, boşanın gitsin.. Neyi bekliyorsunuz? Düzelmez.
0
yetersizbakiye
(05.12.20)
Boşanmaya kalksan o kadın senin iliklerini söker. Çalışmayan kadınla evlilik en büyük hatadır. O kadın ev işi yapmaz çünkü tembelliğe alışmıştır. Eve destek de olmadığı için tüm yük üzerinde olur.
0
kickboxer
(05.12.20)
(8)

Kiralık ev problemi

pudra
Yaşadığım mahallede yeni bir eve taşınmak istiyorum. Eski evlerin hiçbiri 100 m2den az değil hatta 150/160a bile bulunabiliyor. Yeni yapılan evlerde ise tam tersi 100 m2lik ev yok. 90 m2yi geniş salonlu diye satıyorlar. 2 aydır düzenli olarak bakıyorum ama gerçekten yok. Hangi seviyesiz çıkardı bu m
Yaşadığım mahallede yeni bir eve taşınmak istiyorum. Eski evlerin hiçbiri 100 m2den az değil hatta 150/160a bile bulunabiliyor. Yeni yapılan evlerde ise tam tersi 100 m2lik ev yok. 90 m2yi geniş salonlu diye satıyorlar. 2 aydır düzenli olarak bakıyorum ama gerçekten yok. Hangi seviyesiz çıkardı bu modayı bi anlasam.
Kaçırdığım bir şey var mı? Zamanı mı değil, pandemi mi etkiledi, başka türlü mü arayayım? Yoksa piyasa bu ve yeni bir plan mı lazım bana.
0
pudra
(29.11.20)
yönetmeliklere göre değişebiliyor o. Başka bir şehirde dedemin apartmanı yıkılıp yeniden yapıldı, yeni yönetmeliğe göre bilmemkaç metre içeri girmesi gerekiyor arkada şu olması gerekiyor vs. detaylardan dolayı daha az metrekare oldu.
0
nhk ni youkosu
(29.11.20)
Kentsel dnüşümle yapılan evlerde müteahhit kendine kâr çıkarmak için daire sayısını artırıyor, yönetmelik kullanılabilir alanı küçültüyor, otopark yapması gerekiyor... Derken kuş kafesi kadar daireler yapıyorlar artık. Piyasa bu, merkezi bir yerde yeni ev arıyorsanız geniş bulmanız çok zor. Birkaç ay önce biz de aynı sıkıntıyı yaşadık, hâlâ ara sıra satılık ya da kiralık ilanlarınabakıyorum, yeni ve geniş daire yok.
0
kobuzchu kiz
(29.11.20)
kentsel dönüşüm +1
0
anarsika
(29.11.20)
Nüfus, ailelerin durumu, sosyal ve ekonomik değişimler konutların şeklini de değiştiriyor artık bu normal.

Eski semtlerde doğru düzgün 1+1 ev de bulunmaz ama şimdi öğrencisi, bekar çalışanı, boşananı derken ciddi talep ve ihtiyaç haline geldi. Yeni yapılar içinde kolaylıkla bulunabiliyor. Aileler de küçülüyor artık, çocuksuz veya tek çocuklı aile maddi gücü çok yüksek değilse neden İstanbul'da 4+1 ev alsın veya kiralasın. Isıtması, soğutması, temizliği, bakımı, tadilatı hepsi ayrı maliyet. Çok geniş evleri satın almak veya kiralamak çok yüksek maliyet ve lüks haline geldi, yenisi çok az yapılıyor veya hiç yapılmıyor. Kentsel dönüşüm sonrası evlerin küçülmek durumunda olması da buna bir etken.

Oturduğum sitede salon-mutfak entegre (amerikan mutfak demeyeceğim ilgisi yok) 2+1 evler de var, mutfağı kapalı ve ayrı, çift banyolu, daha geniş 2+1 evler de bulunuyor. Gücü geniş olana yetmeyen için bence iyi alternatif. Aynı kategorideki evler de çeşitlendirilmek durumunda.

İnşaat maliyetleri devamlı yükseliyor, maliyetten bu şekilde düşüşler sağlanıyordur mutlaka. Arsa sınırlı bir varlık, daha küçük metrekarelerde daha çok konut.

Yeni yapıların avantajlı yönü de var mesela kapalı otopark. Öyle böyle bir nimet değil bunu da eski yapılarda göremiyoruz.

Birinin çıkardığı modadan ziyade toplumsal bir değişim ve dönüşümün sonucunun konutlara yansıması olarak değerlendiriyorum.
0
Lethe
(29.11.20)
@lethe
4+1 lerden falan bahsetmiyorum. 3+1, 4 kişilik bir ailenin yaşayabileceği, salonu güzel, yatak odalarının yeterli büyüklükte olduğu klasik apartman dairesinden bahsediyorum. Senin yaşadığın yerde alternatiflerin olması çok güzel. Bende o alternatifler yok işte.
Ayrıca evli ya da tek çocuklu bir ailenin yaşaması için de uygun değil bu evler. Küçücük, basık ve ruhsuz yapılar.
Artık ısıtma gibi şeyler de o kadar büyük sorunlar değiller. İyi bir ısı yalıtımı istanbul için gayet yeterli. Ayrıca 4+1 de yok.
Son olarak toplumsal değişim falan hikaye. Daha 1 hafta önce bana 90 m2lik yer satmaya çalışan, önemli olan evdeki huzur ben büyük evde yaşıyorum da ne oluyor diyen çok yakın bir tanıdığım, ben dubleks katı isteyip sizin kararınıza saygı duyuyorum, nasıl olsa siz yaşayacaksınız öyle yapalım cevabını alınca cin çarpmış gibi sinirleniyorsa o değişimine ancak sinirlenirim ben.
Toplumsal değişim ve dönüşüm nere biz nere. Bana gelince önemli olan huzur, kendine gelince bilmem kaç m2, iki banyo, kocaman teras, eşşek kadar mutfak, yüksek tavan, ithal parke ve daha fazlası.
Her neyse. Zor iş ev konusu.
0
🌸pudra
(29.11.20)
moda değil bu 50 yıllık binanın yenilenmesi için müteahit e bişi vermeleri gerekiyor buda dairelerinin ufalması ve müteahitin masrafını karşılayacak daire sayısının artmasından geçiyor.
20 daireli eski apartman yıkılır yerine 30 ufak daire yapılır 10 u müteahite kalır kaba hesapla.
0
jamswety
(29.11.20)
Büyük evler var, neden olmasın. Sadece çok daha pahalı. Hem yeni olsun hem büyük olsun dersen ciddi para harcaman lazım. Genel olarak kimsenin bütçesi yetmediği için küçük ama yeni evlerde oturuyorlar.
0
roket adam
(29.11.20)
aynısını bir ay önce yaşadık. birinden birini seçmek zorunda kaldığımızı hissetmiştik. ama bazı odalar o kadar küçük ki çift kişilik yatak ve dolap bile sığmazdı ve çoğu yeni binada odalardan biri ya salondan ışık alıyor ya da apartman boşluğuna bakıyor. nispeten çok eski olmayan geniş bir ev denk geldi sansımıza. sizin için de dilerim, zor bir süreç.
0
Olric
(30.11.20)
(7)

Almanyaya göç videolarının bıktırması

mg3929
Çok abartıldı gibi geliyor bana. Türkiyede zor şartlarda yaşıyoruz doğru ama bu şekilde almanya almanya diye bir sürü içerik olması bıktırdı beni. Neden hollanda değil, ingiltere, isviçre vs değil almanya? Almanyada çok türk olması bir neden olabilir ama bu videoları yapanlar almancılar değil, son b
Çok abartıldı gibi geliyor bana. Türkiyede zor şartlarda yaşıyoruz doğru ama bu şekilde almanya almanya diye bir sürü içerik olması bıktırdı beni. Neden hollanda değil, ingiltere, isviçre vs değil almanya? Almanyada çok türk olması bir neden olabilir ama bu videoları yapanlar almancılar değil, son birkaç senede gidenler. Fransayla ilgili neden bu kadar video ya da içerik yok mesela? Fransa kötü ülke mi? Yaşam şartları bizden düşük mü? Değil.
0
mg3929
(29.11.20)
İngiltere, Fransa ve Almanya arasında göçmen politikası en gevşek olan (en azından Türkler için) Almanya gibi duruyor. İlaveten Almanya'da iş bulmak daha kolay çünkü zaten kalifiye işgücüne ihtiyacı var Almanya'nın. Pandemi olmasaydı bu yıl çok fazla göçmen alacaktı Almanya. Sebebi bu olabilir.
0
himmet dayi
(29.11.20)
çünkü gidenlerin çalıştığı sektörlerin yoğun olduğu ülkelerin başını almanya çekiyor. sektör yoğun olduğu için sadece ingilizce bilerek iş bulabiliyorsunuz. 100 ilan varsa 90 tanesi almanca bilgisi isterken 10 tanesine ingilizce bilerek başvurmanız mümkün. hollandada ise 10 tane ilan varsa 9 tanesi flemenkçe bilgisi istiyor ve kalan 1 iş için dünyanın her yerinden özellikle hindistan gibi eskiden ingiliz sömürgesi olan ve ingilizce konuşabilen insanlarla yarışıyorsunuz. 10 ilana karşı 1 ilan olduğu için almanyada iş bulabilen insanları daha çok görüyorsunuz.
0
nahtoderfahrung
(29.11.20)
@nahto bu gerçek mi ? ben nedense tam tersini düşünüyordum.
0
garavel
(29.11.20)
@garavel hangisinin tam tersini düşünüyorsun abi bir sürü şey söyledim :) ben de almanya'da iş arayan birisi olarak ve etrafımda bir sürü giden gelen insan olduğu için konunun içinden kendi görüşümü bildirdim. almanya dışındaki avrupa ülkelerine artık başvurmuyorum bile nerdeyse. sektör yazılım.
0
nahtoderfahrung
(29.11.20)
Almanya benim bildiğim kalifiye işçi arıyordu en son. Bunun etkisi vardır çünkü Fransa vs aramıyor. Yoksa misal Fransa'da emeklilik, tatil hakları falan daha iyi :) ha tabi Almanya'da daha çok türk var vs etkisi vardir belki.

Bir de Almanya ekonomisi güçlü diye gidiyorlardır. Bu kişinin hayatına ne etkiliyor bilmiyorum tabi, maaşın artmıyor, emekliligi duzeltmiyorlar, ek tatil vermiyorlar ama devlet kâr ediyor.
0
logisticsmanager
(29.11.20)
Almanya sadece Türkiye'den değil; İtalya, Romanya, İspanya ve Solevanya gibi ülkelerden de iş gücü olarak göç alan bir ülke. Adamlar WWII'dan beri bellerini doğrultamadı gitti ara eleman ihtiyacı konusunda.
0
Avoiding The Puddle
(29.11.20)
dünyada en çok göçmen alan ülkelerden biri. bir türk için en çok göç olanağı olan ülke. gidip dönerci olarak da, patron olarak da, yönetici olarak da çalışabileceğiniz bi yer.
0
roket adam
(29.11.20)
(5)

Ne izleyeyim

elma
Herkese sağlıklı ve mutlu haftsonları diliyorum öncelikle :)Umuyorum herkes biraz olsun iyidir..Uzun süredir içinde bulunduğum olumsuz ruh halimden ötürü uzun soluklu bir şeyler izleyemiyorum. Ki normalde film ya da dizi izlemeyi çok severim ama 40 dakikalık bir diziye bile konsantre olamıyorum.O yü
Herkese sağlıklı ve mutlu haftsonları diliyorum öncelikle :)

Umuyorum herkes biraz olsun iyidir..

Uzun süredir içinde bulunduğum olumsuz ruh halimden ötürü uzun soluklu bir şeyler izleyemiyorum.
Ki normalde film ya da dizi izlemeyi çok severim ama 40 dakikalık bir diziye bile konsantre olamıyorum.

O yüzden sizin önerebileceğiniz eğlenceli kısa videolar varsa çok sevinirim.
Güzel dans videoları olabilir, komik içerikli bir şeyler olabilir, artık önerebileceğiniz aklınıza ne geliyorsa hepsi olur :)

Artan vakalar, hasta sayıları, ekonomik zorluklar derken çoğumuz daralıp bunalmış haldeyiz, umarım şu zor günleri atlatıp artık biraz daha rahatlayabileceğimiz günler çok uzak değildir.

Önerileriniz için şimdiden teşekkürler, sevgiler...
0
elma
(28.11.20)
koray birand'ın kayınpederle arjantin gezisi diye 4 videosu var, 10'ar dakikalık olması lazım. izleyince çok keyif almıştım.
0
roket adam
(28.11.20)
sünger bob izliyorum ben
0
bir garip melek
(28.11.20)
spor & extreme sporları seviyorsanız people are awesome videoları çok keyifli
0
MandMs
(28.11.20)
Kardeş payı ve emrah safa gürkan izliyorum ben de vaktim dar keyfim de yoksa. Çok keyifliysem sevdiğim bir filmi 12. kez izleyebiliyorum.
0
IncredibleMau
(28.11.20)
hasan can izliyorum youtube'tan, moralimi düzeltiyor program.
0
anarsika
(28.11.20)
(5)

3d printer tavsiyesi - seçerken dikkat edilmesi gereken noktalar

roket adam
tamamen keyfi kullanım için bir 3d printer almayı planlıyoruz. sürekli kullanmayacağımız için durduk yere tıkanma falan yapmaması lazım, fazla bakım gerektirmemesini istiyoruz. Önereceğiniz bir model var mıdır? Dikkat etmemiz gereken bir şey var mı ek olarak?
tamamen keyfi kullanım için bir 3d printer almayı planlıyoruz. sürekli kullanmayacağımız için durduk yere tıkanma falan yapmaması lazım, fazla bakım gerektirmemesini istiyoruz. Önereceğiniz bir model var mıdır? Dikkat etmemiz gereken bir şey var mı ek olarak?
0
roket adam
(27.11.20)
Teknik tarafina karismak istemiyorsaniz, biraz profesyonele yakin makine almaniz lazim onlar da baya tuzlu.

Fakat zevk icin aliyorsaniz 3d printer'la ugrasmak da zevkli. Zaten internette bir suru know-how bulabiliyorsunuz.

Secim konusunda hangi tur filament basacaksiniz ve yazdirma hacmi onemli olabilir. Baslangic makineleri genelde 220*220*200 mm basim hacmine sahip.

Cogu kisi Ender 3 pro tavsiye edecektir fakat bence Artillery Genius'a bir bakin derim. Hali hazirda bircok iyi donanim stok olarak geliyor, silikon heat ped gibi.
0
seksli harf
(27.11.20)
Fiyat sınırı koymamışsınız, zortrax önereyim. Bütçenize uyarsa alın keyfini sürün.
0
ykyt
(27.11.20)
"durduk yere tıkanma falan yapmaması lazım, fazla bakım gerektirmemesini istiyoruz."

Boyle bir sey yok. Benim evdeki 200 dolarlik makina da, mimarlik ofisimizdeki 3000 dolarlik Ultimaker da bakim gerektiriyor, zaman zaman ariza yapabiliyor. Eger bu tarz problemlerle ugrasamam/ugrasmam diyorsaniz hic girmeyin.

100 dolarin altina da, on binlerce dolara da bir ton yazici var, butceniz nedir?
0
fortisvita
(27.11.20)
Bir Türk markası vardım murat Şen de tavsiye etmişti. En azından muhatap bulunur diye düşünüyorum.
Rigid 3d idi sanırım.
Cihaz hakkında bilgim yok ama murat sen e güvenirim
0
kisa
(27.11.20)
Teşekkürler cevaplar için. Keyfi olduğu için çok bi para aayırmak istemiyoruz, Ender'e baktık biz de 2000 tl civarı işimizi görür gibi görünüyor.
0
🌸roket adam
(28.11.20)
(4)

amazonda 2 puanı olan satıcı nasıl 95 yorum alacak kadar satış yapabiliyor?

aslindasorunumpsikolojik
türkiye amazonda bir satıcı bu adam.satıcı ismini vermem duyuru kurallarına aykırı olabilir.incelemek isterseniz mesaj atsın linki atayım.son 12 ayda 65 yorum, tüm zamanlarda 95 yorumu var.demekki eski bir satıcı.insanlar satıcı puanına hiçmi dikkat etmiyor ? amazon müşterisi bile buna dikkat etmiyo
türkiye amazonda bir satıcı bu adam.
satıcı ismini vermem duyuru kurallarına aykırı olabilir.
incelemek isterseniz mesaj atsın linki atayım.
son 12 ayda 65 yorum, tüm zamanlarda 95 yorumu var.
demekki eski bir satıcı.

insanlar satıcı puanına hiçmi dikkat etmiyor ?
amazon müşterisi bile buna dikkat etmiyorsa çakal satıcılar nasıl ayıklanacak piyasadan ?
0
aslindasorunumpsikolojik
(27.11.20)
Amazonda da parayla yorum kasılıyor maalesef. Lakin yorumları olumlu mu ki hep?
0
olaylar olaylar
(27.11.20)
95 yorum var 65'i negatif. ortalama puanı 5 üstünden 2.
parayla olumlu puan kasma işi değil yani.
adam bariz çok kötü satıcı ama 95 yorum alacak kadar satış yapmış.
her satış yapan yorum yazmaz, en az 200-300 satışı olabilir.
0
🌸aslindasorunumpsikolojik
(27.11.20)
Tek mantıklı açıklama çok ucuza vermesidir,

Mesela yurtdışından gönderim yapan satıcılar var, bunların puanı düşük olmasının sebebi iletişim sıkıntısı ve kargonun gecikmesiydi genelde, fakat aslında insanlara paketleri sağ salim ödediklerinin üzerine ek ödeme yapmadan ulaşıyordu fakat kullanıcı o sinirle 1-2 puan verip paket geldiğinde onu düzeltme yoluna gitmeyebiliyor.

Yerel satıcı ise mantıklı açıklama fiyat oluyor, piyasanın çok altında veriyorsa riski alabiliyor insanlar, bir nevi kumar oynayıp sonra kumardan şikayet ediyorlardır :D
0
atom karincanin torunu
(27.11.20)
Ürünü iyidir, fiyatı da iyidir, satıcısı kötüdür. Olabilir yani.
0
roket adam
(27.11.20)
(9)

Takım elbise

egokalp
merhabalar, bir yeni mezun olarak 2 hafta sonra mülakatım var.bu işlerden hiç anlamam ilk takım elbisem olacak. nereleri tavsiye edersiniz?aslında biliyorum bütçe falan söylemem lazım ama dedigim gibi ortalama takım elbise ne kadardir onu bile bilmiyorum. hatta takim elbise alinca kravat falan da bu
merhabalar, bir yeni mezun olarak 2 hafta sonra mülakatım var.
bu işlerden hiç anlamam ilk takım elbisem olacak. nereleri tavsiye edersiniz?

aslında biliyorum bütçe falan söylemem lazım ama dedigim gibi ortalama takım elbise ne kadardir onu bile bilmiyorum. hatta takim elbise alinca kravat falan da bunun içinde mi oluyor onu dahi bilmiyorum. o kadar cahilim yani.

orta seviye göze abzürt gelmeyecek birşey ariyorum diyelim, tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
egokalp
(26.11.20)
her mülakata takim elbiseyle gidilmez, nasil bir is? banka ya da avukatliksa tabi ki ama yazilimcilikta olmaz mesela.

fiyat bilmiyorum ama network, sarar vs bunlarin outlet magazalarina bakabilirsiniz
0
kuehles blondes
(26.11.20)
yeni mezun için pahalı bir takıma gerek yok. işine girince alırsın iyisini. orta düzey için sarar network çok pahalı gelir. bence altınyıldız ve hatemoğlu tercih edilebilir.

hatta daha ucuza getirmek isterseniz bulunduğunuz ilin avm dışı giyim mağazalarında da uygunlarını bulabilirsiniz.
0
iddaaci
(26.11.20)
@kuehles uzman yardimciligi.

@iddaaci tesekkurler yakinimdaki avm de dediginiz magazalar vardi bakacağım. avm dışı yerlere gidip bakamam ama bu dönemde hem corona var hemde aracım yok
0
🌸egokalp
(26.11.20)
Şu anda Damat'ta inanılmaz indirim var. Fit bir vücudun varsa direkt git Damat'tan al derim.
0
roket adam
(26.11.20)
Devlet kadrosu veya kurumsal bir firma mülakatı ise al siyah bir takım elbise bulunsun dolabında. İleride çevreden nikah düğün oldukça giyer paralarsın zaten.
Yaşadığın şehirdeki outlet avmlere bak derim Damatın modelleri güzel oluyor.
0
cilekli pasta
(26.11.20)
altınyıldız fiyat performans olarak iyidir, üzmez. öncelikle oraya bak.

indirim olmadığı müddetçe network, sarar ilk takım elbise için pahalı olur.

kravat için düz şeyler tercih et. örgülü mörgülü, ya da parlak sentetik şeylerden uzak dur. Takım elbisenin rengiyle benzer tonlarda olması yeterli. Siyah takım alıyorsan düz siyah bir kravat yeter.

bağcıklı rugan bir ayakkabı da bakman lazım. derimod f/p olarak iyi olur ayakkabı konusunda. gidip flodan falan bakma ayakkabıya.
0
benevolent sun
(26.11.20)
Takım elbise demek sadece ceket ve pantolon. Gömlek, kemer, kravat filan genelde ayrı almanız gerekiyor ama bazen kampanya ile birlikte de satıyorlar.

Sarar, Beymen, Damat pahalı genelde. Altınyıldız, Hatemoğlu normal, Kiğılı normalin biraz üstü. Süvari daha ucuz.

Kampanyaya denk getirmeye çalışsan iyi olur. Outlet mağazaları da daha ucuz oluyor.
0
havadakarada
(26.11.20)
Ayrıca Altınyıldız fiyat/performans için +1. Yün oranı hakkında da nasıl olması gerektiğini araştırın isterseniz.
0
havadakarada
(26.11.20)
Siyah düz takım elbise alın, zaten her yere giyersiniz. Düğün, iş görüşmesi vs.
Bütçeyi zorlayın, oluyorsa Network veya Altınyıldız.
Sonrasında 10 sene giyersiniz. Üç tane ucuz takım olacağına bir tane düzgün olsun.

Takım elbise kadar fiyatı ve kalitesi, oturuşu ve şıklığı paralel artan başka bir şey yok.
0
burfak
(27.11.20)
(17)

Çin aşısını yaptırır mısınız?

kostüm çok güzel prenses misiniz
Selamlar,Teyzem Ankara şehir hastanesinde pandemi bölümünde çalışıyor. Birçok doktor oraya gelen çin menşeli aşıyı yaptırmış hatta aileleri için de sıraya girmişler. Başka hastanelerde de gönüllü olarak yapılıyormuş zaten.Çinden gelen her şeye karşı çok mesafeliyim, siz güven duyuyor musunuz? Kendin
Selamlar,

Teyzem Ankara şehir hastanesinde pandemi bölümünde çalışıyor. Birçok doktor oraya gelen çin menşeli aşıyı yaptırmış hatta aileleri için de sıraya girmişler. Başka hastanelerde de gönüllü olarak yapılıyormuş zaten.

Çinden gelen her şeye karşı çok mesafeliyim, siz güven duyuyor musunuz? Kendinize yaptırır mısınız ya da en azından risk altındaki yakınlarınız için düşünür müsünüz? Şahsen Almanya'da üretilen aşıyı seçmek isterdim ancak ona ne kadar ulaşabiliriz bilmiyorum.

Fikir belirtenlere şimdiden teşekkür ederim

Edit: Çin'e duyduğum güvensizlik test kitlerinin geri gönderilmesi, İngiltere'nin bozuk pcr testleri için geri ödeme istemesi vs. yüzünden.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(26.11.20)
güvenmeyip ne yapacağım? corona olup ölüm ihtimalini mi bekleyeyim?
evet, almanyadaki aşı gelse ya da satın alabilsem, tıbbi bilgimle değil tamamen psikolojik sebeplerden pfizerı tercih ederim.

not: öyle bir algı oluştuştu ki çin sanki insanları ddt böcek ilacı gibi aşıyla öldürecek sakat bıracak falan.. bir tek türklerden duyuyorum bir de buna benzer şeyleri yine hayal dünyası yani.
0
jimjim
(26.11.20)
24 yaşındayım, hiçbir kronik hastalığım yok, sporcuyum. Bu sebeplerle ben koronaya yakalanıp atlatmayı yeğlerim. Ama kronik hastalığım olsa, yaşım biraz daha ileri olsa, sırf komplo teorileri var, Çin'in aşısı kötüdür falan diye yaptırmamazlık etmezdim. Adamlar içine zehir koyacak değil ya, en kötü ne olabilir yani.
0
hitokiri kenshin
(26.11.20)
Sıra bana gelene kadar ne olduğu ortaya çıkar zaten. O yüzden yaptırırım.

Çin'den gelen şeylere önyargım yok. Dünyadaki malların önemli bir bölümü Çin'den geliyor zaten. Apple bile üretimini Çin'de yapıyor.
0
himmet dayi
(26.11.20)
Çin aşısı olduğu için değil ama bana niyeyse yeterince test edilmemiş yalap şap piyasaya sürülmüş geliyor o yüzden ilk etapta yaptırmazdım.
0
matilda
(26.11.20)
3 aşıyı da yaptırmayı düşünmüyorum.
0
westblack
(26.11.20)
Valla ben şimdiden olurum ya da olmam diyemiyorum. Gelişmeleri, sonuçları araştırmaları takip eder ona göre karar veririm. Ama şu an yaptırmamaya daha yakınım galiba.
0
Amaranta ursula
(26.11.20)
benim fikrim, şimdi yazdım: eksisozluk.com
0
asbe
(26.11.20)
Vatandaşına değer veren ülkeler aşıya başladıktan sonra düşünebilirim. İlk etapta kobay faresi olmayı düşünmüyorum tabii ki de.
0
roket adam
(26.11.20)
Ben olmayı düşünüyorum. Komplo teorilerini hiç sevmem. Kaldı ki klasik usullerle üretilmiş bir aşı olduğu için en kötü senaryonun antikor seviyesinin düşük olması dolayısıyla korumamasi olacağını sanıyorum.
0
aslil
(26.11.20)
Alman versiyonu varken olmam.

Cin, USA ve Almanya´dan daha etkili bir asi yapsaydi ya da dünyada sadece onlardan ciksaydi asi, olurdum.
0
buf-e kür
(26.11.20)
Asla düşünmüyorum
Uyanık olalım . Çin'den gelen ilk görüntülerde yollarda patır patır insanlar ölüyor düşüyordu (güya)
Şimdi dünyayla dalga geçer gibi eğleniliyor, partiler veriliyor.

Wuhan dışında (ki o kadar kalabalık olmalarına rağmen) diğer önemli şehirlerinde dikkat çeken bir salgın da olmadı.

Bir de aşı çıkarmışlar (tıbbi ekonomi ya da tıbbi kapitalizm)
Bunu pazarlayacaklar. Fakirler için mi ?

Anti virüs yazılımları gibi. satmak için önce virüsü yay sonra anti virüs satın al.

Aliexpress ile Çin'den nerdeyse zamanında bedavaya ürün getirenler için çin aşısı ile korunmak çok zor olmasa gerek .

Biraz düşünen, neden aşı konusunda bu ısrar ve acele edildiği hususunu araştırmalı.
0
Erva
(26.11.20)
Yani bilimsel anlamda guvensizlik duyacak ne gibi bir sebep var bilmiyorum. Sonucta bu asi merdiven alti fabrikalarda cocuk isciler tarafindan uretilmiyor.

Ayrica herkesin kacirdigi onemli bir nokta var bu da Cin'in koronavirus arastirmalari konusunda dunyanin en iyisi olmasi su an. Adamlar 2003'deki SARS'tan beridir haril haril koronavirus calisiyorlar, birsuru bu konuda ozellesmis viroloji enstituleri var hatta birisi de Wuhanda en basindan beri komple teorilerine hedef olan enstitu.

Bu kadar uzun yillardir koronavirus calisip buna asi gelistirmeye calisan arastirmacilara acikcasi daha guvenirim. Cunku on yillardir arastirdiklari konu bu, diger cogu firma gibi opportunistik bir sekilde asi arastirmalarina girmediler. Tabi sonuclar belli olunca gorecegiz ne kadar etkili oldugunu ama gereksiz bir on yargiya sahip olmaya gerek yok.
0
Haldamir
(26.11.20)
4 kişilik ailemde, yarımıza pfizer yarımıza sinovac yaptırma kararı aldık. ikisinden birinin herhangi bir olumsuz etkisinde ailemizin %50'si hayatta kalsın diye.
0
makarnavodka
(26.11.20)
çin'e hiç güvenemiyorum. şu an net konuşmak pek doğru olmaz ama yaptırıp yaptırmamayı ciddi ciddi düşünürüm. uluslararası bir onayı olmadan yaptırmaya hiç sıcak bakmıyorum.türk yetkililerin ya da çin yetkililerin yaptıkları/yapacakları açıklamalara güvenmem. eğer alman aşısı yaptırma şansım olursa içim rahat bir şekilde yaptırırım ancak çin aşısını yaptırsam bile hiç güvende hissetmem.
0
draconas
(26.11.20)
herkes ülkelerden bahsediyor fakat Alman, Amerikan, İngiliz vs. olanlar m-rna aşısı yani daha önce hiç böyle ürün yok ortada. Onun yan etkisi farklı bir etkisi var mı hiç bilinmiyor, şirketler için de iyi fırsat çok büyük bir insan grubu üzerinde deneyip görmüş olacaklar. Halbuki Sinovac'ınki geleneksel aşıymış yani virüsün zayıflamış hali kullanılan vs. Bu yıllardır yapılıyor ve yan etkileri biliniyor. Etkisi m-rna aşıları kadar iyi değil diyorlar o da faz3 tamamlanınca ortaya çıkacak.

Eğer batı kurumları Çin aşısını onaylarsa (Rusya ve Çin'den gelen onaya güvenmem o ayrı, ama batı Çin aşısını onaylarsa) gidip bilerek çin aşısı bile yaptırabilirim.
0
nhk ni youkosu
(26.11.20)
Uzmanlığa saygı duyarım. Güvendiğim bir iki doktora sorarım. Abi ne diyorsunuz derim.siz yaptırdınız mı derim. Yaptır denirse yaptırırım. Bekle denirse beklerim.
0
ycaycayca
(26.11.20)
İlk tercihim aşı olmamak fakat mesleğim yüzünden zorunlu olarak aşı olmam gerekecektir. Umuyorum ki Sinovac aşısını yaparlar. Almanya/Amerika kökenli diye mrna aşısını olacak değilim. Bazılarının bu aşıya ölüp bitmesini ise hakkında hiçbir şey bilmemelerine bağlıyorum.
0
catch the arrow
(26.11.20)
(3)

Otomatik Mail Gönderme Hk.

achilles
Merhabalar, Toplu mail gönderiminde yurtdışındaki hedef müşterilerde özellikle spam sorunu yaşadığımdan, Belli mail adresilerine aynı tanıtım yazısını otomatik tek tek gönderecek bir program mevcut mudur ? Bilen varsa ve cevaplarsa sevinirim.
Merhabalar,

Toplu mail gönderiminde yurtdışındaki hedef müşterilerde özellikle spam sorunu yaşadığımdan,

Belli mail adresilerine aynı tanıtım yazısını otomatik tek tek gönderecek bir program mevcut mudur ?

Bilen varsa ve cevaplarsa sevinirim.
0
achilles
(25.11.20)
Bu tarz işler için mailchimp gibi otomatik göndericiler kullanılıyor. Elle veya programla yapacağın mailing'lerde kesinlikle spam sorunu yaşamaya devam edersin.
0
roket adam
(25.11.20)
sendblaster
0
hay sikfuck
(26.11.20)
Mailchimp eğer ayarları doğru yapılırsa çok güzel çalışıyor, ancak belli bir noktadan sonra çok pahalı. Bu yüzden başka seçenekler varsa ben de öğrenmek isterim.
0
cursor
(26.11.20)
(5)

Reynmen in evi

black mamba
Şu ev hangi semtte ve ne kadardır? Bahçesine bayıldım. Komşularla pek bir ilişkinin olmayacağı izole bir yer. Şöyle bir arsa alsak tek katlı bir ev yapsak etrafıyla ilişkiyi kesebilir miyiz?https://youtu.be/nTYDDNdrdZM
Şu ev hangi semtte ve ne kadardır? Bahçesine bayıldım. Komşularla pek bir ilişkinin olmayacağı izole bir yer. Şöyle bir arsa alsak tek katlı bir ev yapsak etrafıyla ilişkiyi kesebilir miyiz?

youtu.be
0
black mamba
(25.11.20)
arsanın bulunduğu yere göre değişir. Fakat bahçe olsa bile komşu varsa sorun var. Köpeği, müstakil diye son ses açtığı müziği, bahçesinde partisi mangalı, vs vs rahat yok yani öyle hayal ettiğiniz gibi. en yakın insan 1km ötede olursa rahat olur.
0
zoghurt
(25.11.20)
hadımkoy olabilir ya da zekeriyakoy. büyük bi ihtimal ajansı tutmustur. araştırırsan bulursun. böyle cok yer var istanbul'da. her gördüğüne asık olursun
0
koela
(25.11.20)
6 milyon TL ... daha geçen gün bakmıştım fiyatlara
0
xdenizx
(25.11.20)
Link var mı? Hangi bölge burası?
0
🌸black mamba
(25.11.20)
kilyos, şile, zekeriyaköy, beykoz, bir çok bölge var. özellikle istanbulun karadeniz kıyısında bunun gibi binlerce ev var. hatta ev kullanışsız bile sayılabilir, katları çok küçük olmuş. aynı bunun gibi etrafı ağaçlarla çevrili, kendi otoparkı ve bahçesi olan yerler mevcut.
0
roket adam
(25.11.20)
(18)

Ömür geçip gidiyor bir bok yapamadım ve saygı görmek istiyorum hissi

işimdeyim gücümdeyim
İçimi dökmeye geldim. Uzun olacak kusura bakmayın.Yaş 32.Maddi anlamda zor bir çocukluk geçirdim. Bu zorluk beni sevmediğim bir mesleği yapmaya (bir tür memur) yönlendirdi. 22 yaşımdayken babam öldü. Aynı yıl çalışmaya başladım. Bir süre babamdan kalan borçları ödedim. Mesleğimin 3. yılındayken evle
İçimi dökmeye geldim. Uzun olacak kusura bakmayın.

Yaş 32.

Maddi anlamda zor bir çocukluk geçirdim. Bu zorluk beni sevmediğim bir mesleği yapmaya (bir tür memur) yönlendirdi. 22 yaşımdayken babam öldü. Aynı yıl çalışmaya başladım. Bir süre babamdan kalan borçları ödedim. Mesleğimin 3. yılındayken evlendim. Beşinci yılda çocuğum oldu. Aynı yıl ilk arabamı aldım. Yedinci yıl evimi aldım ve kredisini ödemeye devam ediyorum. 10. yılda iki seneliğine yurt dışında (bir arap ülkesi) bir göreve geldim ve şu an Türkiye'dekine göre çok daha güzel bir maaş alıyorum. Yani maddi/ailevi açıdan hiçbir sorunum yok, çok şükür.

Çocukluğumdan beri bilgisayar mühendisi olmak istemiştim. Bahsettiğim sebeplerden dolayı olmadı. 11 yaşımdan beri bilgisayar ve internet dünyası ile iç içeyim. Web siteleri oluşturuyorum, kod yazıyorum, bu işten çok olmasa da para da kazanıyorum.

Bu bahsettiğim işleri yaparken kendimi çok iyi hissediyorum, kendilerine iş yaptığım kişilerle görüşmeler yaparken kendimi değerli hissediyorum. Saygı görüyorum. Fakat asıl işimde bu değeri ve saygıyı göremiyorum. Demek istediğim bana saygısız davradıkları değil. Saygıyı hak edecek değerde bir iş üreten pozisyonda değilim. İş arkadaşlarımın %90'ı boş adam.

Olmam gereken yerde kesinlikle değilim hissini iliklerime kadar yaşıyorum. Mesela bir adam görüyorum, mobil uygulama yazmış, aylık gelirim xx.xxx lira diyor. Diyorum ki bu adam bilgisayarla/programlamayla en fazla birkaç yıl önce tanışmıştır, adam benim hayalimi yaşıyor. Ben ise memur kafasıyla, çocukluktan beri içinde olduğum sektörde silik bir tüketiciden başka bir şey değilim.

Dediğim gibi, yaş 32. Ne kadar ömrümüz var bilemeyiz fakat "adam yerine konulmak", "saygı görecek işler başarmak" ve maddi açıdan kimseye eyvallah etmeyecek noktaya gelebilmek konusunda çıtayı bir türlü yükseltemedim.

Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar.

Ömür de kısa. Böyle geçer mi?
Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor. Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.

Evet, param var, helalinden kazanıyorum, kimseye muhtaç değilim ama saygı görebilmek... Bu yaşıma kadar hiç hissetmediğim duygular bunlar. Yolda görsem selam vermeyeceğim adama gerçekten de selam vermemek istiyorum.

Sizde de var mı böyle bir durum?

edit: tolkien hayranı ve ona katılanların cevaplarına karşı bir açıklama yapma gereği hisettim. arkadaşlar benim saygı görme isteğimden kasıt diğer insanların bana saygı göstermesini istemem değil aslında. ortaya koyduğum iş itibariyle, kişiliğimden bağımsız olarak, yaptığım işe saygı gösterilmesini istiyorum. senin bu yaptığın işi herkes yapabilir gibi değil de x bu işten çok iyi anlar şeklinde tanımlanmak istiyorum. son olarak şunu söyleyebilirim ki bugüne kadar 50 farklı meslektaşımdan duyduğum cümle şu "senin yerinde olsam, x,y,z işlerinden anlasam bu işi yapmazdım" yani ortada net bir şekilde oraya ait olmama durumu var. ego ile ilgisi yok. bir arkadaş "bilgisayar dükkanında format atma" cümlemden ne demek istediğimi gayet iyi anlamış ama siz de haklısınız ben kendimi tam olarak ifade edemedim.
0
işimdeyim gücümdeyim
(25.11.20)
yaşım 32, bilgisayar mühendisiyim, şu ana kadar milletin çalışmaya can attığı şirketlerde çalıştım, ara ara bi bok yapmadım hissi bana da geliyor.
0
oz suser
(25.11.20)
Şu an kısaca yazıyorum ama işin özü kendine saygı. Büyük şeyler başarmışsin, gurur duymalisin
0
kisa
(25.11.20)
David Graeber dayının Bullshit Jobs diye bir kitabı var. Sanırım benzer bir iş yaptığınız için değersiz hissediyorsunuz. Unabomber manifestosunda da bu maddi açıdan doyurucu ama hiçbir tatmin hissi vermeyen işlerin toplumu nasıl kemirdiğinden bahsediyordu.

Yazılımcı olsanız da dönem dönem benzer şeyler hissedeceksiniz. Teknik açıdan çok iyi bir pozisyona geldiğinizde günün yarısını toplantılarla, diğer yarısını diğer yazılımcıların yazdığı kodu review ederek, "şunu nasıl yaparım" sorularına cevap vererek, gönderilen CV'lere bakarak geçireceksiniz.

Ev ve araba sahibi olmak artık beyaz yaka için lüks olmaya başladı (özellikle bekar veya aileden varlıklı değilse) Ben olsam kendimi şanslı azınlıktan sayar, hayattan keyif almaya bakardım.
0
bruce mclaren
(25.11.20)
Ben de mobile developer olarak çalışıyorum ve doktora yapıyorum. Ama bi bok olamadim hissi yüzünden psikolojik destek aldım uzun bir süre. Hala bi bok olmuş degilim ama bununla yaşamayı öğrendim.
0
kaptan maydanoz
(25.11.20)
Başkalarından saygı görmek istiyorsunuz hissi, içerde bi yerlerde kendinize saygı göstermeniz gerekli hissinden geliyor olabilir mi?
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(25.11.20)
j r r tolkien hayranı +1
Saygı görmek istiyorsanız saygı duyacaksınız. Benim hayat görüşüm budur. Siz de biraz geçmişten gelen üzücü günlerden sonra gelen rahatlama sendromu var gibi. O yüzden de diğer insanlara biraz daha üstten bakmaya başlamışsınız.
0
bigcaptain
(25.11.20)
bu hisler benide yokluyor ara ara.

yazilimcilikta okul ve iyi egitim muhakkak onemli. ama kendini gelistirmis cok adam var ve kimse bu adamlarin okulunu sorgulamiyor. benim onceki sirketteki liderim gida muhendisiydi mesela ve muthis adamdi. simdi almanyaya gitti.

xxx kazaniyorum diyen adam cok. kazanan da cok. ama sizin ihtihac duydugunuz para degil sanirim. paranin onemsiz oldugunu iddia etmiyorum tabii.

bence ihtiyac duygudunuz saygiyi insanlarin sorunlarini cozerek kazanabilirsiniz. kendi isinizden bahsetmiyorum.

eger yazilim gelistirerek birilerinin sorunlarini cozerseniz, hem saygi hem para kazanmaniz muhtemel.

ama ilk etapta dogrudan parayi hedeflemek cok makul gorunmuyor. bir sure daha sevmediginiz isinize tahammul edip, bu ketenpereden kurtulmaniz gayet mumkun.
0
foster
(25.11.20)
ben de size farklı bir açıdan bakma fikri vermeye geldim.

öncelikle diğer arkadaşların da söylediği gibi maddi olarak kendinizi şanslı sayabileceğiniz bir konuma gelmişsiniz ve içinde bulunduğunuz bunalım sizi bunu görememeye itiyor.

eğer işiniz sizi gerçekten yormuyor ve sizden bir şeyler çalmıyorsa, önce bulunduğunuz konum ve elde ettiklerinizle mutluluk duymaya çalışın. bunu yaparken de bununla yetinip şükür loopuna düşün demiyorum bakın. halihazırda sahip olduklarınızla mutlu olmayı denedikten sonra kendinize, sizi mutlu eden şeylerden daha fazla ekleyerek zevk almayı öğretin. daha fazla kod yazın mesela. ama bunu mesleki bir zorunlulukla değil de keyif almak için yapacak olmanın rahatlığını hissederek yapın.
yani ben olsam öyle yapardım.
umarım daha da mutlu olursunuz.
0
baharat
(25.11.20)
bu sistemin ve toplumun getirdigi devamli kendini gelistir, hep daha iyisi ol baskisinin bilincaltiniza yerlesmesi de bir faktor bence boyle dusunmenizde.


sal gitsin baba.
0
baldur2
(25.11.20)
Somut bir hedefiniz olması güzel bir şey. Türkiye'deki çoğu insanın bir hedefi ve hayalı yok. Düz ve klişe bir hayat yaşıyorlar ve farkında değiller.

Yalnız, sahip olduğunuz hedef ve hayal kendinizin için. Bir başkaları tarafından saygı görebilmek adına olmasın rica ediyorum. Bu benim için de geçerli.

Kendimden örnek vereceğim. Kendi adıma yapmaya çalıştığım; pişman olmayacağım ve iyi ki bu hayatı yaşadığım diyeceğim bir hayat yaşamak.

Biraz geçmişe gidiyorum. Sene 2017 (o zaman yaş 28) kendime verdiğim bir sözüm vardı. 35 yaşıma geldiğinde sahip olduğum tek şeyin kitaplar olmayacak. 35 olmadan gerçekleştirdiğim birkaç hedef/hayal oldu. Bunlar zaman içerisinde değişiyor, eviriliyor.

Kimseye hesap vermek zorunda değilsin, değilsiz. Belki hedeflerimizi/hayallerimizi gerçekleştirme fırsatını bulamayacağız ama bunun çabasını göstermek bile başlı başına bir macera. Hedeflerimizi ve hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışırken gösterdiğimiz çaba/efor belki bizi çok farklı bir noktaya taşıyacak.

Ayrıca hangi sektöre gidersek gidelim, onlarca/yüzlerce gerizekalı insanlar çıkacak. Keşke olmasalar ama varlar.

Aileniz var, çocuğunuz var. Umarım hep birlikte mutlu hayat yaşarsınız.

Son olarak: j r r tolkien hayranı +2
0
put it in your appropriate place
(25.11.20)
"Konuşmayı dün öğrenmiş, ondan anlamam, bundan anlamam diyen kekoya amirim çekiyorum. Ayıya dayı demekten anam ağladı arkadaşlar."

valla ben burada jrr ve ona katılanlar gibi bir şekilcilikten ziyade mesleğin getirdiği yetersiz ortamdan yakınma görüyorum. yani benim ünvanım şöyle havalı olsundan ziyade, yaptığı işin kattığı manevi tatmin hissinden bahsediyorsun sanırım?
şu cümleden anladım:
"Vallahi bir bilgisayarcı dükkanı açıp format atsam işe suratımda kocaman bir gülümsemeyle gidip gelicem gibi geliyor."

eğer öyleyse bunda kötü bir taraf yok, benim için de kazandığım paradan çok yaptığım işin niteliği önemlidir. insan yaptığı işte katma değer üretemediğini düşündüğünde daha iyisini yapmak için motivasyon bulamıyor, bu da sıradan ve sıkıcı iş ortamı demek. challenge'lar bazı insanları hayatta tutan şeydir, bu açıdan seni anlıyorum ve söylediklerine katılıyorum.

ama şu saatten sonra maceraya gerek yok, risk alamayacak kadar kaybedecek şeyin var.
o yüzden iş harici bir tatminiyet geliştirmeye bakacaksın. hobi kısmına odaklanacaksın ilgi alanlarında, onlardan mutlu olmaya çalışacaksın. mevcut ekonomik düzende ne yazık ki çok çok az kişi hem iş hem de ücret tatminini bir arada sağlayabiliyor. daha gerçekçi yaklaşman gerekiyor. o sevmediğin iş hayatındaki sorumlulukları yerine getirmeni sağlıyor, sadece bu anlamda bile saygı duyup üzerine çok düşünmeden devam edeceksin. geri kalan zamanlarda seni mutlu eden şeylerle uğraşmaya devam.
0
Jux
(25.11.20)
seninle hemen hemen aynı durumdayım. 2 yıllık bilgisayar teknolojisi ve programlama bitirdim. dgs'yle top 10'daki üniversitelerin birinde bilgisayar mühendisliğini kazandım. okulu okurken kpss'ye girdim. iyi bir puan alarak bir devlet kurumunda vhki pozisyonuna yerleştim. o gün bugündür vhki'yim. 33 yaşındayım. bir taraftan okurken bir taraftan çalıştım. benden daha niteliksiz müdürlerin egolarıyla uğraşıyorum. okul okurken şöyle bir hisse kapılıyordum. okulda atom çarpıştırıyoruz, işyerinde mağara adamlarıyla mamut avlıyoruz. okul ile işyeri arasında o kadar fark vardı yani.

okulu benimle birlikte bitirenler şu an çok iyi yerlerdeler. birçoğu aselsan'da, havelsan'da, vs'de. tamam ben de çok parlak bir öğrenci değildim. ama okul okurken niteliklerini benden düşük gördüğüm insanlar şu an özel sektörde çok havalı unvanlara sahipler. bunların hepsi asgari ücretle işe başladılar. hatta bazıları uzun süreli staj adı altında para almadan çalıştılar.
0
nickini degistiren yazar
(25.11.20)
Motivasyonunuz çok makul gelmedi bana, yani "saygı görmek". İnsan olarak böyle zaaflarımız var ama mesela sizin amirinize gösterdiğiniz saygı gerçek bir saygı mı? İsteklerimiz başkalarının bizim hakkımızdaki düşüncelerine bağlı olduğunda bunları gerçekleştirmek bir hayli güç oluyor kimsenin zihni üzerinde tasarrufa sahip olmadığımız için.


@jrr hayranının dediklerine katılıyorum bu yüzden. Kendinizi ve başkalarını ne fazladan gömün ne de fazladan yüceltin ikisi de sakıncalı bence.
0
playing star again
(25.11.20)
Bir de demişsiniz ki "Bir yazılım firmasında çalışsam teknik açıdan çok iyi pozisyona gelebileceğimden eminim ama orada da artistlik yapacak bir sürü insanla karşılaşıp gelen gideni aratır moduna girmekten korkuyorum.". Madem kendinize bu kadar güveniyorsunuz neden memuriyeti bırakıp bir şirkette işe başlamıyorsunuz? Bence cevabı açık, her şeyin bir bedeli vardır. Devlette vasıfsız birine amirim dersiniz ama işiniz garantidir, olağanüstü haller olmadıkça kimse sizi işten atamaz, maaşınızı kesemez, sigortanı ödemiyorum, tazminatını vermiyorum diyemez. Ama özelde bir sürü risk alırsınız. Birine amirim/patronum çekseniz dahi sizi işten atabilir işinizi düzgün yapmazsanız. Ha tabi bu en kötü senaryo ama, hayalinizi yaşamaktan sizi alıkoyan bir şey yok aslında kendi konfor alanınız dışına çıkma korkunuz dışında.
0
playing star again
(25.11.20)
Playing star again çok güzel yazmış, ben de tam o minvalde bir şey yazacaktım. Sizin yaşadığınız şey, her şeyi riske atıp böyle bir maceraya girememenin kompleksi. Müdürün garip tipler olması, vs vs herkesin yaşadığı şeyler. Ben de IT sektöründeyim, bir sürü dingil var maalesef.

Bu "x bana artistlik yaptı halbuki benden daha aşağı", "bu bana üst olamaz mal bi adam", "ben onlardan daha zekiyim ama z" gibi komplekslerden arınıp, meseleye daha temiz bakmanız lazım. Yolda görsen selam vermeyeceğin adama gerçekten de selam vermemek istiyorsan aileden zengin olman lazım ne yazık ki.
0
roket adam
(25.11.20)
selamlar, şunu yazmak istiyorum ben de.

devlet kurumunda çok kısa süre, öğrenciyken yarı zamanlı olarak çalıştım. hakikaten çok mal insanlar vardı, üstüm olan. yahu bu insanlar nasıl girmişler memur olmuşlar derdim. çok da güzel hakları vardı. vasıfsızlardı ama o insanları kolay kolay kimse de atamazdı işten.

sonra mezun oldum, 5 yıldır özel sektörde çalışıyorum. mesleğimi ve gün içerisinde yaptığım işi seviyorum. yöneticilerim kalifiye insanlar, sizin belirttiğiniz o saygıyı görüyorum. ama özel sektör ne demek biliyor musunuz? benim o işi iyi yapmam, saygı görmem ama bu nedenle de üstüme iş yıkılmaya devam etmesi demek.

hızlı olduğum için saygı görüyorum.
düzgün çalıştığım için saygı görüyorum.
patronum da yöneticim de beni seviyor, çünkü işlerine yarıyorum.

saldırgan amaçla söylemiyorum yanlış anlamayın, buyurun o zaman istifa edip şansınızı istediğiniz yerde deneyin. ama ayrılmadan önce artılar/eksiler listesi yapın muhakkak. şimdiki işinizde kaybedeceklerinizi göz önünde bulundurun. bundan rahatsızlık duymayacaksanız, bunu göze aldığınız noktada her şey sizin.
0
noxell
(25.11.20)
kendimi yanlış ifade ettim sanırım, soruma edit yaptım arkadaşlar. son paragrafa bakabilirsiniz.

@tolkien hayranı ve ona katılanlar
0
🌸işimdeyim gücümdeyim
(26.11.20)
Anladığım kadarıyla başlığı okuyanların büyük çoğunluğu "saygı" kısmına takılmış.

İsteklerinin ve yaşama arzusunun farkında olan birisinin bu koşullarının kabul görmesini istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Birilerinin değil kendi hayatımız için çalışmalıyız.

Ülkede ne yazık ki sürü psikolojisi var bir kişinin hatalı yorumunun peşinden herkes gidebiliyor maalesef.
0
Avoiding The Puddle
(27.11.20)
(6)

macbook pro intel işlemcili alınır mı?

solitude ov the lonliest star
16 inç şu an satışta olan modeli sizce alınır mı? final cut pro kullandığım için m1 işlemcili modeller işimi aksatmıyor, m1 desteğini hemen verdiler zaten ama 13 inç modeller fazla küçük ve 2 adet Thunderbolt 3 portu resmen acımasızlık. 16 inç m1 modelleri ne zaman gelir bilmiyorum. martta 2021 earl
16 inç şu an satışta olan modeli sizce alınır mı? final cut pro kullandığım için m1 işlemcili modeller işimi aksatmıyor, m1 desteğini hemen verdiler zaten ama 13 inç modeller fazla küçük ve 2 adet Thunderbolt 3 portu resmen acımasızlık. 16 inç m1 modelleri ne zaman gelir bilmiyorum. martta 2021 early modelleri duyurur diyenler var, 2021 sonuna kadar gelmez diyenler var. özel konfigürasyon alacağım, sizce 16 inç m1 modelleri beklemeli miyim yoksa intel işlemcili modellerden tatava yapmadan alıp geçeyim mi?

www.pt.com.tr şu versiyonu almayı düşünüyorum, direkt mağazadan alacağım.

bir de, iş yerinde apple kullanıyoruz ama kendim macbook piyasasına hakim değilim, linkteki ürünü alsam kafama eserse 16 inç m1 modelleri geldiğinde değiştirmek istersem aletin ikinci el fiyatı çok zarara uğratır mı? hem 16 inç modelleri beklerken hem de m1 modellerin daha incik boncuk incelemeleri düşer, daha yeni bir teknoloji sonuçta.
0
solitude ov the lonliest star
(25.11.20)
benim aklıma maddi boyutu geliyor, şimdi m1i lanse ettiler, başarılı olduğunu da gördüler kalkıp 10 bin lira m1 için fark isterlerse ve o zaman yani istediğin modelin m1li versiyonu çıktığı zaman dolar euro da alır başını giderse hiç alamayabilirsin bile.

türkiyede yaşamanın sıkıntıları işte.
0
killerbee
(25.11.20)
Maddi acidan zorlamayacaksa, ben olsam m1 islemciyi beklerdim. Hem de bu sure zarfinda m1 islemci kullananlarin geri donuslerini de gormus olursunuz.
0
brkylmz
(25.11.20)
intel icin gec apple silicon icin erken cok pis bir donem. m1'in her ne kadar performans ustunlugu olsa da eksikleriyle bir 1. nesil urun oldugu bariz. yerinde olsam 2. nesil urunleri beklerim.
0
eksimtrak
(25.11.20)
@eksimtrak +1, gundelik hayatta kullandigin app'lerin performansina gore karar ver. mesela henuz blender c4d falan calistiramiyor bildigim kadariyla, o app'lerin uyumlu hale getirilmesi lazim. veya yazilimcilarin kullandigi docker vesaire. ben de 2. nesili beklerdim acil alman gerekmiyorsa. ha ama benim acil almam gerektigi icin intel islemcili macbook'u aldim, su an gumrukte. birkac sene icinde m1'in gidisatina gore eldekini satip uzerine biraz koyup alirim. su anda gelen incelemeler cok iyi ama hala net degil, tam performans degil, uyumluluk yeterli degil. benim icin. kendi kullanim aliskanligina gore incelemelere bakip karar ver derim.
0
hjarteblod
(25.11.20)
açıkcası 1-2 sene bekleyecek lüksüm yok çünkü ağırlıklı olarak apple motion ve final cut pro kullandığım ana programlar zaten. 2021'in ikinci çeyreğine kadar idare edebilirim. araştırmaya devam edeyim ama 16 inçlik m1 modellerini bekleyeceğim gibi duruyor. cevap veren herkese teşekkürler.
0
🌸solitude ov the lonliest star
(25.11.20)
Apple Motion ve FCPX zaten Apple Silicon'un en çok fark yaratacağı uygulamalar olacak deniyor. Ben olsam ben de beklemeyi tercih ederdim.
0
roket adam
(25.11.20)
(5)

Yayıncılık, kutu açılışı, ve mini maket yapımları için

myopati multi minicore
Bir ürün önerirmisiniz. Herkes logitect c922 pro streamer falan diyor. Ama ben aslında küçük diy projeleri yapmayı seviyorum. yani maket yapsam bu kameraların oto focusolsun masa üzeri çekim olsun bu işler için ne kullanılır? tam derdimi anlatamadım belki.Yani hani sadece ellerin gözüktüğü yapım vid
Bir ürün önerirmisiniz. Herkes logitect c922 pro streamer falan diyor. Ama ben aslında küçük diy projeleri yapmayı seviyorum. yani maket yapsam bu kameraların oto focusolsun masa üzeri çekim olsun bu işler için ne kullanılır? tam derdimi anlatamadım belki.Yani hani sadece ellerin gözüktüğü yapım videoları oluyor ya onlar neyle çekiliyor.
0
myopati multi minicore
(25.11.20)
Genellikle o sınıfta Webcam'lerden ziyade DSLR fotoğraf makinaları kullanılıyor. İkinci el, webcam özelliği olan ucuz bir DSLR alırsan istediğin videoyu istediğin kalitede çekersin, yakın için de gerekirse makro lens takarsın.
0
roket adam
(25.11.20)
bu konulara yabancıyım ama siz anlıyorsunuz. Bana bir ürün tavsiye edermisiniz aklınızda varsa yoksa araştırıcam tabiki. Black fradayde belki hızlıca alırım diye düşünüyorum.
0
🌸myopati multi minicore
(25.11.20)
soruna cevap tepeden sadece ellerin göründüğü videolar sanıyorum ki go pro gibi action camler ile yapılıyor. kimse dslr kurmakla uğraşmaz tepeye zaten fix fokuslu kameralar. yani fokusları sabit.

özelliklerine bak, belirli bir noktodan sonsuza kadar netler bu kameralar. go prodan bi tık kaliteli görüntü verenler sony rx0 ve rx0 II serisi

eski bi dslrimi (nikon, bunu özellikle söylüyorum nikon en teknolojiksiz firmalardan birisidir, mesela aynı zamanda çıkmış canon, sony gibi kameralar kablosuz olarak çatır çatır bilgisayardan bile kontrol edilebiliniyorken benimki wifi aparatsız, kabloyla ve programa da ayrı para vererek yapabiliyordu bunu) tavana monte etmiştim usb kabloyla bağlamıştım, istediğim tüm değerlerini fokusuna kadar çat çat mouse ile bilgisayardan ayarlayıp, fotoğraf ve video çekebiliyordum. canon, sony ve panasonic gibi markaların hepsinde de vardır bu dslrlerde.

canlı yayın yapmayacaksan web kamerasına para vermek yazık olur. canlı yayın yapacaksan bile yine yazık olur artık cep telefonlnarı, dslr kameralar hatta go prolar bile webcam olarak kullanılabiniyor(go proyu salladım tabi ama o olmaz öteki olur olur yani atla deve değil.)

sırf merakımdan 2013 model dsrimi, 2015 model cep telefonumu web cam olarak kullanmayı denedim, gayet başarılı.
0
killerbee
(25.11.20)
Bütçen varsa Sony ZV-1 epey işine yarayacak tam senlik bir ürün. Hem profesyonel bir foto makinası özellikleri taşıyor, hem webcam olarak kullanılır streamlerde müthiş kalite elde edersin, hem de ürün çekimi vs için çok başarılı modları var. Gopro da kullanabilirsin arkadaşın belirttiği gibi, DSLR kadar kaliteli olmaz ama yine de Webcam'den çok daha iyi olur. Senin stabilizasyon ile çok işin olmadığı için mesela hero 7-8 alman mümkün. Gopro'ların sıkıntısı az ışıkta kaliteyi düşürüyorlar maalesef.
0
roket adam
(25.11.20)
ARKADAŞLAR İYİKİ VARSINIZ. araştırmaya girsem fotoğrafcı olup çıkardım. Dediklerinize bakıcam. Hakkaten cep telefonları bile kullanılıyormuş. zoom için gidip web cam alıcaktım yalandan. özetle c922 ye vericeğm parayla alıcagım performans değmez. Biraz daha bütçeyi artırmam gerekecek.
0
🌸myopati multi minicore
(25.11.20)
(3)

gömlek+ceket'e sırt çantası

diffarentiationation
laptop koymalık yakışır mı? tavsiyeniz var mı?
laptop koymalık yakışır mı? tavsiyeniz var mı?
0
diffarentiationation
(25.11.20)
Kaft olabilir. Laptop sığan modeli vardır sanırım.
0
the coon
(25.11.20)
Ceket üstüne sırt çantası giymek kötü oluyor, ceketin omuz kısımlarını aşındırıyor, ayrıca biraz ergenimsi bi görüntü oluşturuyor. El çantası tavsiye ederim. Ozpack öneririm.
0
roket adam
(25.11.20)
Sirt cantasi degil ama Kaft'in tek askili modeli erkeklerde takim. Elbise ile de cok guzel duruyor.
0
invictae
(25.11.20)
(9)

otomobilde kademeli ötv indirimi hikayesi doğru mu?

avatar is back
ilk önce al satçıların önüne geçmek için bir çalışma var dendi, şimdi de aracını 2 yıl satmama sözü verene yüzde 30, aracını 3 yıl satmama sözü verene yüzde 40, aracını 4 yıl satmama sözü verene yüzde 50 aracını 5 yıl satmama sözü verene yüzde 70 ötv indirimi uygulanacak.gibi haberler dönüyor. peşp
ilk önce al satçıların önüne geçmek için bir çalışma var dendi, şimdi de

aracını 2 yıl satmama sözü verene yüzde 30,
aracını 3 yıl satmama sözü verene yüzde 40,
aracını 4 yıl satmama sözü verene yüzde 50
aracını 5 yıl satmama sözü verene yüzde 70 ötv indirimi uygulanacak.

gibi haberler dönüyor. peşpeşe bu duyumlar biraz heyecan yaptı ama hiç inanasım gelmiyor. böyle bir şey yapar mı devlet? ek olarak bu tip gelişmelerden kimi güvenerek takip edip bilgi sahibi olabiliriz?
0
avatar is back
(25.11.20)
inanılmayacak kadar saçma. ekonomi böyleyken ötv'den feragat edeceklerini düşünmüyorum. araçlar için ötv reformu gelir, hurda araç indirimi gelir ama bu gelmez bence.

Mesut Bıyık bu konularda hükümete yakın birisi. Ondan haber alabilirsiniz bu konularda.
0
false pretension
(25.11.20)
bu dediğiniz şey imkansıza yakın. üst model araçlarda çılgın gibi ötv alıyorlar, yüzde 70 indirim yapsalar ben 10 yıl satmama sözü verip alırım.

şu da var, devlet niye al satçıların önüne geçmeye çalışsın ki? devletin ne zararı var? devlet vatandaşı değil kendi cebini düşünür. her al sat işlemi devlet için ekonomik girdi, noter harcı, plaka harcı şu budur. benim alıp 5 yıl satmayacağım araçta devlet nasıl kar edecek?
0
trajikomix
(25.11.20)
engelliler ötvsiz araç alıyor. ona bile sınırlama koyduktan sonra, bu anlatılan olmaz, olamaz, olabilemez.
0
sutlu nescafe
(25.11.20)
Bunu kim uyduyduysa iyi uydurmuş. Böyle bir şey olması imkansızın da ötesinde.

Bırakın araçlardan alınan ÖTV'yi kademeli kaldırmayı, adamlar milletin aldığı oyun konsollarından alınan %20 ÖTV'yi sözde "geçici" olarak %50'ye çıkardılar, sonra o "geçici" süre bitince tekrar uzattılar. Eminim o süre de bitince kalıcı hale gelecek.
0
battal gemalmaz
(25.11.20)
Recep tayyip erdogan'in chp'ye katilmasi daha olasi.


Ciddi ciddi otv indirimi bekleyenlere inanamiyorum.
0
baldur2
(25.11.20)
sanmiyorum cunku bu sekilde satislari kitlersin ve yakin zamanda genel dunya ve turkiye ekonomisi vergi indirimine uygun durumda degil.

Bu otv isinden geri donus nasil olacak merakla bekliyorum. Bu vergileri zamaninda verenlerin magduriyetleri ne olacak?

Saniyorum tek secenek otv'yi yavas yavas azaltmak ve insanlara alacaklari yeni arabalara donuk, eskiden verdikleri otvler uzerinde vergi kredisi verip yeni arac almaya tesvik etmek.
0
cooperr
(25.11.20)
Hiç birşey imkansız değildir.

Korona biter. Hükümet değişirse neden olmasın.
0
ycaycayca
(25.11.20)
İmkansız bu. Hükümet değişse bile zart diye birkaç milyar dolar para birden oluşmayacak hazinede. Hükümet de uzunca bir süre daha değişmeyecek muhtemelen.
0
roket adam
(25.11.20)
benim insanım arabayı satamazsa perte çıkartır raiç bedel üzerinden sigorta firmasından alır parasını yine satmış olur. :)
0
reanarchy
(25.11.20)
(9)

Ne zaman normale döneriz?

deveyidiken
Malum, aşı çalışmalarına dair bir ton haber duyuyoruz son zamanlarda. Bu gidişata göre sizce ne zaman "oh be" deriz? Ne düşünüyorsunuz?
Malum, aşı çalışmalarına dair bir ton haber duyuyoruz son zamanlarda. Bu gidişata göre sizce ne zaman "oh be" deriz? Ne düşünüyorsunuz?
0
deveyidiken
(24.11.20)
aşı çalışmasının olması bir çözüm değil ki. yüzde100 çalışan bir aşı olsa bile ilk etapta yeteri kadar üretilemeyebilir. hadi üretildi diyelim, içinde çip var beynimizi kontrol edecekler, civa var felç olacağız, domuz kanı varmış ben olmam diyen tipler bitmeyeceği için aşı herkes olmayacak zaten.

tamamen sallayarak 2022 başı diyorum.
0
sutlu nescafe
(24.11.20)
Eski "güvenli" günlere hiçbir zaman dönemeyeceğimizi düşünüyorum ben, aşıyı insanlar "kurtarıcı" gibi görüyor ama öyle bir olayı da yok aşının, aşı dediğin belli bi süre koruyuculuğu olan bir ilaç öyle aşılanınca Adamantium verilmiş Wolverine gibi olmayacağız, %100 koruma garantisi olmadığı için bir şekilde ikircikleneceğiz yine, bu durumda virüs bir şekilde etkisiz hale gelmediği sürece (herhangi bir ilaçla ya da doğal yoldan) öyle ya da böyle bu süreç devam edecek.
0
angelus
(24.11.20)
uygun fiyatlı ilaç+aşı geldiğinde.
Uygun fiyatlı ilaç: maksimum 1 dolar.

Covid oldum 19 kişiye bulaştırdım, sonrasında ilacı aldım iyileştim.
diğer 19 kişi ilaçları almadan önce 287 kişiye bulaştırdı, ilaçları aldı.
287 kişi 3575 kişiye bulaştırdı, ilaçları aldı.

Asıl problem bulaştırıcı olmak, inkübasyon süresi ve semptom göstermeyen kişiler.

Bu döngü sadece bulaştırılan kişilerin aşılanması ve bağışık olması ve ilacın olmasıyla kırılabilir.

Tamamen kişisel teorim: aşı ve ilaçlar ile birlikte dünya nüfusunun bir kısmı korunacak, bir kısmı feda edilecek.
Pesimistliğim nedeniyle üzgünüm.
0
ludwig boltzmann
(24.11.20)
Biraz pesimistim bu konuda. Kafadan en az iki yıl var diyorum. O da tamamen silineceğine ilk etapta ihtimal vermiyorum. İki yıl dediğim de aşının stabil hale gelip yaygınlaşması falan.

Beni asıl işin psikolojik boyutu düşündürüyor. Diyelim dediler ki her şey bitti tamam, gerçekten rahatlayıp maskeleri çıkarabilecek miyiz? Sanmıyorum. İşin endişe boyutu, psikolojik sonuçları daha uzun süreli olacak gibi
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(24.11.20)
2021 sonu diye umuyorum.
0
cooperr
(24.11.20)
Valla pandeminin ilk aylarında da böyle sorular soruluyordu. Tahminler arasında yaz sonu diyen birçok kişi vardı o yüzden pek tahmin yürütmek istemiyorum
0
olaylar olaylar
(25.11.20)
Artık normalimizin bu olduğunu düşünüyorum. Aşıların durumu da net değil, belli bir takvim plan yok ortada her kafadan ses çıkıyor. Zaten çember gittikçe daraldı. Davulun sesi uzaktan da hoş gelmiyordu ama şu sıralar kulağımın dibinde çalıyor.
0
istege bagli sigortasiz
(25.11.20)
Bu iş ya önümüzdeki yaz sakinleşir ya da dünyada büyük çaplı kriz ve dönüşümlere şahit olmaya başlarız diye düşünüyorum.
0
gmzo
(25.11.20)
Global bi firmada çalışıyorum, hem yerel hem global olarak önümüzdeki yıl eylül-ekimden önce bir şey değişmesini beklemiyorlar. Dünyadaki genel memnuniyetsizliği kırmak ve biraz daha enerji basmak için aşı muhabbetini çıkardılar ama hala ortada somut bir sonuç yok. Tamamen psikolojiye oynuyorlar şu anda büyük isyanlar çıkmasın diye.
0
roket adam
(25.11.20)
(5)

İkinci Monitör Tavsiyesi

put it in your appropriate place
İkinci Monitöre ihtiyacım var. Niyetim program öğrenmek. İşte kod yazmak, grafik tasarım, Excel yanı sıra İngilizce çalıştığım oluyor ara ara. Tek ekradan çok zor oluyor.Monitör alacağım ama kaç inç alayım ve marka önemli mi?
İkinci Monitöre ihtiyacım var. Niyetim program öğrenmek. İşte kod yazmak, grafik tasarım, Excel yanı sıra İngilizce çalıştığım oluyor ara ara. Tek ekradan çok zor oluyor.

Monitör alacağım ama kaç inç alayım ve marka önemli mi?
0
put it in your appropriate place
(24.11.20)
mutlaka ips ekran olmalı. 24 inç için min 2k daha büyük inçler için mutlaka 4k.

Marka olarak dell çok güzel. Yazılımcı olarak yazıyorum.
0
demirKamil
(24.11.20)
www.hepsiburada.com

Bende bundan var, çok memnunum.
0
hayirsiz
(24.11.20)
24" yeter bana diyerek başladığım serüveni her zamanki mükemmeli bulma takıntım sebebiyle 44 inchte noktaladım. Eve taşırken de kırdım ekranı. 14" ile devam ediyorum yine. Yetiyomuş meğer.

Mağazada ekran ölçülerine mutlaka bakmanı tavsiye ederim. Youtube'dan çok inceleme videosu izlemiştim ama eve getirip masaya koyunca gereksiz büyük olduğunu anlıyosun. 27" fazlasıyla yeterli. Ultrawide olursa daha kullanışlı olur.
0
IncredibleMau
(25.11.20)
1080p olacak ise 27'' de önermiyorum. demirKamil'in dediği gibi 24 inçten daha büyük olacaksa 4K olmalı. Aksi çok yakından bakacağın için görüntü kaliteli olmaz.

Bunun dışında mutlaka yükseklik ayarı yapılabilen bir şey olsun. Monitörün de altına kitap koymak ile uğraşma.
0
himmet dayi
(25.11.20)
Masan küçük. Dell Ultrasharp'ın 22-24 inçlik full hd modellerinden birini al geç. Dell önermemin sebebi, yan dönebiliyor ve yükseklik - derinlik ayarı var - özellikle buna dikkat etmeni öneririm ısrarla. Dell U2412M kullanıyorum ben, çok memnunum. Bir de HP 24cw var karşımda, onun altına kitap falan koymak zorunda kaldım yükseltmek için, sabit kasalı monitör.
0
roket adam
(25.11.20)
(15)

para harcamanın rahatsızlık vermesi

montakristokondu
Arkadaşlar yargılayıcı ve eleştirel tavırlar için bu soruyu sormuyorum öncelikle bunu belirteyim ben de durumun normal olmadığının farkındayım.küçüklüğümden beri biriktirmeye karşı bir takıntım var, bir şey alacak olsam biriktirir alırdım, ailemden toplu para istemezdim, gençken kyk biriktirip yurtd
Arkadaşlar yargılayıcı ve eleştirel tavırlar için bu soruyu sormuyorum öncelikle bunu belirteyim ben de durumun normal olmadığının farkındayım.

küçüklüğümden beri biriktirmeye karşı bir takıntım var, bir şey alacak olsam biriktirir alırdım, ailemden toplu para istemezdim, gençken kyk biriktirip yurtdışına gittim şimdi 4-5 bin tl bandı maaşlı bir işte çalışıyorum, bir ev alacak param var kenarda ve bunlarla yatırım yapıyorum, fon, hisse, temettü, kripto. sürekli sermaye büyütmeye yönelik bir eğilim içindeyim. örnek vereyim, para 290 bin iken 300 bin hedefi koyuyorum. maaşı da o hedefe ulaşmak için kullanıyorum.

ulan diyorum bu ay maaşımdan kuruş arttırmayacağım, hepsini harcayacağım, yok yine olmuyor.

velhasıl sağda solda hepimizin en az bir kere denk geldiği üstünde yırtık süveter olan toprak zengini trilyonluk emmi gibi öleceğim diye korkuyorum.

erkek, yaş yolun yarısının 5 eksiği.
0
montakristokondu
(24.11.20)
Kadın olsam kaçardım sana :) tamam güzel de ne soruyosun şimdi sen? Nasıl kurtulurum diyorsan birikim hedefi yerine şunu alıcam bunu alıcam diye hedef koy kendine. Harcayamadıktan sonra paranın ne kıymeti var.
0
antihero
(24.11.20)
Soru ne hocam? Bundan kurtulmak istiyorsanız kargo bekleme sevdasına tutulmanız lazım. Ben marketten vs alışveriş yapınca mutlu olmuyorum ama kargo beklerken mutlu oluyorum valla.

Hobi edinmeniz lazım. Epoksi, resim, ahşap yakma veya boyama vs gibi bir hobi seçin ve harcama yapın.
0
Fusha
(24.11.20)
kendinizce mutlu ve yeterli harciyorsaniz ne mutlu, kimsenin kafasina uygun yasamak zorunda degilsiniz.
0
duygusuzromantik
(24.11.20)
Senin yatırımdan anlamayan versiyonunum :) ortaokuldan beri biriktirdiğim parayla üniversite bitince farklı bir şehre taşındım, ev tuttum fln, yine o zamandan beri alıp sakladığım eşyaları evimde hala kullanıyorum. Ucuz bulduğum ve bozulmayacak olan şeyleri de alıp stokluyorum. Mutluysan devam et :) ama arada kendini şımartmak için ufak harcama hedefleri koyabilirsin.
0
pati
(24.11.20)
şöyle bir şey var, bir şeyin ederi neyse veririm rahatsız olmam, ihtiyacımı da alırım esirgemem yani aşırı cimriler belgeseli gibi bir durum yok, ama şu var mesela öğlen yemeğe gidelim diyor ofistekiler, tabi beyaz yakalılık var hep lüks yerlere gidilecek, gitmesen olmuyor, o durumlarda verirken rahatsız oluyorum. bunun dışında hep bir sermaye büyütme çabası. @r evo, süresiz mod kısmını düşünmem gerekiyor galiba, yarın bir araba çarpsa yokuz.
0
🌸montakristokondu
(24.11.20)
valla ben kadınım ama kaçmam size :) bunun bilinçaltınızda psikolojik bir sebebi var belli ki. biriktirmek güzel şey de tam @r evolution'ın dediği gibi süreniz belli değil, yarın kalp krizi geçirip ölmeyeceğiniz, araba çarpıp yatalak olmayacağınız ne malum? dünya malı dünyada kalır bu kadar biriktirme manyağı olmaya gerek yok. savurun demiyorum ama paranın harcanmak için kazanıldığını da unutmayın.
0
candide
(24.11.20)
maaştan değil de yatırımlarınızdan bir kazancınız olduğu zaman, normalde asla harcamayacağınız kadarlık kısmını "havadan gelmiş para" gibi düşünüp harcasanız iyi olabilir belki.

hatta bu harcamayı da teknolojik bir ihtiyacınızı gidermekte kullansanız çok yerinde olur, teknolojik ürünler kolay kolay ucuzlamıyor zaten yine yatırım gibi olur.
0
owaki
(24.11.20)
hocam selam,
benzer sureclerden gecmisiz.

sirf cevap yazabilmek icin giris yaptim, aksam aksam :)

bende surekli birikim yapardim. gelirimin yuzde yetmisini biriktirdigim zamanlar oldu. resmen varyemez amca gibiydim. cok param oldu ama mutsuzdum.


sonra bu konu hakkinda arastirma yapip, hem finans hemde isin psikolojisi tarafinda egitmeye karar verdim.

cok basit iki hap bilgiyi paylasmak istiyorum sizinle;

yatirim yapmayacaksan birikimin hic bir onemi yok. bence zaten bu asamayi cozmussunuz. hisse alimi, temettu geliri elde etmeye calisma, fonlar vs gayet yerinde ve dogru yaklasimlar.

ikinci muhtesem onemli bilgi su;
butce yonetimine gecmek gerek. ve gelirin en az yuzde 15nin eglence butcesi olmasi gerek.

eglence butcesi sadece eglenmek icin kullanilir. sinema, tiyatro, netflix, oyuncaklar, oyunlar vs.

eglence butcesi, biriktirilemez. devredemez. baska amacla kullanilamaz. yani gidip o paraya kiyafet alamazsiniz. kiyafet almak icin ayri bir kisisel butce, saglik, egitim, yatirim, genel giderler vs gibi her kalem icin ayri bir butce.

hic bir butce digerinin harcamasina karisamaz.

diyelim ayin son gunu. eglence butcesinde 100 tl para kaldi. o gece saat 12 den sonra o para ya cope gidecek ya da eglence icin kullanilacak :)

bu konular hakkinda okumalar yapiyorsaniz, muhtemelen babil'in en zengin adami kitabini gormustursunuz.

orada da butcenin yuzde 10nu biriktirmenin yeterli olacagini salik veriyordu.

benim bu butceleme methodunu anlatan profesor ise; en degerli butcenin eglence butcesi oldugunu, surekli buyuk birikimler yaparsaniz bir yerden sonra hayatinizin gri olacagini ve calismaktan zevk alamayacaginizi anlatiyordu.

butceleme de kendinize ozel kurallarda olusturabilme sansiniz oluyor. ornegin ben yuzde 3 yardim butcesi olusturdum. o butceyi sadece cevreme yardim etmek icin kullaniyorum. oyle bir butce olmasa da insanlara yardim ederim, problem degil. ama o zaman bunu takip etmesi cok guc olur. ve bazen yardim etmek istemeyip oteleyebilirim.

mesela gecmisteki garip dusuncelerim neticesinde soyle bir sey olustu; udemy de super kurslar var. ama gram alasim gelmiyor. 30 lirayi cope atsam umrumda olmaz, ama udemy vermek zoruma gidiyordu. egitim butcesi olusturdum. o para egitim disinda hic bir amacla kullanilamayacagi icin, illa bir sekilde orada harcayacagim zaten hissiyle harcayabiliyorum.

yine ayni sekilde, giyim butcem de var :)
0
foster
(24.11.20)
@foster uzun uzadıya yazmışsınız çok da tatmin edici bir cevap müziği kapatıp okudum. yıldızlı bir tik verdim farzedin, ufkumu açtı cevabınız teşekkürler. o kitabı da gördüm ama okumamıştım, bakacağım.
0
🌸montakristokondu
(24.11.20)
hayat kalitenden ödün vermiyorsan sorun değil aslında.

diğer türlü bu davranış bir tür istifçilik. okb konusunda tecrübeli psikolog/psikiyatr yardımcı olur.
0
orpheus
(25.11.20)
boşa tabii harcama, kendine yatırım yap. sana güzel bir örnek vereyim.

15 sene birlikte aynı şirkete girdiğimiz arkadaşım. seni cebinden çıkarır. ailesiyle yaşıyor hala ve ne kazandıysa %95'ini biriktirirdi. kendisine en ufak bir şey almazdı, kursa vs de gitmezdi. odun gibi geçti 15 yıl. 15 yılda hiç bir yere gelemedi. denetim şirketindeydik, 2 yıl çalıştı ayrıldı. 2 yılda ne yükseldiyse odur. hala bir yerde muhasebe elemanı. para biriktirmiştir mutlaka. ama maaşın kendine yatırım yaptıkça katlanacağını unutma. öyle bir yere gel ki, böylelerin 15 yılda biriktirdiğini bir kaç ayda kazan. yani, harcayarak bitiremeyeceğin kazancın olsun.
0
stewie
(25.11.20)
Her işte dengeyi, orta yolu bulmak lazım.

Paranızı hem gerekli şeylere harcayın, hem de kötü günler için bir kenara para koyun.

Para amaç değil, araçtır! Önce ne için para biriktirmeniz gerektiğine karar verin ve buna göre harcamalarınıza yön verin. Ama illa biriktirmeyim, harcayım diye de para harcanmaz. Kendinize bir hobi, keyif alanı bulun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(25.11.20)
30 yaşında birinin 4-5 bin tl maaşla 300 bin tl biriktirmiş olması müthiş bir olay. Aç susuz gezmen lazım yani. Bence biraz tadını çıkarmaya başla artık, gerçekten yazık yani. Arkadaşların dediği gibi hobi, sosyallik, gezme tozma, kendine ayıracağın bir parayı bütçele ve harca. Elektronik olur, gezme olur, sosyallik olur bir şeylere aksın o para. Sürdürülebilir bir şey değil seninki çünkü, bir yaştan sonra depresyona girersin hayat geçti gitti ben ne yaptım diye.
0
roket adam
(25.11.20)
Ben de half life oynarken gidip sürekli healt doldururdum. Hep full healt ile gezme takıntım vardı. Sonra kafaya bir head shot. Herşey iptal.

Olumlu dünya. Borcun harcın olmasın, beslenme, barınma ve yaşlılığa teminat tamamsa, gerisini ye gitsin. Yoksa birileri yiyecek.
0
goklerdengelenkarar
(25.11.20)
Kimi işten çıkıp eve geldiğinde müzik dinlemeden, birkaç sayfa kitap okumadan uyumaz. Kimi maç izler sürekli.
Acaba fon,hisse,kripto işleriyle uğraşmak hobiniz gibi mi olmuş? Ya da zamanınızın çoğunu bunlarla geçiriyorsanız bi tür bağımlılık. Pek bilgim yok ama bunlar epeyi vakit alan şeylerdir diye düşünüyorum. Sanki tutumluluk ya da cimrilik değil sizinki. Parayla oynamak.
Her ne ise yarına çıkacağımızın garantisi yok diye düşünmek lazım.
0
oyokbuyoknevar
(25.11.20)
(8)

İş piyasası ne durumda? (tr/dünya)

bluewhale
Turkiyede ve dünyada(avrupa/k.amerika vs) iş piyasasının şuan ki durumuyla ilgili bilginiz geçen senelerle kıyaslama şansınız var mı ? iş bulmada, değiştirmede sorunyasıyor musunuz? Pandemi büyük anlamda etki ediyor mu?
Turkiyede ve dünyada(avrupa/k.amerika vs) iş piyasasının şuan ki durumuyla ilgili bilginiz geçen senelerle kıyaslama şansınız var mı ? iş bulmada, değiştirmede sorunyasıyor musunuz? Pandemi büyük anlamda etki ediyor mu?
0
bluewhale
(24.11.20)
Avrupa'da kendi kısıtlı çevreme (arkadaşlar, ofis ortamı ve uzaktan tanıdıklarım) bakarak pek bir değişiklik olmadığını söyleyebilirim. Maaşlar ve bonuslar aşağı yukarı aynı. Ben başta bu dönemde iş değiştirmeyi riskli buluyordum ama yılbaşından sonra alternatiflere bakmayı düşünüyorum.
0
bruce mclaren
(24.11.20)
Ingiltere berbat. Zaten Brexit muhabbeti vardi anlasamadilar senelerdir, firmalar onumuzu goremiyoruz hard brexit gelecek bilmemne diye alim yapmiyordu bir de ustune virus cikti. Is degistirmek falan cok buyuk luks herkes isini koruma derdindee, hizmet sektoru coktu zaten.
0
neck_and_neck
(24.11.20)
ben burdan hareketle görüşümü söyleyeyim. sürekli iş değiştirme ile ilgili sorular soruluyor. tam sene sonu, bütçeler bitti/bitiyor, şirketler yeni eleman alımlarına başlıyor ocak ayı için. bence gayet canlı sadece süreçler çok uzun anladığım kadarıyla.
0
regina phalange
(24.11.20)
Ben hukuk camiası için söyleyeyim işler kesat. Millette o kadar para yok ki avukata da para vermiyolar. Çok iyi yerde bürosu olan pandemiden önce çok kazanan bi arkadaşım hiç iş yok diye ağlıyor başka bi arkadaşım kapattı bürosunu memleketine döndü. Bi arkadaşımın geçen sene 2250 lirayla stajyer avukat olarak girdiği şirkete bu sene başka bi arkadaşımı 1500 e aldılar piyasa durgun demişler.
0
hindistan cevizi
(24.11.20)
Pandemi sürecinde 3 kez iş değiştirdim, bu tabi benim salaklığım ama it tarafında piyasa hareketli diyebilirim burdan yola çıkarak :)
0
anneboleyn
(24.11.20)
IT'de piyasa epey hareketli. Türkiye'de bile bir sürü pozisyon açıldı bu yıl.
0
roket adam
(25.11.20)
Ben IT'de terfi aldım. İşe giren çıkan vb. derken bu fırsatı öngörüyordum zaten, beklediğim gibi de oldu. Yurtdışına bağlı bir şirkette çalışıyorum.
0
burka
(25.11.20)
(Avrupa) Teknoloji, muhendislik vb... alanlarda mart nisan civari bir panik hali vardi, herkes durmus veya yavaslamis onunu gormeye calisiyordu, ise alimlar da azalmisti. Su an cogu firma sistemlerini oturttu calismaya devam ediyor. Ise alimlar da normale donmeye basladi.

Hizmet vb... sektorler devletlerin aldigi kararlardan cok etkilendiler. Ozellikle part time islerle gecinen ogrenci ve gocmen kesim issiz kaldi, bazi devletler bu kesimler icin yardim programi yapiyorlar.
0
cleric
(25.11.20)
(16)

Aracınıza hangi firmadan yakıt alıyorsunuz?

iwasbornonamountainside
Elbette şubeden şubeye göre bile değişir ama sizce genel olarak en kaliteli, temiz, sorunsuz, güvenilir akaryakıt firması hangisi en çok hangi firmayı kullanıyorsunuz ve neden?
Elbette şubeden şubeye göre bile değişir ama sizce genel olarak en kaliteli, temiz, sorunsuz, güvenilir akaryakıt firması hangisi en çok hangi firmayı kullanıyorsunuz ve neden?
0
iwasbornonamountainside
(24.11.20)
Opet alıyorum ama Shell olsa Shell alırdım.
0
angelus
(24.11.20)
Shell cok fark ediyor
0
cedex
(24.11.20)
Shell. Benden önceki sahibi hep shell'den alıyormuş, ben de öyle devam ediyorum. Başka denemedim hiç.
0
pati
(24.11.20)
shell genelde. yakında yoksa opet.
0
theseachange
(24.11.20)
BP
0
kisa
(24.11.20)
Shell
0
roket adam
(24.11.20)
shell
0
bordeaux
(24.11.20)
Shell.
0
since1907
(24.11.20)
shell
0
olutaklidi
(24.11.20)
Dizel için konuşacak olursam Shell. Uzun süre Opetten aldım ancak Shelli deneyince hissedilir performans farkı oldu.
0
sumuklurakun
(24.11.20)
Opet ya da Aytemiz.

Aytemiz yol üstü olduğu için. Yoksa genelde Opet'ten alırım ama çok da ayırt etmem. Shell'den de aldım, BP, Total'den de aldım.

Adı sanı belli olmayan yerlerden almıyorum sadece.
0
himmet dayi
(24.11.20)
Shell
0
mikahakkinen
(24.11.20)
shell
0
battal gemalmaz
(24.11.20)
Petrol ofisinin kendi işlettiği istasyonundan alıyorum
0
dadasalon
(24.11.20)
Opet ama cok da guvensigimden degil. Aliskanlik olmus bir de bana yakin. O yuzden tercih ediyorum. Bir ara shell den aliyordum
0
exlibris
(24.11.20)
Shell alıyorum çok sıkışık durumda değilsem başka aramam ama olursa BP alırım opet, petrol ofisi vb. olanlara hiç güvenmiyorum.
0
Uncle Sam
(24.11.20)
(7)

HGS Borcum neden cikmiyor

Sebastian
araci aldim, hgs almadan 3-5 kez kopruden gectim parali yollar kullandim. 1 hafta sonra hem borcu odeyeyim hem de hgs alayim diye ptt ye gittim. borc yok dediler, karti verdiler.. neden borc cikmadi? ne oldu benim o gecisler? her yerden baktim borc harc yok diyor.. sonra sonrun olmasin bunlar ne yap
araci aldim, hgs almadan 3-5 kez kopruden gectim parali yollar kullandim. 1 hafta sonra hem borcu odeyeyim hem de hgs alayim diye ptt ye gittim. borc yok dediler, karti verdiler.. neden borc cikmadi? ne oldu benim o gecisler? her yerden baktim borc harc yok diyor.. sonra sonrun olmasin bunlar ne yapmak lazim?
tesekkurler simdiden
0
Sebastian
(24.11.20)
edevletten plaka ile kaçak geçiş sorgulama yapmayı denedin mi?
0
reanarchy
(24.11.20)
@reanarchy evet yaptim bir ceza gozukmuyor
0
🌸Sebastian
(24.11.20)
İkinci el aldıysanız ve önceki sahibi iptal etmeyi unuttuysa onun hesabından düşmüştür.
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(24.11.20)
@gsgsgsgsgsgsgsgs evet ikinci eldi... soylemek lazim simdi adama o zaman, neyse tesekkurler
0
🌸Sebastian
(24.11.20)
Paralı otoyolların kendi sitesine girip de sorgulama yaptın di mi? ICA, yavuz sultan selim köprüsü, avrasya tüneli, izmir otoyolu vs hepsini sorgula derim. 1 sene sonra avukatlık olarak gelmesin cezalar.
0
roket adam
(24.11.20)
15 gün içinde borç gözükmüyor, 15 gün sonra borç görünüyor.

Ayrıca e-devlet ilgilenmiyor o borçla, karayolları ilgileniyor oradan bakmanız lazım. 4 katı olmuştur şimdi, geçmiş olsun. :(
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(24.11.20)
İkinci else bile hgs üzerinden değil, plaka üzerinden görünmüyor mu borç? Dolayısıyla sizin üzerinize olmalı.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(24.11.20)
(6)

gumruk vergisi 900$

habula
arkadasim amerikadan bana 2 tame gopro yollayacak degeri 900$gumrukte ne kadar vergi oderim bunlara ?vergiyi odedikten sonra rahat cekebilir miyim ? sorun cikmaz degil mi ?
arkadasim amerikadan bana 2 tame gopro yollayacak degeri 900$

gumrukte ne kadar vergi oderim bunlara ?

vergiyi odedikten sonra rahat cekebilir miyim ? sorun cikmaz degil mi ?
0
habula
(24.11.20)
gümrük vergisi %20'dir.

bazı durumlarda gümrüğe ek KDV ve hatta ötv de alınıyor. kdv oranı %18. neye göre değişiyor bilmiyorum açıkçası.
0
prodeq
(24.11.20)
Gumruk vergisi odemezsiniz diye biliyorum ben. Laptoplarda gumruk vergisi olup omamasindan bagimsiz dedigim. Sadece kdv ve otv odenir.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.11.20)
avrupa gümrük birliği sebebiyle avrupa'dan gelen ürünlerde gümrük uygulanmayabilir ama amerika gümrüğe tabi diye biliyorum.
0
prodeq
(24.11.20)
Vergisini ıvır zıvırını ödedikten sonra sorun olmaz da her şeyi eklediğinde Hero 9 alacaksan TR'den alman daha ucuza geliyor. En temizi bavulda getirmek.
0
roket adam
(24.11.20)
1. %20 vergi gümrük vergisi değil KDV'dir Avrupa'dan gelirse %18 diğer ülkelerden gelirse %20 ödersiniz.

2. ab gümrük birliğine üye ülkeyiz Avrupa'dan gelirse muafiyetler var ama bu konuyla ile alakası yok.

cevap olarak;

eşyanız gümrüğe takılırsa beyanname vermeniz istenebilir o zaman gümrük vergisi ve kdv ödersiniz. takılmadan gelirse yine vergiyi kapıda öder eşyayı teslim alırsınız.
0
xdenizx
(24.11.20)
Çok ilginç cevaplar vermişler vergi yok falan diye Gümrükte KDV ödenmez, Laptopta ÖTV yoktur;
www.ticaret.gov.tr

xdenizx'in dediği gibi %18'e %20'lik vergiler var, ek olarak ürün ÖTV 4 Nolu listede bulunan ürünlerden biriyse ekstra %20 vergi çıkar.
Gümrük şu aralar ne durumda bilmiyorum ama normalde 2 taneye bir şey dememeleri gerekse de sen bunu ticari amaçla getirtmişsin yeğenim diyebilirler.

Ek olarak arkadaşınız o cihazı eyalet vergisi de ödeyip alıyorsa bu ürün size pahalıya patlar gibi gleiyor.
0
atom karincanin torunu
(24.11.20)
(12)

iş hayatında para mı huzur mu?

patos64
aslında direk böyle sorunca soru eksik olacak. şöyle açıklayayım, 4 sene civarı bir iş hayatım var ve beş parasız birisiydim ilk zamanlar. evlenecek olsam düğün yapamazdım, araba alsam alamazdım, rahatça dışarıda yiyip içemezdim bile. okul bitti iş hayatına başladım, aklımda işlerden ziyade hep ani
aslında direk böyle sorunca soru eksik olacak. şöyle açıklayayım, 4 sene civarı bir iş hayatım var ve beş parasız birisiydim ilk zamanlar. evlenecek olsam düğün yapamazdım, araba alsam alamazdım, rahatça dışarıda yiyip içemezdim bile. okul bitti iş hayatına başladım, aklımda işlerden ziyade hep ani gelişen bazen benim bazende tanıdık faktörüyle aklımda olmayan işlerde çalıştım, parayı seçtim. para biriktirmeyi seçtim. çok pişman mıyım? değilim, hatırı sayılır bir birikim yaptım. şuanki işim en çok maaşı olan işim ama 24 saat vardiya sistemi ve yorucu, dinlenmesi az vs. 2.5 sene direndim, en sonunda geçen hafta istifa ettim. tabi pandemi vs iş bulmak zor ama, kendime şunu söyledim;
öyle ya da böyle pandeminin neredeyse 1 senesini çalışarak geçirdim, dayanacak psikolojim artık kalmadı, belki 5-6 ay taş çatlasın 1 sene daha çalışabilirdim ama artık gemileri yakmışken çıkmak istedim. artık alanımla iş bulmalıyım dedim, işsiz kalma fedakarlığını kendime yapıp er ya da geç, maaşı standart bile olsa alanımla ilgili iş bulmam gerektiğini, yaşımın çok geçmeden bu kararı almak istedim. çalıştığım yerde gece gündüz karışık vardiyanın getirdiği uykusuzluk düzeni bir yana, baskısı bir yana, dinlenmesi bir yana, bir çok sorun vardı, elle tutulan tek şey paraydı. 2.5 senenin karşılığı türkiyede belki 5 seneye eşdeğerdi. ama bir yere kadar dedim.

bu benim hikayemdi, siz ne düşünüyorsunuz? doğru mu yanlış mı? sizin de böyle deneyiminiz var mı?
0
patos64
(24.11.20)
ikisi de. bu ikisi arasinda bir tercih yapmanin anlami yok. is hayatinda huzurluysan ama paran yoksa hayatinda huzurlu degilsin demektir. is hayatinda huzursuzsan ama paran varsa yine huzursuzsun demektir. her turlu mutsuzsun yani. mutlu oldugun isi yaparken para kazanmanin bir yolunu bulacaksin mecbur. istisnasiz her iste cok para kazanabilen insanlar var. memuriyet kafasindan cikinca oluyor. "boyle calisir yaslanir giderim" dedigin an kaybedersin. alanin ne bilmiyorum ama eminim senin alaninda veya direk alakali is yapabilecegin alanlarda ozellesip dikkat cekip sevdigi isi yaparken para kazanan bir suru insan vardir. onlardan olmaya cabalamak varken neden para ve huzur arasinda tercih yapasin?
0
robokot
(24.11.20)
Huzur

Eski işimde maaşım yaklaşık %20 daha fazlaydı fakat çok daha stresliydi.
Şimdi kafam o kadar rahat ki anlatamam.
0
but that was just a dream
(24.11.20)
İkisini de defalarca bulup kaybeden biri olarak "huzursuz etmeyecek kadar para" diyorum. Aşırı stresli şartlarda kazanılan paranın bedeli daha ağır oluyor. Sadece huzur olsun ben strese gelemem dersen o da az paraya dayalı huzursuzluk getiriyor.
0
istege bagli sigortasiz
(24.11.20)
hayat dediğimiz 3 gün, yarına çıkacağımızın garantisi yok. o yüzden huzur daha mühim bence.
0
candide
(24.11.20)
Huzur. Tercihim bu yönde oldu. Para ve kariyer hırsım yok, önemli olan huzurum olsun. Mezun olduğumdan beri aynı yerde çalışıyorum, 10 yıl bitti. Duyuruda 3-5 yıllık mühendisin beğenmediğini sıkça gördüğüm bir maaş alıyorum, kariyer fln zaten yok. Ama kafam rahat.

Sen de iyi yapmışsın bence.
0
pati
(24.11.20)
Bence de en doğrusunu yapmışsın, bir kere geliyoruz dünyaya. Umarım en kısa zamanda hayal ettiğin gibi bi iş bulursun
0
euteamo
(24.11.20)
fazla huzur da cildi bozar cok memur kafali degilsen. bir de para huzuru pek sevmiyor, huzursuz ortamlarda yeseriyor. nerde hareket orda bereket.

ben ortasi iyidir diyorum, seni baymayacak kadar huzursuz olmali ama zehirleyecek kadar toksik olmamali.
0
cooperr
(24.11.20)
günlük yaşamın 3/4 saatindeki hayat ihtimali için, gününün büyük çoğunluğunu geçirdiğin yerde huzur olmazsa o 3/4 saatinde bir anlamı kalmıyor. genel olarak huzur derim.
0
selam
(24.11.20)
Parası olmayan insanlar Huzur'u
Huzur'u olmayan insanlar para diyecek.

Vardiyalı sistem acayip berbat bir sistem. aynısını 4 sene önce yapmıştım, istifa ettim bende hoş şimdi huzurlu muyum? hayır, daha çok para mı kazanıyorum? evet.
0
paramolacak
(24.11.20)
Kardeşim hayat kısa tabii güzel hoş br şey de, pandemide işten çıkıp ne yapacaksın asıl önemli soru o. Gezeceğim desen gezemiyorsun, restorana gidip bi yemek yiyeyim desen yiyemiyorsun, saçma sapan bir dönem. Bence bu dönem yapılabilecek en iyi şey çalışmak, başka türlü vakit geçmiyor çünkü. Tüm bu değişkenlerden bağımsız olarak pandamı çok çalışmak için çok iyi bir dönem.
0
roket adam
(24.11.20)
Parasızlık da huzursuz ediyor. Bir dengede olmalı diyorum ben +1

Benim de hem parasız, hem huzursuz olduğum bir dönem oldu. Allah bir daha göstermesin, hala sağlığım üzerindeki etkileriyle cebelleşiyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(24.11.20)
işimin ücreti ve şartları çok iyi ama genel olarak huzursuzum. yine de parasız olmaya tercih ederim bu durumu. kendimi şımartarak rahatlayabiliyorum bir nebze de olsa.
0
theseachange
(24.11.20)
(10)

150.000 tl'niz olsa hangi otomatik vites arabayı alırsınız?

ayseee
şartlar benzinli olması2015'den eski olmamasıotomatik viteshangi 2.el arabayı alırdınız bu paraya?kullanım alanı = şehir için günde maximum 30dk.
şartlar

benzinli olması
2015'den eski olmaması
otomatik vites

hangi 2.el arabayı alırdınız bu paraya?

kullanım alanı = şehir için günde maximum 30dk.
0
ayseee
(23.11.20)
polo
0
ayin yazari
(23.11.20)
Polo
0
stewie
(23.11.20)
@stewie @ayın yazarı hangi modeli link atabilir misiniz?
0
🌸ayseee
(24.11.20)
www.sahibinden.com

şuradan şehir filtreleyip temiz olanlara bakabilirsin
0
ayin yazari
(24.11.20)
(bkz: kia rio)


sıfır değilse veya tanıdıktan almayacaksam hayatta polo almam.
0
lancelot du lac
(24.11.20)
Asla polo almam. Dsg arızası diye google da aratin ve görün. Tercihim toyota yaris.
0
luluki
(24.11.20)
Dün sözlüğe biri şunun gibi birşey yazmıştı.
Kafam rahat olsun diyorsan japon arabasi.
Kıçım rahat olsun diyorsan alman arabası.

Bence nmicra,jazz, yaris falan bakın.
2 yaşında polonun şanzıman arızası verdiğini gördüm.
0
ycaycayca
(24.11.20)
jazz polo corsa yaris
0
mikahakkinen
(24.11.20)
Ben de polo alırdım, tertemiz araba, şekli de güzel konforu da.
0
roket adam
(24.11.20)
Şubatta sevgilim sıfır otomatik Polo almıştı 140 bine. Şubattan kasıma kadar bile aşırı pahalandı araba.

Valla biz memnunuz şu an için. Polo iyidir, Alman arabası iyidir. Ama jazz ve yaris opsiyonuna da katılıyorum +1
0
Hallegadola
(24.11.20)
(5)

Hacklendim mi ne oldu?

baldur2
Hem reddit hem de Microsoft Outlook'tan hesabiniza baskasi erismis olabilir uyeliginizi dondurduk, sifrenizi degistirin mesaji aldim.Neler oluyor acaba? Sifrelerimi degistirmeyi basardim bu arada.
Hem reddit hem de Microsoft Outlook'tan hesabiniza baskasi erismis olabilir uyeliginizi dondurduk, sifrenizi degistirin mesaji aldim.

Neler oluyor acaba? Sifrelerimi degistirmeyi basardim bu arada.
0
baldur2
(23.11.20)
Eğer bilgisayarında bir zararlı yazılım varsa ve birileri o yazılım aracılığıyla sana ulaşıyorsa, şifrelerini değiştirmen bu aşamada yeterli değil. Kaspersky gibi bir AV ürünüyle ne varsa tarat derim.
0
roket adam
(23.11.20)
monitor.firefox.com

haveibeenpwned.com

Şu iki yeri kontrol edin, özellikle mail hesabınızı iyi korumaya alın, telefon numaranızı kaydetmeye bakın
0
atom karincanin torunu
(23.11.20)
redditte başıma benzeri geldi ama outlook'da başıma gelmedi.

büyük ihtimalle şifreniz açığa çıktı ve sizin hesabınızı deneyip girdiler.

şifreleri hiç kullanmadığınız şekilde belirleyin.
0
false pretension
(23.11.20)
chrome kullanıyorsanız chrome'da url yazılan yere chrome://settings/passwords yazın. orada ''Güvenliği ihlal edilmiş xx şifre'' yazıyor da olabilir.
0
blue eyes white dragon
(23.11.20)
Mail ve google gibi yerlerde kullandığın şifreleri başka sitelerde kullanma.
0
the coon
(23.11.20)
(8)

Sıfır Arabanın Benzinlisi Alınır mı?

berhudar ol evladim
Hibrid araba mı almak lazım artık?Benzinliler elimizde mi kalır, çok mu değer kaybeder?E bakıyorum millet hala dizel arıyor, alıyor. Îzahlı cevaplarınızı beklerim.
Hibrid araba mı almak lazım artık?
Benzinliler elimizde mi kalır, çok mu değer kaybeder?
E bakıyorum millet hala dizel arıyor, alıyor.

Îzahlı cevaplarınızı beklerim.
0
berhudar ol evladim
(23.11.20)
Türkiyede bu dediğin mantelite yok malesef. Hangisinin piyasası var, hangisi az yakar, yedek parçası ucuza bulunur mu bunlara bakacaksın. Millet ne yapıyorsa onu yapmak en iyisi
0
olaylar olaylar
(23.11.20)
Hibrid araçların geleceği uzun değil. YTL gibi geçiş formu resmen. Elektrikli araçlar yaygınlaşınca Hibrid falan kalmaz. O yüzden şu anda benzinli ile hibrid arasında pek fark görmüyorum ben "ilerde değer kaybetme açısından".

Şu anda benzinli araç tabii ki alınabilir. Dizel araç az yakıyor ama daha pahalı. Benzinli çok yakıyor ama daha ucuz. Siz kullanım miktarınıza göre bir başabaş noktası belirleyip ona göre karar verebilirsiniz.

Yıllar önce Dizel-Benzinli araç arasındaki fiyat farkı ile Benzin-Motorin yakıt arasındaki fark 15 yılda kapanıyordu. Yani Yılda yaklaşık 10 bin km yapan biri için 15 yıl sonra dizel araç almak daha avantajlı hale geliyordu.

Şu anda bu hesap değişmiş olabilir ama çok km yapılmayacak ise dizel aracın sıfırı çok mantıklı olmuyor
0
himmet dayi
(23.11.20)
Bizdeki ÖTV, KDV ve MTV politikalarından dolayı, ülkemizdeki araç alırken ne kadar yakar, masrafı ne oluru karşılaştırarak araç alırsan zarar edersin. Normal ülke olsa hibrid al derdik elbette. Hatta full elektrik al. Ama bizde hala dizel en ekonomik...
0
malheiros
(23.11.20)
hibritin elde kalma olasılığı benzinli arabaya göre daha fazla (en azından şimdilik). türkiye için en az 10 sene var hibritliye alışıp dizelden vazgeçmesi için.
0
false pretension
(23.11.20)
hibridin bence de esprisi yok, almam. Simdilik benzin/dizel devam. Elektrik yayginlasinca full elektrikliye gecilir ama onun hele ucuncu dunya ulkelerinde 2050'ye kadar falan yayginlasacagini zannetmiyorum.
0
cooperr
(23.11.20)
hangi hibrit? plugin hibritleri anlamıyorum gerçekten. bence gereksiz.

yılda kaç km yapacaksınız? eğer düşük km ise dizel işine hiç girmeyin. tar tar tar tar araba kullanmak çok yorucu.
0
co2s2
(23.11.20)
Bir çok araçta artık dizel opsiyonu bile yok. Ben şahsen özellikle dizel almadım kamyon sesi yüzünden, bir çok insan da partikül filtresi, arızasının maliyetleri, adblue, kamyon sesi ve benzeri sebeplerden dizel tercih etmiyor binek araçlarda. Bildiğim kadarıyla satış rakamlarında da benzinli şu anda daha önde binekte, yani dizel arayanlar nispeten 2. planda kalmış.

Hibrit'i ben de henüz deneyimlemedim, bence gerek yok şu an için.
0
roket adam
(23.11.20)
Diğerleri ne yazmış okumadım, bazı şeyleri tekrar etmiş olabilirim. Tam tersi avrupada dizel biteceği için dizeller biraz elde patlayabilir. Yani değeri düşer, 2. elde manuel araç gibi görülür.

Normalde otomobil için daha sağlıklı(az sorun, ucuz bakım, sessiz) olan benzinli motorlardır. Bu sebepten benzin fiyatının düşük olduğu abd vb yerlerde dizel otomobil neredeyse yoktur. Bizde de çok azdı aslında. 2000lerde dizel oranı yüzde 15 falandı. Sonradan yakıt fiyatlarıyla vs teşvik edildi. Şu an avantajı bitti, ama eski kafalılar hala almaya devam ediyor.

Bazı araçlarda aradaki fiyat farkını (50-60K) çıkartmak için yılda 50-100K km yapmak lazım. Taksi değilseniz o fark çıkmaz. Dizelin 5 yaş ve sonrası bakımları da üzer insanı. Az yakıyor diye sevdiğimiz megane geçtiğimiz 2-3 yılda 2 major sorun çıkardı. Biri radyatördü 2K diğeri enjektör 4K sanırım. Totalde 6K masraf. Benzinli ve düzenli bakım gören bir araçta bu düzeyde sorunları daha geç yaşarsınız. Benzin rulez!!! :)

Edit: O kadar yazdım ama hibrite cevap vermemişim. Ben de olsam almazdım henüz. 10 yıla hepimiz tamamen elektrikli araçlar kullanıcaz gibi. Ama henüz yeterince yaygınlaşmadı. Şu an pek bir avantajı yok.
0
the coon
(24.11.20)
(4)

Youtube telif sorunu

paramolacak
Merhaba,Bir YouTube kanalı için video hazırlıyorum sadece sesli bir anlatım olacak 20 dakika falan sürecek video çekimi olmayacak yani anlatan kişi kendini kamerada göstermeyecek onun yerine şu aşağıda ki video ve onun gibi videolar kullansam telif yer miyim ?https://www.youtube.com/watch?v=X7egK9R3
Merhaba,

Bir YouTube kanalı için video hazırlıyorum sadece sesli bir anlatım olacak 20 dakika falan sürecek video çekimi olmayacak yani anlatan kişi kendini kamerada göstermeyecek onun yerine şu aşağıda ki video ve onun gibi videolar kullansam telif yer miyim ?

www.youtube.com
0
paramolacak
(23.11.20)
Yeme ihtimalin var.
0
roket adam
(23.11.20)
youtube, geçen yıldan itibaren mpeg7 teknolojisini kullanmaya başladı. (hani mp3 sesleri tanıyor ya onun görüntülü versiyonu.)

en.wikipedia.org

yani youtube artık görüntüleri de tanımlayabiliyor ve senden önce birilerin yüklediği görüntüleri kullanırsan telif hakkını ihlal etmiş olursunuz.
görüntüyü de kullandırmayabilir.
0
ankarakecisi
(23.11.20)
Çok teşekkür ederim bilgiler için peki ne yapayım sizce nasıl bir yol izleyeyim bu anlattığım durum ile ilgili.
0
🌸paramolacak
(23.11.20)
20 dakikalık bu tarz video çekmek zor değil ya, al telefonu dolaş çiçek böcek yol vs çek derim. En garanti yöntem bu. Telif leş bir şey.
0
roket adam
(23.11.20)
(4)

Koronadan fenalaşan kişi için hastaneden refakatçi istenmesi

birsürüsorumvarr
Merhaba, bir tanıdığım bu şekilde hastaneye çağırıldı. Kardeşi koronadan hastanede yatıyordu. Hastaneden aramışlar, hastanız fenalaştı refakatçi lazım diye. Böyle bir uygulamayla karşılaşan var mı? Çok mantıksız geldi o yüzden sormak istedim. Deneyimlerini paylaşabilen olursa çok memnun olurum.Şimdi
Merhaba, bir tanıdığım bu şekilde hastaneye çağırıldı. Kardeşi koronadan hastanede yatıyordu. Hastaneden aramışlar, hastanız fenalaştı refakatçi lazım diye. Böyle bir uygulamayla karşılaşan var mı? Çok mantıksız geldi o yüzden sormak istedim. Deneyimlerini paylaşabilen olursa çok memnun olurum.

Şimdiden teşekkür ederim.

Ek: Hasta şu an iyiymiş ama hasta bakıcılar yetmiyor diye yardım için tanıdığımı çağırmışlar. Yani hastanız ölüyor haberiniz olsun tarzı bir şey değil. Yer doğu karadeniz.
0
birsürüsorumvarr
(22.11.20)
Ben aylar önce duydum böyle bir şey. 60 yaş üstü bir tanıdığın annesi hastalanınca siz bakacaksınız dediler. Kadıncağıza yatak bulunamamış, epey bekletilmiş. Sonra da ölmüş zaten. Yer Konya.
0
fadetoreality
(23.11.20)
Benim dayim verilen ilaclardan dolayi dengesini yitirip gece dusup kafasini gozunu kirmis... beyin kanamasi gecirdi sonrasinda bir suru is cikti.
Refakatci kalinmasi iyi olur. Bakicilar her zaman yetisemiyor.
Bu arada dayima bakmaya giden annem tum onlemlere karsi virusu kapti. Hemen ona da ilac tedavisi basladilar. Hafif atlatti.
Ilaclar delirium denilen bir yan etki yapabiliyormus. Sonuclari kotu olabiliyor.
0
nax
(23.11.20)
Evet böyle, iki hafta önce biz de aynısını yaşadık. Dedem yoğun bakımdan servise indirildi, "hastane çok yoğun olduğu ve bakacak kimse olmadığı için" "covid + refakatçi bulmamız gerektiği" söylendi.
0
roket adam
(23.11.20)
Evet, bizde yogun bakimdan odaya cikinca cagirdilar ama bizimkinin durumu agirdi, yaninda birinin bulunmasi sartti zira 2 ay YB surecinden sonra kaslari calismiyordu, devlettede yakinimin anlattigi kadari ile hemsire durumu agir olmayana sabah 1 kere gelip ates tansiyon olcuyor, diger tum islemleri kapidan hallediyorlarmis
0
eja
(23.11.20)
(2)

60 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlarda Covid-19 seyri

fadetoreality
Annem ve babam şimdilik hafif öksürük ve ateşle geçiriyorlar. Babamın şikayetleri 8 gündür var. Annemin 2-3 gün. Babamın tomografisi, annemin röntgeni temiz. Şiddetli bir vücut ağrısı gibi başka bir şikayetleri yok.Hipertansiyon, diyabet, astım, obezite gibi hastalıkları olduğu için korkuyorum, ama
Annem ve babam şimdilik hafif öksürük ve ateşle geçiriyorlar. Babamın şikayetleri 8 gündür var. Annemin 2-3 gün. Babamın tomografisi, annemin röntgeni temiz. Şiddetli bir vücut ağrısı gibi başka bir şikayetleri yok.

Hipertansiyon, diyabet, astım, obezite gibi hastalıkları olduğu için korkuyorum, ama az virüs alıp hafif geçiriyor olabilirler diye umuyorum, çünkü maskesiz hiçbir yere gitmediler. Özellikle ikinci hafta sitokin fırtınası nedeniyle şiddetlenebiliyor galiba ve yüksek riskli gruptalar.

İleri yaşta ve/veya kronik hastalığı olup böyle hafif geçiren tanıdığınız var mı? Böyle grip gibi atlatma ihtimalleri var mı, yoksa büyük ihtimalle şiddetlenecek ve hastanelik olacaklar mı?

Herkese geçmiş olsun.
0
fadetoreality
(22.11.20)
Eniştem 84 yaşında. Benim bildiğim şeker hastası ama kesin başka hastalıkları da vardır. Ayakta bir haftada atlattı. Biraz öksürdü sadece. Halam da 75 yaşında falan ve o da şeker hastası. Biraz boğaz ağrısı dışında belirti bile göstermedi.
0
catch the arrow
(22.11.20)
Geçmiş olsun, bunun gerçekten bir algoritması yok. Babam 61 yaşında, dedem 85 yaşında. Babamda hipertansiyon, obezite, dedemde parkinson, obezite, damar tıkanıklığı, vs vs olmasına rağmen babam hastaneye gitmeden, dedem ise birkaç gün yoğun bakımda kalarak atlattılar. O yüzden kafana takma.derim.
0
roket adam
(23.11.20)
(8)

dyson pure

in vino veritas
bu arkadasi kullanip memnun olan var mi? berbat alerjilerimden biktim artik bunu alsam ise yarar mi? hakkinda biraz yorum okudum ama memnuniyet derecesi cok yuksekmis gibi gelmedi, supurgesi gibi fanboylari yok sanirim. o yuzden bunun varligini ogrenince muadillerini de gorme sansim oldu, fiyatlari
bu arkadasi kullanip memnun olan var mi? berbat alerjilerimden biktim artik bunu alsam ise yarar mi? hakkinda biraz yorum okudum ama memnuniyet derecesi cok yuksekmis gibi gelmedi, supurgesi gibi fanboylari yok sanirim. o yuzden bunun varligini ogrenince muadillerini de gorme sansim oldu, fiyatlari yari yariya olanlar da varmis kullandiginiz varsa tavsiye edebilir misiniz? artik nefes alabilmek istiyorum :(
0
in vino veritas
(22.11.20)
Biz delonghi marka almıştık bi tane hava temizleyici, modeli hatırlamıyorum. Gerçekten odanın havasını değiştiriyordu. Dyson'un da işe yarayabileceğini düşünüyorum. Delonghide sorun filtresini değiştirmek gerekiyordu ama yedek parçacıda yedek filtre 0 alet kadardı o yüzden bir daha kullanmadık.
0
mirafiori
(22.11.20)
Venta diye bir marka var. Alman mali ona da bakabilirsiniz.
0
absolutelydevastated
(22.11.20)
O biraz gereksiz pahalı bence başka markalara yönelin.

Bende xiaomi air purifier 3h var, sadece bademcik ameliyatı olduğum zaman 1 hafta kullandım. Sonra baktım odam tozlanmıyor, boşa çıktı. 1000 liraya bırakacağım sıfır gibi.
0
ananiyimioguz
(22.11.20)
Filtreleri çok pahalıydı diye hatırlıyorum ben de, o yüzden vazgeçmiştim.
0
roket adam
(23.11.20)
bu da fos oyleyse, anlasilan bize yine uykusuz alerjik geceler :( tesekkurler yukaridakiler.
0
🌸in vino veritas
(23.11.20)
dün sipariş verdim.
winix zero pro ile arasında kalmıştım.
0
vaktiyle iyi biriydi
(29.11.20)
@vaktiyle iyi biriydi memnun kalirsan bana da yazabilir misin biz de alalim?
0
🌸in vino veritas
(29.11.20)
takip ben de geceleri uyuyamıyorum alerjiden :(
0
eatpraylaw
(30.11.20)
(3)

İstanbul'da Yeni Bina Ev Almak, Müteahhitler ve Kredi

princess eugenie
Merhaba,İstanbul'da ev almaya niyetlendik, cebimizde alacağımızı düşündüğümüz ev 100 lira ise 25 lira para var. Krediye uygun evler için 75 lira kredi çekilebiliyor diye biliyoruz. Gel gör ki bütün müteahhitler bu evi 100 liraya satıyorum ama bu evin rayiç bedeli 45 lira, biz rayiç bedel üzerinden s
Merhaba,

İstanbul'da ev almaya niyetlendik, cebimizde alacağımızı düşündüğümüz ev 100 lira ise 25 lira para var. Krediye uygun evler için 75 lira kredi çekilebiliyor diye biliyoruz. Gel gör ki bütün müteahhitler bu evi 100 liraya satıyorum ama bu evin rayiç bedeli 45 lira, biz rayiç bedel üzerinden satış yapıyoruz aksi halde bize çok vergi geliyor, o yüzden onun %75'i üzerinden ancak 33 lira kredi çekebilirsiniz, yani 67 lira cebinizde olması lazım diyorlar.
Biz de almak istediğimiz ayarda bir evi asla alamıyoruz. onun yarısı kadarlık bir evi almamız lazım anca.

Bunu nasıl aşabiliriz, ne yapmak lazım?

Müteahhitten değil siteden veya başka bir insandan mi almak lazım?
Bu saçmalığı yapmayan ev-site-proje bilen var mı?
0
princess eugenie
(20.11.20)
filtreyi 1-5 yıl aralığına indirgeyin. sahibinden almaya çalışın. birkaç yıllık evler çok yıpranmamıştır, ayrıca birçok ufak tefek eksiği giderilmiştir.

müteahhite vergi ver diyeceğine halkın ortasında küfür etsen yarabbi şükür der.
0
sarcophagus
(20.11.20)
Bu rayiç bedelin düşük gösterilmesi olayı, ileride evi satarken de başınızı ağrıtan bir olay. Müteahhitten değil de hazır yapılmış binadan almanızı öneririm.
0
roket adam
(20.11.20)
O halde marka değeri olan firmalardan alacaksınız. Örneğin; gül inşaat, emlak konut vs.
0
Unde bach canim
(20.11.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.